Zulmani güçlerin etkisindeyken tasavvufa giren bir insan bunlardan kurtulmak için çaba harcıyor fakat kendisinde devam eden bu zulmani güçlerin etkisiyle davranış biçimlerinde hata yapıyor ve başkalarını üzüyorsa bu yanlışlarından dolayı derecat kaybeder mi?

Kendi iradesinde olup olmadığını kişi  kendisi karar veremez burada. Eğer kendi iradesi devreye girmiyor da cinler ona onu yaptırıyorsa o zaman derecat kaybetmez. Ama içindeki cinin direktifi ile o fiili işliyorsa o zaman derecat kaybeder. Ve  bunların ikisinin arasındaki farkı anlayabilmekte hiç kolay bir iş değildir. Bir insanın kendisini deli kılması veya göstermesi Allah’ın katında bir işe yaramaz. Önemli olan Allah’ın kararıdır. Ve de davranış biçimlerindeki hata ya geçekten cin o kişiyi kontrol altına almıştır. Onun iradesi dışında zorla yaptırıyor, o zaman o kişi derecat kaybetmez. Ama cin ona onun iradesini kullanarak ona tesir etmek suretiyle ona yaptırıyorsa, hataları ona yaptırıyorsa yani kişinin iradesi de cinin söylediklerine uyuyor da kişinin iradesi ile olayları işlemesi söz konusu ise o zaman kişi mes’uldür.