Çocuklarımıza ve aile fertlerimize ibadetleri ve Allah’ı nasıl sevdirebiliriz?

Allah’ın emirlerini yerine getirdikçe onlara mükâfat vererek, yasaklarını yaparlarsa veya emirleri yerine getirmezlerse küçük cezalar vererek bu hedefe gidebiliriz. Ama “Ceza vermek de neymiş? O benim çocuğum. Ben onu çok seviyorum. Ona ceza vermem.” diyorsanız, yanılıyorsunuz sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ cezayı da o kişiyi kurtarmak için yapıldığı takdirde hak olarak görür. Hedefiniz o kişiyi Allah yolunda daha üst noktalara çıkarmak ise bunun için de onu üzebilecek olan şeyler yapıyorsanız, başka bir çözüm olmadığı takdirde bu da Allahû Tealâ’dan izin alarak yapılabilir. O zaman sevgili kardeşlerim, görevinizi Allah’ın emrettiği biçim ve boyutta gerçekleştirmiş oluyorsunuz. Yapmanız lâzım gelen şey açık ve kesindir. Aslî göreviniz, etrafınızdaki insanları yani başkalarını mutlu etmektir. Siz bir kişisiniz. Etrafınızda 10 kişi var, 20 kişi var. Her birine verdiğiniz mutluluk ne kadarsa, onların toplamı kadar mutluluğu siz yaşarsınız. Bu çok güzel bir şey değil mi? Büyük bir imkân değil mi sevgili kardeşlerim? Mutluluğu yaşamak ama başkalarını mutlu ederek mutluluğu yaşamak… Allahû Tealâ hepinizden bunu istiyor. “Mutlu edin, mutlu olun!” diyor.

Allah razı olsun.