Allah onların hepsini Kendisine ulaşmak konusunda serbest iradeleri ile baş başa bırakmıştır ama onların Allah'a ulaşmayı dilemelerini imkân dahiline koymak için onları seçmiştir. Yani Allah’ın dileği, rızası; onların Allah'a ulaşma dileğini gerçekleştirmeleri istikametindedir. Dilediğini seçer. İnsanların %90’ından fazlası seçilir. Sadece başka insanları da Allah’ın yolundan men edenler, onlar seçilmezler. Yani şu zamanımızdaki dîn adamlarının büyük kısmı…
Ve de sevgili kardeşlerim, seçilenler; Allah’ın Kendisine ulaştırmayı diledikleridir. Önce O dilemiştir kişinin Kendisine ulaşmasını ve onlara kapıyı aralamıştır. Oradan geçecek olansa kişinin bizatihi cüz’i iradesidir. O cüz’i iradelerini Allah'a ulaşmak üzerinde kullananlar, Allah dilediği için, Allah diledikten sonra onu kullananlardır.
Öyleyse Allahû Tealâ onları seçmeseydi, onlar zaten Allah'a ulaşmayı dileyebilecek olan evsafta olmayan kişiler olacaklardı. Buna rağmen onlardan da seçmiştir Allahû Tealâ büyük ölçüde. Ama o seçtiklerinden sadece Allah'a ulaşmayı dileyenleri Kendisine ulaştırmıştır ki; onlar Allah’ın önceden seçtikleridir. Kendisine ulaştırmayı dilediği kişilerdir.
Bu ifadeyle “Bütün olayların Allah tarafından dizayn edildiğini” söyleyebilir miyiz?
Hayır, söyleyemeyiz. Allahû Tealâ, Kendi iradesiyle kişisel irade arasında farklılıklar oluştuğunu, bu söylediğimiz âyetle kesin şekilde ispat ediyor. Allahû Tealâ diler. İnsanoğlu diler veya dilemez. Allahû Tealâ müsaade verir, insanoğlu o müsaadeyi kullanır ya da kullanmaz. Ama Allahû Tealâ her olayı, o kişinin iradesi istikametinde vücuda getirir. Oluşmasına zemin hazırlar. İmkân verir. Engel olmaz.
Öyleyse “Bütün olaylar Allah tarafından dizayn ediliyor.” diyemiyoruz. Öyle olsaydı ne olurdu? Öyle olsaydı, Allahû Tealâ insanların iradesine hükmediyor olacaktı. O zaman El-Hakk esması, El-Adl esması yara alırdı. Hak etmeyen insanlar, Allah’ın cennetine ehil olurdu. Hak edenler, Allah’ın cennetine ehil olmazdı.
Öyleyse Allahû Tealâ’nın dizaynına dikkatle bakın sevgili kardeşlerim! Allah insanlara cüz’i iradeyi vermiş. “Aklını kullanmayana azap ederim.” diyor. Aklını kullanmak, kişinin aklının eserini ortaya getirecek olan iradesini kullanmakla noktalanacaktır. Ve kişi aklını kullanmak mecburiyetindedir. Allahû Tealâ’nın emri budur. Ayrıca âyet-i kerime açık ve kesin olarak söylüyor:
“Allahû Tealâ dilediğini Kendisine seçer.” Ne diyor? “Dilediğini” diyor.
“men yeşâu: dilediği kişiyi Kendisine seçer.”
allâhu yectebî ileyhi men yeşâu: Allah dilediği kişiyi Kendisine seçer. Kendisine ulaştırmak üzere seçer.
ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu): ve onlardan yunîb olanları, Allah’a mülâki olmayı dileyenleri kendisine ulaştırır.” diyor.
Biz ulaşmayacağız, Allah ulaştıracak. Ama Allahû Tealâ önce bizi seçmiş olacak, dilemiş olacak bizim Kendisine ulaşmamızı.
“Eğer böyle ise olayların Allah tarafından dizayn edildiğini söyleyebilir miyiz?”
“Eğer böyle ise insanların olaylara dahili nasıl oluyor?”
Hayır, öyle değil. Söylediğimiz tarzda olaylar cereyan ettiği için bu ifade geçerli değil.