Allah'a ulaşmayı nasıl dileyebiliriz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Teslim » Allah'a ulaşmayı nasıl dileyebiliriz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah'a ulaşmayı nasıl dileyebiliriz?

Boy abdesti alır kişi ve “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur, benim de ruhumu Sana ulaştır der.” ve inşaallah ruhunu Allah'a ulaştırır. Hiç kimse mürşidine tâbî olmadan, onun ruhu vücudunu terk edip de Allah'a doğru yola çıkmaz.

Mürşide tâbiiyet, konunun temel fonksiyonel yapısını teşkil eder. Başka bir alternatif yok sevgili kardeşlerimiz! Kim Allah'ın hedeflerine ulaşmayı dilerse mutlaka Allah'a ulaşmayı dilemelidir. Ve bunun için gerekli olan gayreti sarf etmelidir. 7 kat cennete mukabil Allahû Tealâ demin söylediğimiz 7 tane safhayı ortaya koyuyor. Her biri daha üst kat cenneti ifade ediyor. Allahû Tealâ hepinizin bu hedeflere ulaşmasını ister.

Ama bu hedeflere ulaşamazsanız cehenneme mi girersiniz? Hayır. Allah'a ulaşmayı dilediğiniz andan itibaren, artık Allah'ın cennetleri sizin olacaktır birer birer:

* Allah'a ulaşmayı dileyip de ölen bir kişi 1. kat cennete girerken,
* Mürşidine tâbî olup, ölen bir kişi 2. kat cennete giriyor.
* Ruhunu Allah'a ulaştıran; 3. kat cennet.
* Fizik bedenini teslim eden; 4. kat cennete.
* Nefsini teslim eden; 5. kat cennete.
* Muhlis olan; 6. kat cennete,
* İradesini Allah'a teslim eden kişi 7. kat cennete giriyor.

Standartlar Kur’ân standardıdır. Ha insanlar, “İslâm’ın şartı vardır. İslâm’ın şartı 5’tir.” tarzındaki bir yanlışı söyledikleri zaman onları ikaz edin. “Hayır!” deyin. “İslâm’ın şartı 5 değildir. Kur'ân-ı Kerim’deki bütün sistemler 7’li sistemdir. Allahû Tealâ gökleri de 7 kat yaratmıştır, denizleri de 7 kat yaratmıştır. Allah'ın 7’li sistemi şaşmaz bir standart taşır.”

Öyleyse bunu hiç unutmayacaksınız!

- Allah'a ulaşmayı dilemek.
- Mürşide tâbiiyet.
- Ruhun Allah'a teslimi.
- Fizik bedenin teslimi.
- Nefsin teslimi.
- Muhlis olmak.
- İradeyi Allah'a teslim etmek, 7. 7 tane safhayı ifade ediyor.

Sevgili kardeşlerim! İnsanlara bunları öğretmekle hepiniz mükellefsiniz. Neden? Çünkü onlar bilmiyorlar. Onlar dinlerini Allah'tan öğrenmediler.

Sevgili kardeşlerim! Bunları söyleyip de kimseyi küçültmek gibi bir niyetimiz asla yok. Bu bir ihtardır. Allahû Tealâ’nın bize verdiği emirle ihtar ediyoruz İslâm âlemine. İslâm’ın şartı 5 değildir. Kur'ân-ı Kerim 7’li sistem üzerine kurulmuştur. Ve bu 5 şartın ötesinde 2 tane daha safha vardır:

* Allah'a ulaşmayı dilemek ve teslimler.

“Zaten namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek İslâm’ın 5 şartıdır.” diyene sorun bakalım: “Biz dînimizin adını İslâm dîni olarak biliyoruz. Sen ayrı bir şey mi düşünüyorsun bu konuda acaba? Eğer İslâm dîniyse İslâm teslim olan demek olduğuna göre sana bir sualimiz var: Acaba sen İslâm’ın 5 şartını yaşayarak; namaz kılarak, oruç tutarak, zekât vererek, hacca giderek, kelime-i şahadet getirerek neyini Allah'a teslim ettin?”

