Âli İmrân-83'ün muhtevasını açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Teslim Olmak » Âli İmrân-83'ün muhtevasını açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Âli İmrân-83'ün muhtevasını açıklar mısınız?

Âli İmrân Suresinin 83. âyet-i kerimesi:

3/ÂLİ İMRÂN-83: E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn(yurceûne).
Onlar, hâlâ Allah'ın dîninden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde kim varsa, hepsi tav'an ve kerhen (isteyerek ve istemeyerek) O'na teslim oldular ve onlar, O'na (Allah'a), geri döndürülecekler.


e fe gayre dînillâhi yebgûne: Onlar Allah’ın dîninden başkasını mı arıyorlar (başkasını mı istiyorlar)? (İbtiga etmek, aramak mânâsına da gelir. Aslında istemek daha ağır bir cephesidir mânâsının.)
ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen: Ama göklerde ve yerde (arzda) yaşayan, göklerde ve arzda (yeryüzünde) kim varsa hepsi, isteyerek veya istemeyerek O’na teslim olmuşlardır.
ve ileyhi yurceûn(yurceûne): Ve O’na geri döneceklerdir.

Allahû Tealâ kanunlarını koyar. Der ki: “Kim Allah’a ulaşmayı dilerse, onun gideceği yer Benim cennetimdir. Kim de Allah’a ulaşmayı dilemezse, onun gideceği yer de cehennemdir. Bu, Benim kanunumdur. Bu kanuna riayet edene de etmeyene de Benim hükümranlığım altındaki hükmüm geçer. Kim Bana ulaşmayı dilemezse, onun gideceği yer cehennemdir; Benim kanunum budur.”

Herkes istese de istemese de buna teslim olmak mecburiyetindedir. İster istemesin, Allah’a ulaşmayı dilemesin; onun gideceği yer neticede cehennemdir. İster istesin; o zaman da kanunun diğer tarafı çalışıyor. “Onun gideceği yer de Benim cennetimdir.” diyor Allahû Tealâ.

Öyleyse insanlar kendi hayatlarında serbest iradeleriyle ne yaparlarsa yapsınlar neticede kendi seçtikleri yol, Allah’ın mutlaka emrine teslim olmakla noktalanır. Kişi cehennem yolunu tercih etmiştir. Kendine düşen gerekli her türlü şeyi yapar. O, Allah’ın hükmüne istemeyerek de olsa itaat etmek mecburiyetindedir. Çünkü onun seçtiği yolun neticesi, o kişiyi cehenneme götürecektir. O kişi mutlaka cehenneme girecektir. İstemeyerek girecektir ama cehennemde kalmak mecburiyetindedir. Allah’ın hükmü onu mutlaka kontrolü altına alacaktır.

Âyet-i kerimede: “Ona teslim olmuştur. Teslim olun.” ifadesi, Allah’ın hükmüne teslim olmak. İnsanların yapabileceği başka hiçbir şey yok. Kıyâmet günü orada hayat filminizde 3 boyutlu olarak kendinizi göreceksiniz. Her saniye kaybettiğiniz veya kazandığınız dereceleri göreceksiniz ve neticeyi göreceksiniz. Eğer kaybettiğiniz dereceler fazlaysa, Allah’ın hükmü sizin cehenneme girmenizdir. Eğer kazandığınız dereceler fazlaysa, Allah’ın hükmü Allah’ın cennetine şerefle girmenizdir.

Öyleyse herkes cennete girmek ister. Onlar hükme severek rıza gösterenlerdir. Severek hükmün yerine getirilmesine tâbî olanlardır. Ama cehenneme gitmek istemedikleri halde, yaptıkları Allah’ın emirlerine itaatsizlik sebebiyle gidecekleri yer cehennem olanlar da istemeyerek cehenneme gireceklerdir. Ama teslim olmak mecburiyetindedirler. Allah için gelecek ve geçmiş, aralarında fark gözetilmediği için Allah’a göre teslim olmuşlardır. Yapacak hiçbir şeyleri yoktur insanların. Allah’ın kanunları her yerde, her devirde geçerlidir. Elbette burada da geçerlidir.

Burada Allahû Tealâ’nın kişinin serbest iradesine müdahalesine dair bir işaret yok. “Allah’a teslim olmuşlardır.” Yani “Allah herkese onun ne yapacağını gösterecek, herkes de Allah’tan vahiy alarak Allah’ın emrini yerine getirecek.” tarzında bir işaret taşımıyor. Teslim olmaktan Allahû Tealâ’nın muradı, nihai neticeye teslim olmak. Hiç kimsenin yapabileceği hiçbir şey yok. Kanunlar otomatik olarak işler.

Allahû Tealâ der ki: “Bana ulaşmayı dileyen, Benim cennetime girer. Bana ulaşmayı dilemeyen, Benim cennetime giremez. Onun gideceği yer cehennemdir.” Ve kişiler daha başlangıçta buna teslim olmuşlardır. Cehennemi hak edecek olan kişi, istese de istemese de cehenneme teslim olacaktır. Cenneti kabul eden, cennetlik tatbikat yapan kişi de Allah’ın cennetini hak etmiştir. O da teslim olacaktır Allah’ın nihai hükmüne. O, cennette mükâfatlanacaktır. Ama Allahû Tealâ kimsenin serbest iradesine karışmıyor. Karışmadığı gibi, insanları ikiye ayırmış zaten: Allah’a ulaşmayı dileyenler ve dilemeyenler.

“Biz resûl beas ederiz.” diyor. “Her devirde resûl beas ederiz.” Niçin? “Âmenû olanları (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) müjdelesinler diye, diğerlerini de uyarsınlar diye.” diyor. Öyleyse diğerleri kerhen teslim olacaklardır kıyâmet günü, Allah’ın emrine. Cehenneme gireceklerdir. İstemeyeceklerdir cehenneme girmeyi ama girmek zorundadırlar. Teslim olmak mecburiyetindedirler. Diğerleri de sevine sevine gireceklerdir Allah’ın cennetine.

Bu âyeti sakın: “Allah’ın emrine kişiler ne yaparlarsa yapsınlar, her an teslim olurlar.” anlamına almayın. Allahû Tealâ azgınlardan bahsediyor. Emrine isyan edenlerden bahsediyor: Onlar, kişilerin davranışları icabı, serbest iradelerinin neticeleridir.

Allahû Tealâ serbest iradeye müdahale etmez. Ama serbest iradenin sahibi olan insanlar hangi yolu seçerlerse seçsinler, neticede isteseler de istemeseler de Allah’ın emrine teslim olmak mecburiyetindedirler.

Benzer konular