Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak ancak irciî emrine itaat ederek Rûm 31’e göre Allah’a dönmekle mümkündür, diyebilir miyiz? Gene Âli İmrân 64’te O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak, Rûm 31’e göre Allah’a dönmekle mümkündür, diyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Ruhun Allah'a Ulaşması » Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak ancak irciî emrine itaat ederek Rûm 31’e göre Allah’a dönmekle mümkündür, diyebilir miyiz? Gene Âli İmrân 64’te O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak, Rûm 31’e göre Allah’a dönmekle mümkündür, diyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak ancak irciî emrine itaat ederek Rûm 31’e göre Allah’a dönmekle mümkündür, diyebilir miyiz? Gene Âli İmrân 64’te O’na hiçbir şeyi ortak koşmamak, Rûm 31’e göre Allah’a dönmekle mümkündür, diyebilir miyiz?

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.


Burada Allah’a dönmek ifadesi aslında Allah'a ulaşmayı dilemek olarak değiştirilmeli diye düşünüyorum. “Munîbîne ileyhi” Bunun mânâsı “Allah'a ulaşmayı dile.”dir. Bir kişinin şirkten kurtulduğu yer, Allah'a ulaşmayı dilediği noktadır. Allah’a yönelmek de şirkten kurtulmak da burada başlar. Şirkte olan bir insanın cennete girmesi mümkün değildir. Eğer safhaları ikiye ayırırsak, Allah'a ulaşmayı dilemeyi:

1. safha, 7. basamağa kadar. 7. basamaktan 14. basamağa kadar da Allah’a yönelmek olarak değerlendirirsek, 1. basamaktaki Allah'a ulaşmayı dileyen kişilerin eğer Allah’a yönelmek insanı şirkten kurtarıyorsa 2. safhada oluşması lâzım. O zaman Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişi henüz Allah’a yönelmediği için şirkte kabul edilmek mecburiyetindedir. Böyle bir olay yok, sevgili kardeşlerim. Kim Allah'a ulaşmayı dilerse, dilediği an şirkten kurtulmuştur.

“munîbîne” kelimesi yönelmek anlamına gelen bir kelime. Yani Allah'a ulaşmayı dilediğiniz an Allah’a yöneldiniz. Yani Allah’a yönelmek, Allah'a ulaşmayı dilemek müessesinin ta kendisidir.
 
3/ÂLİ İMRÂN-64: Kul yâ ehlel kitâbi teâlev ilâ kelimetin sevâin beynenâ ve beynekum ellâ na’bude illâllâhe ve lâ nuşrike bihî şey’en ve lâ yettehize ba’dunâ ba’den erbâben min dûnillâh(dûnillâhi), fe in tevellev fe kûlûşhedû bi ennâ muslimûn(muslimûne).
De ki: “Ey Kitab Ehli! Sizinle bizim aramızda aynı olan bir kelimeye (Tevhit sözüne) geliniz. Allah’tan başkasına kul olmayalım ve O’na hiçbir şeyi şirk (ortak) koşmayalım ve bir kısmımız, bazılarını, Allah’tan başka Rab’ler edinmesinler.” Bundan sonra eğer dönerlerse, o zaman; “Bizim müslüman olduğumuza (teslim olduğumuza) şahit olun” deyiniz.


Öyleyse Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, Allah’a ulaşmayı dilemekle mümkündür.  Takva sahibi olmak, Allah’a ulaşmayı dilemekle mümkündür. Hiçbir şeyi ortak koşmamak Allah’a yani şirke girmemek, şirkten kurtulmak; o noktada, Allah'a ulaşmayı dilediğimiz noktada gerçekleşir. Hidayete orada başlarız. Şirkten orada kurtuluruz. Küfürden orada kurtuluruz. Allah'a ulaşmayı dilediğimiz noktada.

Allah razı olsun.

Benzer konular