Bize “Ne zamandan beri müslümansın?” diye sorulduğunda cevap olarak: “Kâlû belâ gününden beri…” diye cevap veriyoruz. Bu doğru mudur? “Kâlû belâ günü” ne demektir? Bize açıklayabilir misiniz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Kâlû Belâ » Bize “Ne zamandan beri müslümansın?” diye sorulduğunda cevap olarak: “Kâlû belâ gününden beri…” diye cevap veriyoruz. Bu doğru mudur? “Kâlû belâ günü” ne demektir? Bize açıklayabilir misiniz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bize “Ne zamandan beri müslümansın?” diye sorulduğunda cevap olarak: “Kâlû belâ gününden beri…” diye cevap veriyoruz. Bu doğru mudur? “Kâlû belâ günü” ne demektir? Bize açıklayabilir misiniz?

Allah razı olsun. “Kâlû”, “dediler ki” demek. “Bela” da “evet” demek. “Dediler ki; evet.” günü.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ istiyor ki; herkes mutlu olsun. Böyle bir mutluluğu yaşamak şarta bağlıdır. Hiç kimse bedavadan mutluluğu yaşayamaz. İnsanlar cemaat halinde yaşamak mecburiyetindedir. Hiç kimse giyebileceği, yiyebileceği, ihtiyacı olan şeylerin hepsini kendisi oluşturamaz, vücuda getiremez. Bu sebeple insanlar ayrı ayrı işlere sahip olurlar ve herkes üretip başkasına sattığı, o noktada aldığı parayla kendisinin ihtiyacı olan şeyleri satın alır. İşte bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın dizaynı budur. Kim “evet” demeyi başarırsa, Allahû Tealâ ona yardım eder. Ama bu “evet” demek kalpten olmak mecburiyetindedir. İnsanlara her zaman en güzel şekilde, onları mutsuz etmeyecek, tam aksine mutlu edecek şekilde cevaplar vererek konuşmalısınız.

Sevgili kardeşlerim! Ne kaybederiz? Eğer biz etrafımızdaki insanlara onları mutlu edecek cevabı verir de onları da mutlu edersek, ne kaybederiz? Hiçbir şey kaybetmemekten başka kazancımız olur. Çünkü kime ne kadar mutluluk verirseniz, o mutluluğu verdiğiniz anda Allah sizi de o miktarda mutlu eder. Daha karşı taraftan size bir şey gelmedi. Sizin ona yaptığınız o güzel davranış, onu mutlu eden davranış sizin kalbinize Allah’ın vereceği mutluluğu taşır. Mükâfatınızı aldınız bile. Ama bunun ötesi de var. O güzel davranışı yaptığınız kardeşiniz, arkadaşınız; ondanda da size güzel bir davranış gelmesi eşyanın tabiatına uygun bir sonuç teşkil eder.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ ister ki; herkes mutlu olsun. Herkes mutlu olabilir. Sadece nefsin afetlerine esir olmadığı sürece… Sevgili kardeşlerim! Nefsin afetleri Allah’ın yasak ettiği herşeyi taşır. Allah’ın uygun görmediği herşey devre dışı kalmalıdır. Davranış biçimlerinizde davranışınızın bütününü başka insanları mutlu edecek davranışlar olarak dizayn etmelisiniz. Göreceksiniz ki; herkese verdiğiniz mutluluğun aynını Allahû Tealâ size de yaşatacaktır. Öyleyse 10 kişiye mutluluk veren birisi her birine verdiği mutluluğun toplamını yaşayacaktır. Yeter mi? Hayır, yetmez. Onların da her birisi kendisine gene onu mutlu edecek olan davranışlarla cevap verecektir. Normal standartlarda olay budur.

Öyleyse görülüyor ki; biz başkalarını mutlu etmek istikametinde ne kadar gayret sarf edersek, aynı gayretin izdüşümü bizim üzerimizde en güzel ufukları açar. Ne kadar köfte o kadar ekmek! Ne kadar çok insanı ne kadar çok mutlu edersek, biz de onlara verdiğimiz mutlulukların toplamı kadar mutlu olmak hakkının imkânının sahibi oluruz ve mutlaka Allahû Tealâ bunu gerçekleştirir. Yani kim başkalarını mutlu etmişse Allah da onu aynı seviyede mutlu eder. Konunun güzel olan tarafı, etrafınızda bir tek kişinin değil, birçok kişinin bulunmasıdır. Ne olur herkesle en güzel şekilde geçinsek, ne olur herkese en güzel şekilde davransak? Hedefimiz sadece etrafımızdaki herkesi mutlu etmek olsa, ne olur? Biz kazanırız. Çünkü her birine ulaştırdığımız mutluluğun aynını Allahû Tealâ bize yaşatacaktır. Etrafımızdaki herkes bizim mutluluğumuz için bir imkândır. Çünkü Allahû Tealâ’nın kanunu budur. Etrafınızdaki 10 kişiden her birine ‘A’ kadar mutluluk verseniz siz ‘10 A’ kadar mutlu olursunuz.

O zaman ipler bizde değil mi sevgili kardeşlerim? İmkânlar bizim elimizde. Sayıyı çoğalttığımız zaman, onu çoğalttığımız zaman daha fazla mutluluğu yaşamak imkânının sahibi oluruz. Öyleyse gayretimiz bu istikamette olmalı.

Allah razı olsun. 

Benzer konular