İnsanlara mürşidden bahsedince; “Fazla derine gitme. Orta yolu bul. Yoksa kafayı üşütürsün.” diyorlar. Bu konuda acaba bizi aydınlatabilir misiniz?

Tabiî. Eğer kafayı üşütmüşler varsa, böyle söyleyenler sevgili kardeşlerim! Aklı başında olan bir insan Kur’ân’ın Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’e Allahû Tealâ tarafından indirildiğini kesin olarak bilen, buna îmân eden kişidir. Öyleyse kim size bu tarzda bir ifade kullanırsa yani; “Sen Kur’ân’daki Allahû Tealâ’nın ‘Mürşidinize tâbî olun! Ruhunuzu Bana ulaştırın, ruhunuzu teslim edin! Sonra fizik bedeninizi teslim edin! Sonra nefsinizi teslim edin! Sonra iradenizi de teslim edin!’ şeklindeki âyetlerine inanmıyor musun?”

İşte onlara bunu söyleyeceksiniz. Allahû Tealâ ruhunuzun da, fizik bedeninizin de, nefsinizin de, iradenizin de Allah’a teslimini Tevrat’ta da farz kılmış, İncil’de de farz kılmış, Kur’ân-ı Kerim’de de farz kılmış. 7 tane safha ve teslimler 4 tane: Ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah’a teslimi. Sırasıyla Tevrat’ta da var, İncil’de de var, Kur’ân-ı Kerim’de de var. O zaman sevgili kardeşlerim, üç dîn de Allah’ın bir peygamberinin dînidir ve hepsi de aynı esasları aslî unsurlar olarak mutlaka kapsar. Aradan geçen yüzlerce yıl sebebiyle merasimlerde, ritüellerde değişiklikler olmuştur. Ama aslî unsur hiç değişmemiştir. 7 tane safha ve 4 tane teslim: Ruhun, fizik bedenin, nefsin ve iradenin Allah’a teslimi.

Allah razı olsun.