Bu anlattığınız mutluluğu yaşayabilmek için ibadetlerimizi düzenli bir şekilde yapmak yeterli olur mu? Fazladan yapmamız gerekenler var mıdır?

İbadetlerinizi güzel yapmanın yanı başında bir mürşide mutlaka tâbiiyetinizi mutlaka gerçekleştirmelisiniz. Allahû Tealâ tâbiiyeti farz kılıyor. Neden farz kılıyor acaba, hiç düşündünüz mü sevgili kardeşlerim? Niçin “tâbî olun, mutlaka tâbî olun?” diyor. Çünkü ruhumuzun dünya hayatını yaşarken Allah’a ulaşması lâzım. Kim tâbiiyetini gerçekleştirirse onun ruhu vücudundan ayrılarak Allah’a doğru yola çıkar, 7-8 aylık bir devrenin sonunda da Allah’a ulaşır. Ne olmuştur bu kişi? Bu kişi ermiş evliya olmuştur.

Nereye ermiştir? Allah’a. Nesi ermiştir? Ruhu ermiştir.

Vücudundan ayrılan ruh, Allah’a ulaşmıştır. Peki, bu kişi ruhsuz mudur? Ruhu Allah’a teslim edilmiştir. Böyle olan insanlar İslâm adı verilen bir statüde değerlenir. İslâm “teslim olan” demek. Bu kişi en azından ruhunu Allah’a teslim etmiştir, İslâm olmak şerefine ermiştir. Sonra fizik vücudunu teslim edecektir, sonra nefsini teslim edecektir, en sonra da iradesini Allah’a teslim edecektir. Ve teslimler tamamlanacaktır.

Biz İslâm olanlar Allah’a ne kadar hamd etsek, şükretsek azdır sevgili kardeşlerimiz. Çünkü ruhumuzu, bu dünya hayatını yaşarken Allah’a ulaştırmak şerefine nail oluyoruz. Ruhumuz biz dünya hayatını yaşarken Allah’a ulaşıyor.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ hepinizden sadece ve sadece sizin mutlu olmanızı ister. Bu mutluluk dünya mutluluğudur. Bu mutluluk daha sonraki devrede de ahiret mutluluğudur, cennet mutluluğudur. Hepinizin hedefi, bu mutlulukların sahibi olmaktır. Yüce Rabbimiz herkese bu büyük imkânı vermek için hep hazırdır, diyor ki açık ve kesin olarak:

“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.”

(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Onu Kendime ulaştırırım.” deyince; “Onun fizik vücudunu Kendime yapıştırırım.” demiyor Allahû Tealâ, “Onun ruhunu Kendime ulaştırırım.” demiş oluyor. Ve kişi böylece ruhunu Allah’a dünya hayatını yaşarken ulaştırmış oluyor.

İşte Allahû Tealâ’nın istediği şey açık ve kesin olarak bu teslimin gerçekleşmesidir. Ruhunu Allah’a teslim eden bir kişi temel hedefini gerçekleştirmiştir. Ruhu Allah’a ulaştırmayı 7-8 aylık bir devrenin içinde bu kişi başarmıştır. Ruh, vücuttan ayrılarak Allah’a doğru yola çıkmış ve Allah’ın Zat’ına ulaşmıştır, Allah’ın Zat’ında ifna olmuştur.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın hepinizden istediği şey emrettiği hedeflere ulaşmanızdır. Şimdi dînimizin adına bakalım; ne görüyoruz? Dînimizin adı İslâm. İslâm. Ne demek İslâm? İslâm “teslim olan” demek.:

1- Allah’a ruhunuzu teslim edeceksiniz.
2- Allah’a fizik bedeninizi teslim edeceksiniz.
3- Allah’a nefsinizi teslim edeceksiniz.
4- Allah’a iradenizi teslim edeceksiniz.

4 tane teslim Allah ile olan ilişkinizde birer birer gerçekleşecektir. Her gerçekleşmede, biraz daha üst seviye Allah’a yakın bir insan olacaksınız. Allah ile konuşacaksınız sevgili kardeşlerim. Allahû Tealâ her zaman konuşmanız için hazırdır ama sizin lâyık olmanız kaydıyla.

Sevgili kardeşlerim! Hedeflere ulaşmak Allahû Tealâ’nın temel emridir. Bu hedefleri gerçekleştirmelisiniz.

Allah razı olsun.