Takva nedir? Nasıl takva sahibi olabiliriz?
Takva nedir? Nasıl takva sahibi olabiliriz?
“Takva” kelimesi çekinmek, sakınmak ve korkmak anlamına geliyor; bu lügat mânâsı.
• Allah’a ulaşmayı dileyen kişi 1. takvanın sahibidir.
• Mürşidine tâbî olan kişi 2. takvanın sahibidir.
• Ruhunu Allah’a ulaştıran kişi 3. takvanın sahibidir.
• Fizik bedenini teslim eden kişi 4. takvanın sahibidir.
• Nefsini teslim eden kişi 5. takvanın sahibidir.
• Muhlis olan kişi 6. takvanın sahibidir ve
• İradesini teslim eden kişi 7. takvanın sahibidir.
Sevgili kardeşlerim! Görülüyor ki; takva ile cennet katları arasında tam bir ilişki söz konusu. 7 kat cennet, 7 kat takva... Takva sahibi olmayan yani Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir kişi İslâm’ın 5 şartını yerine getirse de bu istikamette hedefe ulaşması zor. Allah razı olsun.
Allah’a ulaşmayı dilemekle başlayan, mürşide tâbiiyetle, ruhu Allah’a ulaştırmakla, fizik bedenin teslimini, nefsin teslimini, iradenin teslimini, muhlis olmayı da katarsak; muhlis olmayı ve iradenin teslimini tamamlayan bir insan 7. kat cennetin sahibi olur. Dikkat edin, sevgili kardeşlerim! Bunların hepsi farz. Ama bu farzlardan sadece birincisini tatbik sahasına koysa kişi; “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum.” dese ve ölse bu kişi 1. kat cenneti hak etmiştir Allah’ın katında. Yaşarsa ne olur? Yaşarsa o kişi mutlaka mürşid sevgisi duyacaktır kalbinde. İhtiyacı da duyacaktır ve hacet namazını kılıp Allah’tan mürşidini soracak ve mürşidi dünyanın neresindeyse oraya ulaşıp, ona tâbî olacaktır. Tâbiiyet 2. kat cenneti ifade eder ve bu tâbiiyet, mürşide tâbî olduğu anda o kişinin ruhunun vücudundan ayrılmasını ve Allah’a doğru giden kafilenin içine karışmasını ifade eder. 1. kata henüz ulaşmamış olanlarla beraber, o da 1. kata ulaşacak olan kafileye katılır ve neticede mutlaka 1. kat cennete, 2. kat cennete, 3. kat cennete ömrü varsa mutlaka ulaşacaktır. Ulaşmaması mümkün değildir. Çünkü:
1. kat cennete Allah’a ulaşmayı dileyenler girer.
2. kat cennete mürşidine tâbî olanlar girer.
3. kat cennete ruhunu Allah’a ulaştırabilenler girer.
Allahû Tealâ ne diyordu?: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.”
• Allah’a ulaşmayı dileyen kişi 1. takvanın sahibidir.
• Mürşidine tâbî olan kişi 2. takvanın sahibidir.
• Ruhunu Allah’a ulaştıran kişi 3. takvanın sahibidir.
• Fizik bedenini teslim eden kişi 4. takvanın sahibidir.
• Nefsini teslim eden kişi 5. takvanın sahibidir.
• Muhlis olan kişi 6. takvanın sahibidir ve
• İradesini teslim eden kişi 7. takvanın sahibidir.
Sevgili kardeşlerim! Görülüyor ki; takva ile cennet katları arasında tam bir ilişki söz konusu. 7 kat cennet, 7 kat takva... Takva sahibi olmayan yani Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir kişi İslâm’ın 5 şartını yerine getirse de bu istikamette hedefe ulaşması zor. Allah razı olsun.
Allah’a ulaşmayı dilemekle başlayan, mürşide tâbiiyetle, ruhu Allah’a ulaştırmakla, fizik bedenin teslimini, nefsin teslimini, iradenin teslimini, muhlis olmayı da katarsak; muhlis olmayı ve iradenin teslimini tamamlayan bir insan 7. kat cennetin sahibi olur. Dikkat edin, sevgili kardeşlerim! Bunların hepsi farz. Ama bu farzlardan sadece birincisini tatbik sahasına koysa kişi; “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum.” dese ve ölse bu kişi 1. kat cenneti hak etmiştir Allah’ın katında. Yaşarsa ne olur? Yaşarsa o kişi mutlaka mürşid sevgisi duyacaktır kalbinde. İhtiyacı da duyacaktır ve hacet namazını kılıp Allah’tan mürşidini soracak ve mürşidi dünyanın neresindeyse oraya ulaşıp, ona tâbî olacaktır. Tâbiiyet 2. kat cenneti ifade eder ve bu tâbiiyet, mürşide tâbî olduğu anda o kişinin ruhunun vücudundan ayrılmasını ve Allah’a doğru giden kafilenin içine karışmasını ifade eder. 1. kata henüz ulaşmamış olanlarla beraber, o da 1. kata ulaşacak olan kafileye katılır ve neticede mutlaka 1. kat cennete, 2. kat cennete, 3. kat cennete ömrü varsa mutlaka ulaşacaktır. Ulaşmaması mümkün değildir. Çünkü:
1. kat cennete Allah’a ulaşmayı dileyenler girer.
2. kat cennete mürşidine tâbî olanlar girer.
3. kat cennete ruhunu Allah’a ulaştırabilenler girer.
Allahû Tealâ ne diyordu?: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.”
42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).Yani; “3. katı garanti ediyorum size.” diyor Allahû Tealâ ve bu garanti bütün insanlar için geçerlidir.
Allah razı olsun.