Bunu dediğiniz zaman hiç kimse size; “Ben ruhumu Allah'a teslim ettim, fizik bedenimi teslim ettim, nefsimi teslim ettim, irademi Allah'a teslim ettim.” diyemez. Allah'a ulaşmayı dilememişse, hacet namazını kılıp, mürşidini Allah'tan sormamışsa, Allah'ın gösterdiği mürşide veya onun bir vekiline ulaşıp da tâbî olmamışsa o kişinin ruhu vücudunu terk edemez. Terk edemezse o kişinin ermiş evliya olması hiçbir şekilde mümkün değildir.

Sevgili kardeşlerim! Bunları anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Ama bizim dîn adamlarımız söylediğimiz âyetlere bakıp da onları gördükten sonra bize yaklaşmak şöyle dursun, bizden kaçıyorlar.

Sevgili kardeşlerim! Biz, Allah’ın bize öğrettiğini başkalarına öğretmekle vazifeli olan kişiyiz. Bizden kaçmaları bizi pek alâkadar etmez, neşeleri bilir. Ama bizim görevimiz dîn adamlarını da Allah’ın hakikatlerini öğretmektir. Âyetleri, kardeşlerimiz dîn adamlarına birer birer anlattıkça hemen açıyorlar Kur'ân-ı Kerim’i, bakıyorlar ki; bütün söylediklerimiz doğru. Ve o zaman sistemi 7’li sistem olarak diğer sistemlerle (bütün sistemler 7’li) aynı özelliğe sahip olduğunu görüyorlar. Ve sevgili kardeşlerim, dînin Allahû Tealâ tarafından öğretilen İslâm dîni olduğunu o zaman anlıyorlar.

Hiç kimse İslâm’ın 5 şartıyla hiçbir şeyi Allah'a teslim edemez. Evet, namaz kılmak da farzdır, oruç tutmak da farzdır, zekât vermek de farzdır, hacca gitmek de farzdır, kelime-i şahadet getirmek de farzdır. Ama bu 5 tane faktör hiç kimseyi, hiçbir teslime ulaştıramaz. Ama dînimizin adı İslâm dîni yani teslim olanların dîni. O zaman nasıl bir dîn anlayışı ki bu; ‘Allah'a ulaşmayı dilemek’ yok ve en önemlisi ‘7. faktör, teslimler’ yok. Ruhumuzu, nefsimizi, fizik vücudumuzu ve irademizi Allah'a teslim etmekle hepimiz vazifeliyiz. Eğer bu görevi yapmıyorsak biz aslî unsurları gerçekleştirmiyoruz, demektir sevgili kardeşlerim!

Dîn öğreten insanların arasında biz farklı bir yerdeyiz. Çünkü dînimizi insanlardan öğrenmedik; Allah'tan öğrendik. Ve bunu göğsümüzü gere gere herkese anlatırız ve deriz ki: “Bakın, siz İslâm’ın 5 şartıyla hareket ediyorsunuz; namaz kılıyorsunuz, oruç tutuyorsunuz, zekât veriyorsunuz, hacca gidiyorsunuz, kelime-i şahadet getiriyorsunuz. Çok güzel. Hepsi farz. Aynen sizde de farz bizde de farz. Ama bu İslâm’ın 5 şartıyla siz nasıl İslâm oluyorsunuz? Bana ispat edebilir misiniz İslâm olduğunuzu?”

Şimdiye kadar buna kimse cevap veremedi sevgili kardeşlerim! Hiç kimse mürşidine tâbî olmadan, onun ruhu vücudundan ayrılıp da Allah'a doğru yola çıkamaz. O zaman Allah'a ruhunun ermesi de mümkün değildir. Hiç kimse Kur’ân’ın emirlerini Allah'ın emrettiği standartlarda gerçekleştirmedikçe hedeflere ulaşamaz. Allahû Tealâ dînimize İslâm dîni adını vermişse ve şu anda dîn adamlarımızın hedef olarak tayin ettikleri; namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek ve kelime-i şahadet getirmek o kişinin Allah'a teslimini gerçekleştiremiyorsa, o zaman bu nasıl bir dîn anlayışı ki? Osmanlı’ya bir bakın bakalım, bütün padişahlar tasavvuftan mıymış? Bütün padişahların mutlaka bir lalası vardı. Yani onlara dînin bütün özelliklerini, özellikle İslâm’ın 5 şartının ötesini öğreten bir lalası olmayan hiçbir padişah olmamıştır Osmanlı’da. Bütün meslek sahipleri tasavvuftandı. Hangi mesleğin sahibiyse o meslekte olanların başında bulunan kişi onlara dîni öğretmiştir.

