Bu sevgili kardeşimiz, acaba böyle yaparak İslâmı yaşadığını mı zannediyor? Sevgili kardeşlerim! İslâm kelimesi “teslim” demektir. İslâm kelimesi ve teslim kelimesi aynı kökten geliyor; “silm” kökünden geliyor. Kur’ân-ı Kerim’deki temel faktör, ondan evvel İncil’deki temel faktör, ondan evvel Tevrat’taki temel faktör aynıdır. Muhteva bir kişinin teslimleriyle alâkalıdır. Ruhunu teslim eden bir kişiyle fizik vücudunu teslim eden bir kişi aynı mutluluğu yaşayamaz. Fizik vücudunu teslim eden, çok daha fazla mutludur. Nefsini teslim eden, daimî zikirde olması gerekir; ikisinden daha mutludur. İradesini teslim eden kişi ise bunların arasında en mutlu olanıdır. O ruhunu da vechini de yani fizik vücudunu da nefsini de iradesini de Allah’a teslim etmiştir.
Sevgili kardeşlerim! Bu teslimlerin hepsi Kur’ân-ı Kerim’de de var. İncil’de de var. Tevrat’ta da var. 7 safha ve 4 teslimi Tevrat’tan da İncil’den de Kur’ân-ı Kerim’den de tespit ettik. Ve hristiyanlara ve musevilere temel faktörlerin bunlar olduğunu uzun uzun kardeşlerimiz anlattılar. Anlatmaya da devam ediyorlar.
Sevgili kardeşlerim! Bir göreviniz olduğunu hiç unutmayın. Bu görev başkalarını mutlu etmektir. Hepiniz için aslî görev budur. Başka insanları mutlu etmek… Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ istiyor ki; siz mutlu olun. Mutlu olmanızsa başkalarını mutlu etmenize bağlıdır herşeyden evvel. Böyle bir şey, zikriniz arttıkça sizi o hedefe yönelteceği için zikrin çok önemli olduğu bir muhteva taşır. Ayrıca zikir, nefsinizin kalbine devamlı nurları taşıdığı için hayatınızın en büyük kurtarıcısıdır. Mutluluğun temel kaynağıdır.
Allah razı olsun.