Kamer 17 ile Enbiya Suresinin 7. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır? Zikir olmadan Kur'ân-ı Kerim'in ruhuna girilemez diyebilir miyiz?
Anasayfa » Ana Sayfa » Zikir » Kamer 17 ile Enbiya Suresinin 7. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır? Zikir olmadan Kur'ân-ı Kerim'in ruhuna girilemez diyebilir miyiz?
Kamer 17 ile Enbiya Suresinin 7. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır? Zikir olmadan Kur'ân-ı Kerim'in ruhuna girilemez diyebilir miyiz?
Allahû Tealâ Kamer Suresinin 17. âyet-i kerimesinde şöyle buyuruyor.
ve lekad yessernel kur’âne lîz zikri: Andolsun Biz, Kur’ân’ı zikir ile kolaylaştırdık.
fe hel min muddekir (muddekirin): Fakat düşünen mi var? Fakat düşünen var mı?
Öyleyse Allahû Tealâ Kur’ân’ı kolaylaştırdığını söylüyor. Zikirle kolaylaştırdığını söylüyor. Yani ne demek bu? Kim zikrini daimî zikre ulaştırırsa o Allah ile direkt temasa geçer. Allah'ın söylediklerini işitmeye ve gösterdiklerini görmeye başlar. Kalp gözü ve kalp kulağını Allahû Tealâ mutlaka açar kişi daimî zikre ulaştığı zaman. O zaman âyetlerin gerçek mânâsını Allahû Tealâ’dan öğrenmeye başlar.
Enbiyâ Suresinin 7. âyet-i kerimesi:
“Biz senden öncede erkekler dışında, kendilerine vahyettiğimiz erkekler dışında kimse göndermedik. Bilmiyorsanız zikir ehline sorun.” diyor Allahû Tealâ. Zikir ehli daimî zikrin sahipleridir.
Bu âyet-i kerime ile Kamer 17 ile Enbiya Suresinin 7. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır? Zikir olmadan Kur'ân-ı Kerim'in ruhuna girilemez diyebilir miyiz?
Evet, zikir yoksa Kur’ân’ın ruhuna kimse giremez. Kur’ân’ın ruhuna bir insanın girmesi mümkün değildir. Kur’ân’ın ruhuna sadece Allah'ın yardımıyla girilir. Allah'ın yardımıysa bu âyette belirtildiği gibi vahiy yoluyla kişiye Allahû Tealâ’nın hitap etmesiyle mümkündür. Bu ise sadece daimî zikir ehli için geçerlidir.
Enbiyâ Suresinin 7. âyet-i kerimesi zikir ehline sual sorulacağını söylüyor, neden?
Zikir ehli ehli tezekkür olduğu için yani Allah ile her konuyu müzakere etme yetkisinin sahibi kılındığı için Allahû Tealâ tarafından, o sorar Allahû Tealâ’da cevap verir. Öyleyse bilmeyen birisi bir şeyler öğrenmek istiyorsa o öğreneceği bir şeyleri ehli zikrin bilmesi gerekmez. Bilmese de Allahû Tealâ’ya sorar, Allahû Tealâ cevap lütfederse karşı tarafa cevabı iletir.
54/KAMER-17: Ve lekad yessernâl kur’âne liz zikri fe hel min muddekir(muddekirin).
Ve andolsun ki Biz, Kur’ân’ı, zikir için kolaylaştırdık. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?ve lekad yessernel kur’âne lîz zikri: Andolsun Biz, Kur’ân’ı zikir ile kolaylaştırdık.
fe hel min muddekir (muddekirin): Fakat düşünen mi var? Fakat düşünen var mı?
Öyleyse Allahû Tealâ Kur’ân’ı kolaylaştırdığını söylüyor. Zikirle kolaylaştırdığını söylüyor. Yani ne demek bu? Kim zikrini daimî zikre ulaştırırsa o Allah ile direkt temasa geçer. Allah'ın söylediklerini işitmeye ve gösterdiklerini görmeye başlar. Kalp gözü ve kalp kulağını Allahû Tealâ mutlaka açar kişi daimî zikre ulaştığı zaman. O zaman âyetlerin gerçek mânâsını Allahû Tealâ’dan öğrenmeye başlar.
Enbiyâ Suresinin 7. âyet-i kerimesi:
21/ENBİYÂ-7: Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve senden önce, vahyettiğimiz rical (erkekler)den başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.
“Biz senden öncede erkekler dışında, kendilerine vahyettiğimiz erkekler dışında kimse göndermedik. Bilmiyorsanız zikir ehline sorun.” diyor Allahû Tealâ. Zikir ehli daimî zikrin sahipleridir.
Bu âyet-i kerime ile Kamer 17 ile Enbiya Suresinin 7. âyet-i kerimesi arasında bir ilişki var mıdır? Zikir olmadan Kur'ân-ı Kerim'in ruhuna girilemez diyebilir miyiz?
Evet, zikir yoksa Kur’ân’ın ruhuna kimse giremez. Kur’ân’ın ruhuna bir insanın girmesi mümkün değildir. Kur’ân’ın ruhuna sadece Allah'ın yardımıyla girilir. Allah'ın yardımıysa bu âyette belirtildiği gibi vahiy yoluyla kişiye Allahû Tealâ’nın hitap etmesiyle mümkündür. Bu ise sadece daimî zikir ehli için geçerlidir.
Enbiyâ Suresinin 7. âyet-i kerimesi zikir ehline sual sorulacağını söylüyor, neden?
Zikir ehli ehli tezekkür olduğu için yani Allah ile her konuyu müzakere etme yetkisinin sahibi kılındığı için Allahû Tealâ tarafından, o sorar Allahû Tealâ’da cevap verir. Öyleyse bilmeyen birisi bir şeyler öğrenmek istiyorsa o öğreneceği bir şeyleri ehli zikrin bilmesi gerekmez. Bilmese de Allahû Tealâ’ya sorar, Allahû Tealâ cevap lütfederse karşı tarafa cevabı iletir.
