Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V) bir hadîste “Cemaat rahmettir, tefrika azaptır.” buyuruyor. Sizden öğrendik ki, rahmet ancak hidayetin çağrışımıyla vardır. Buna göre rahmetin sahibi olan cemaatlerin Allah'a ulaşmayı dileyen cemaatler olduğunu, diğerlerinin ise fırkalara ayrılmış olanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Hadîs » Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V) bir hadîste “Cemaat rahmettir, tefrika azaptır.” buyuruyor. Sizden öğrendik ki, rahmet ancak hidayetin çağrışımıyla vardır. Buna göre rahmetin sahibi olan cemaatlerin Allah'a ulaşmayı dileyen cemaatler olduğunu, diğerlerinin ise fırkalara ayrılmış olanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V) bir hadîste “Cemaat rahmettir, tefrika azaptır.” buyuruyor. Sizden öğrendik ki, rahmet ancak hidayetin çağrışımıyla vardır. Buna göre rahmetin sahibi olan cemaatlerin Allah'a ulaşmayı dileyen cemaatler olduğunu, diğerlerinin ise fırkalara ayrılmış olanlar olduğunu söyleyebilir miyiz?

Gayet tabiî, tam onu söylüyor Peygamber Efendimiz (S.A.V): "Cemaat rahmettir." Hangi cemaat rahmettir? Allah'ın rahmetine ehil olan cemaat rahmettir. Kimdir onlar? Allah'a ulaşmayı dileyenlerin cemaatidir. O cemaat, bir sonraki kademede mutlaka mürşide ulaşmakla noktalanır. Allah'a ulaşmayı dilemek varsa rahmet vardır. Allah'ın Rahîm esması Allah'a ulaşmayı dilemeyenler üzerinde tecelli etmez, oluşmaz. Rahmet yoksa Allah'a ulaşmayı dilemek de yoktur. Orası Allah'a göre cemaat değildir, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e göre cemaat değildir.

“Tefrika azaptır” diye Allahû Tealâ neden bahsediyor? 72 fırkadan bahsediyor. Tefrika; fırkalara yarılanlar demektir. Fırkalara ayrılma müessesesi tefrika adını alır. 72 tane fırka tefrikaya ayrılanlar, Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin fırkalarıdır. 73. fırka, gene bu 72 fırkanın içinde bulunan Allah'a ulaşmayı dileyenlerin oluşturduğu topluluktur.

Öyleyse sevgili kardeşlerim burada çok açık bir müesseseyle karşı karşıyayız. Allah'ın bütün güzellikleri oradadır. O güzelliği yaşamak sadece Allah'a ulaşmayı dileyenlerin hakkıdır.

Öyleyse ne diyordu Allahû Tealâ Rum 32’de?

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyean, kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).
(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.


“Allah'a ulaşmayı dileyin, Allah'a yönelin de takva sahibi olun. Ve namaz kılın ve müşriklerden olmayın. O müşriklerden olmayın ki onlar, fırkalara ayrılmışlardır. Tefrika tefrika, bölük bölük olmuşlardır. Her biri kendi elindekiyle ferahlanırlar.”

Fırkalara ayrılanlar onlar. Allah'a ulaşmayı dilemeyenler, onlara rahmet yoktur. Allah'a ulaşmayı dilemeyen hiç kimsenin üzerine Allah'ın Rahîm esması tecelli etmez. Hiçbir zaman o kişiler Allah'tan rahmet alamazlar. Bu söylediklerimizin de mânâsına hiçbir zaman varamazlar sevgili kardeşlerim.

Benzer konular