Bakara Suresinin 8. âyet-i kerimesinde gerçekte îmân etmemelerine rağmen bizde Allah’a ve Allah’a ulaşmaya îmân ettik dedikleri halde, aynı Suresinin 11. âyet-i kerimesinde bu kişilerin fesat çıkaranlar olarak ifade edilmiş olması, Ra'd Suresinin 25. âyet-i kerimesine göre vuslatı kesenler olarak ifade edilmiş olması konusunda ne buyurursunuz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hidayet » Bakara Suresinin 8. âyet-i kerimesinde gerçekte îmân etmemelerine rağmen bizde Allah’a ve Allah’a ulaşmaya îmân ettik dedikleri halde, aynı Suresinin 11. âyet-i kerimesinde bu kişilerin fesat çıkaranlar olarak ifade edilmiş olması, Ra'd Suresinin 25. âyet-i kerimesine göre vuslatı kesenler olarak ifade edilmiş olması konusunda ne buyurursunuz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bakara Suresinin 8. âyet-i kerimesinde gerçekte îmân etmemelerine rağmen bizde Allah’a ve Allah’a ulaşmaya îmân ettik dedikleri halde, aynı Suresinin 11. âyet-i kerimesinde bu kişilerin fesat çıkaranlar olarak ifade edilmiş olması, Ra'd Suresinin 25. âyet-i kerimesine göre vuslatı kesenler olarak ifade edilmiş olması konusunda ne buyurursunuz?

Bakara 11:

2/BAKARA-11: Ve izâ kîle lehum lâ tufsidû fîl ardı, kâlû innemâ nahnu muslihûn(muslihûne).
Onlara (Allah’a ulaşmayı dilemedikleri için, kalpleri engelli ve başkalarını hidayetten men ettikleri için Allah’ın hastalıklarını artırdığı insanlara): “Yeryüzünde fesat çıkarmayın (başkalarını Allah'ın yolundan men etmeyin)!” denildiği zaman: “Biz sadece ıslâh ediciyiz.” dediler.


ve izâ kîle lehum lâ tufsidû fîl ardı: Kendilerine arz da dünyada fesat çıkarmayın denildiği zaman.
kâlû: Derler ki.
innemâ nahnu muslihûn (muslihûne): Biz sadece ıslah ediciyiz, düzelticiyiz derler.

Ra'd Suresinin 25. âyet-i kerimesi:

13/RA'D-25: Vellezîne yankudûne ahdallâhi min ba’di mîsâkıhi ve yaktaûne mâ emerallâhu bihi en yûsale ve yufsidûne fîl ardı ulâike lehumul la’netu ve lehum sûud dâr(dâri).
Onlar, misaklerinden sonra (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini teslim edeceklerine dair ezelde Allah’a misak verdikten sonra) Allah’ın ahdini bozarlar (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim etmezler). Ve Allah’ın, O’na (Allah’a) ulaştırılmasını emrettiği şeyi keserler (ruhlarını Allah’a ulaştırmazlar). Ve yeryüzünde fesat çıkarırlar (başka insanların da Sıratı Mustakîm’e ulaşmalarına mani oldukları için fesat çıkarırlar). Lânet onlar içindir. Ve yurdun kötüsü (cehennem) onlar içindir.

 
Onlar, misaklerinden sonra (Allah’a ruhlarını teslim edeceklerine dair ezelde Allah’a misak verdikten sonra) Allah’ın ahdini bozarlar (ruhlarını Allah'a ulaştırmazlar). Ve Allah’ın, O’na (Allah’a) ulaştırılmasını emrettiği şeyi keserler. Ve yeryüzünde fesat çıkarırlar (başka insanların da Sıratı Mustakîm’e ulaşmalarına mani oldukları için fesat çıkarırlar). Lânet onlar içindir. Ve yurdun kötüsü (cehennem) onlar içindir.

vellezîne yankudûne ahdallâhi min ba’di mîsâkıhi: Ve onlar Allah'ın ahdini misaklerinden sonra naks ederler bozarlar.
ve yaktaûne mâ emerallâhu bihi en yûsale: Ve ulaşmasını Allah'ın emretti şeyi, aslında Allah’a ulaştırılmasını Allah'ın emrettiği şeyi, vuslatı keserler.
ve yufsidûne fîl ardı: Ve yeryüzünde böylece fesat çıkarırlar.
ulâike lehumul la’netu: Allah'ın laneti onların üzerinedir.
ve lehum sûud dâr(dâri): Onların gidecekleri yer ne kötüdür.

Bakara Suresinin 8. âyet-i kerimesinde gerçekte îmân etmemelerine rağmen bizde Allah’a ve Allah’a ulaşmaya îmân ettik dedikleri halde aynı Suresinin 11. âyet-i kerimesinde bu kişilerin fesat çıkaranlar olarak ifade edilmiş olması ve Ra'd Suresinin 25. âyet-i kerimesine göre vuslatı kesenler olarak ifade edilmiş olması konusunda ne buyurursunuz?

Evet, 3 âyet arasında ki içerik onu ifade ediyor. Bunlar yeryüzünde fesat çıkaranlar.

Benzer konular