İnsanları mutlu etmemiz için ne yapmamız gerekiyor?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mutluluk » İnsanları mutlu etmemiz için ne yapmamız gerekiyor?
share on facebook  tweet  share on google  print  

İnsanları mutlu etmemiz için ne yapmamız gerekiyor?

İnsanların mutlu etmeniz için onların memnun olacağı şeyleri onlara ulaştırmalısınız. İnsanları tanımaya çalışın. ‘Hangi istikamette ona yardım edebilirim?’ diye düşünün ve her yaptığınız yardımın, onları mutlu edebilecek olan her davranış biçiminizin size derecat kazandırdığını sakın unutmayın. Kime ne kadar mutluluk verebilirseniz o miktardaki derecatı Allahû Tealâ size mutlaka kazandırır. Hayatınızı hep başkalarını mutlu etmeye adayın sevgili kardeşlerim! İnsanları sevin ki; onlar da sizi sevsinler. Onlara, anlattığımız güzellikleri anlatın ve eksik bırakmayın.

Ne demek istiyoruz? İşte koskoca bir İslâm âleminin İslâm’ı 5 şarta indirgendiğini görüyoruz sevgili kardeşlerim. Diyorlar ki:
 
“Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek. İslâm’ın 5 şartıdır ve biz bunu yaparız. Namaz kılarız, oruç tutarız, zekât veririz, hacca gideriz, kelime-i şahadet getiririz.” Bir defa daha bakalım:  Namaz kılmak var, oruç tutmak var, zekât vermek var, hacca gitmek var, kelime-i şahadet getirmek var. Ee, hani tâbî olmak? Hani ruhu Allahu Teala’ya ulaştırmak?

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ farz kılıyor. Ruhunuzu ölmeden evvel Allah’a ulaştırmak mecburiyetindsiniz. O zaman İslâm olabilirsiniz.
 
İslâm “teslim olan” demek, ruhunu Allah’a teslim eden demek.
 
İnsanlar namaz kılıyorlar, oruç tutuyorlar, zekât veriyorlar, hacca gidiyorlar, kelime-i şahadet getiriyorlar ve diyorlar ki;     Biz İslâm olduk.” Nasıl siz İslâm oldunuz? İslâm “teslim olan” demek, siz ruhunuzu mu Allah’a teslim ettiniz de hedefe ulaştınız? Fizik bedeninizi mi teslim ettiniz? Nefsinizi mi teslim ettiniz? İradenizi mi teslim ettiniz? Neyinizi Allah’a teslim ettiniz de “Biz Allah’a teslim olduk.” diyorsunuz.

“İslâm olduk.” diyorsunuz. İslam olan “Allah’a teslim olan” demektir. Hiç kimse kendi kendine teslim olamaz. Mutlaka bir mürşide tâbî olmak mecburiyetindedir.
 
Öyleyse bu istikamette hedefe ulaşmak isteyen insanların yapması  lâzımgelen şey: Boy abdesti alacak, hacet namazını kılacak, Allah’tan mürşidini soracak ve Allah mutlaka 1.’de olmasa bile 2.’de veya 3.’de ona mürşidini gösterecek. Yapması lâzımgelen şey o mürşide ulaşmak, tâbî olmak. Veya o mürşidin kendi bulunduğu bölgede bir yetkili müridi varsa, tövbe verebilen bir müridi varsa ona tâbî olacak. Tâbî olduğu zaman ruhu vücudundan ayrılacak ve Allah’a doğru yola çıkacak.

İşte sevgili kardeşlerim, bu işlemin mutlaka gerçekleştirilmesi lâzım. Buna tâbiiyet deniyor. İslâm’ın temel fonksiyonel yapısı budur; tâbî olmaktır. Ruhunuzu Allah’a ulaştıracaksınız, fizik bedeninizi teslim edeceksiniz, nefsinizi teslim edeceksiniz, iradenizi teslim edeceksiniz; bunların hepsi adım adım sonradan geliyor.

* Bir insan daha Allah’a ulaşmayı dileyip de ölse 1. kat cennetin sahibidir.
* Mürşidine tâbî olsa 2. kat cennetin sahibidir.
* Ruhunu teslim etse 3,
* Fizik vücudunu teslim etse 4,
* Nefsini teslim etse 5,
* Muhlis olsa 6,
* İradesini Allah’a teslim etse 7. kat cennetin sahibi olur.
 
Allahû Tealâ 7 kat cennet bahşetmiştir. Ve 7 kat cennet için de ayrı ayrı fonksiyonel yapı, herkes için açıktır. Allahû Tealâ herkesin mutlu olmasını ister. Herkesin kendi gayreti kadar mutlu olması Allahû Tealâ’nın kanunudur.
 
Allah razı olsun.

Benzer konular