Tasavvufu yaşamakta mürşidin yeri nedir? Öğrenebilir miyiz?

Tasavvufu yaşamakta mürşidin yeri o kişiyi hedefine ulaştırmaktır. Bir insan dînin gereklerini yerine getirirken dîninin ne olduğuna bakmalıdır bir defa. Hangi dînin sahibiyiz? İslâm dîninin sahibiyiz. Dînimizin adı İslâm. İslâm ne demek? “Teslim olan” demek.

Öyleyse bir tane hedefimiz var: Teslim olmak, Allah’a teslim olmak. Neyimizi teslim edeceğiz?

* Ruhumuzu; önce ruh teslim olur.
* Sonra fizik bedenimizi; etti iki.
* Sonra nefsimizi; etti üç.
* Sonra irademizi; etti dört.

Ruhumuzu da vechimizi de nefsimizi de irademizi de Allah’a teslim etmekle vazifeli kılınmışız. Peki, bunları gerçekleştiremesek cehenneme mi gideriz? Hayır, katiyen öyle değil durum. Bir insan daha “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur! Benim de ruhumu Allah’a ulaştır.” dediği anda cehennemden kendini kurtarmıştır. Ama gerçekten bunu demiş midir? Bunu anlaması da zor değildir. Çünkü gerçekten demişse Allahû Tealâ o kişide ansızın zikir sevgisi oluşturur. Ansızın namaz sevgisi oluşturur. O kişiyi mürşidine ulaştırmak istikametinde, Allahû Tealâ ona büyük yardımcı olur.

Yani böyle bir insan Allah'a ulaşmayı gerçekten dilmişse hacet namazını kılıp da mürşidini Allah’tan sorduğu zaman Allahû Tealâ ona mutlaka mürşidini gösterir. Ama bir kişi böyle bir talebin sahibi hiç olmaksızın, “Yarabbi! Ben de mürşid görmek istiyorum. Tâbî olacağım.” diyerek, belki tâbî olmayı hiç iç dünyasından geçirmeyen ama bakmış ki; “Herkes bir mürşide tâbî oluyor. Hadi ben de bir mürşid bulayım da gideyim, tâbî olayım.” falan gibi böyle aslî bir unsura dayanmayan, sağlam bir zeminde bulunmayan bir insan için Allahû Tealâ’nın yardımı olmayabilir. Belki bu herkese isabet etmez. Ama hiç kimse Allah’ı kandıramaz.

Allah razı olsun.