Sevgili kardeşlerim! Onun için insanlar gruplara ayrılmıştır. Nereye ulaşıyoruz? Ayrı ayrı dîn gruplarının hedeflerine bakıyoruz. Hedefler aynı: Ruhun, fizik bedenin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimi. Şimdi zamanımızın dîn anlayışına bakıyoruz. Bizim dîn adamlarımıza soruyoruz:

-“Senin dîninin özellikleri ne?”

-“Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek yani İslâm’ın 5 şartı.”

-“Ben bu İslâm’ın 5 şartıyla senin dîninin adı İslâm dîni ise yani Allah’a teslim etmek, teslim olmak dîni ise acaba neyini Allah'a teslim ettin sen? Bana söyleyebilir misin?” Şimdiye kadar hiç kimse bana bu konuda bir şey söyleyemedi. Söylemesi de mümkün değil. Hiç kimse hacet namazını kılıp Allah'tan mürşidini sormadıkça, o mürşide tâbî olmadıkça veya onun bir vekiline…

Sevgili kardeşlerim! Bir insanın cennete girmesi bedava bir olgu değildir. İşte şeytanın İslâm âlemine oynadığı en büyük oyun budur. Diyor ki: “Namaz kılacaksın, oruç tutacaksın, zekât vereceksin, hacca gideceksin, kelime-i şahadet getireceksin. İşte” diyor “İslâm’ın şartı 5’tir.”

Peki, böyle söyleyenlere soruyoruz:  
 -“Hay Allah razı olsun.” diyoruz. Ne kadar güzel söyledin. Tamam. Şimdi bir sualime cevap verebilir misin acaba? İslâm’ın şartı 5’tir diyorsun; namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek. Senin dîninin adı ne?
 
-“İslâm.”
 
-“İslâm ne demek?”
 
Utana utana diyor ki:
 
-“Teslim olan demek.”
 
-“Peki, sen şu ana kadar neyini Allah'a teslim ettin? Ruhunu mu? (1) Fizik bedenini mi? (2) Nefsini mi? (3) İradeni mi? (4) Hiç kimse mürşidine tâbî olmadıkça onun ruhu vücudunu terk edip Allah'a doğru yola çıkamaz. Ve Allah'a ulaşamaz. Hiç kimse bundan sonraki kesimde fizik vücudunu Allah'a teslim edemez, bu standartlara sahip olmayan bir kişi. Hiç kimse nefsini teslim edemez, daimî zikre ulaşmadan. İradesini de Allah'a teslim edemez daimî zikre ulaşmadan.

Öyleyse İslâm dîni teslim dîni ise İslâm’ın 5 şartıyla yaşayan hiç kimse, hiçbir şeyini Allah'a teslim edemez. Bir başka ifadeyle İslâm olamaz.

Sevgili kardeşlerim! Bütün İslâm âlemine bunları aktarmakla vazifelisiniz. Söyleyin, çekinmeyin. Bize gelip sorsunlar, biz de onlara anlatalım. Kur'ân-ı Kerim’e bakmaları lâzım. Bir defa ilk soracağınız sual:

-“Senin dîninin adı ne?”

-“İslâm dîni.” diyorsa,

-“İslâm dîni ne demek? İslâm dîni teslim olan demek. Teslim olanların dîni demek. Peki a benim azîz kardeşim! Sen şu ana kadar Allah’a neyini teslim ettin? Ruhunu mu (1)? Fizik bedenini mi (2)? Nefsini mi (3)? İradeni mi (4)? Neyini teslim ettin bugüne kadar Allah'a?

Sevgili kardeşlerim! Son derece önemli bir konudan bahsediyoruz. Neden önemli? Çünkü insanlar bu dünyada ne kadar yaşarlar? 100 sene yaşasınlar, 150 sene yaşasınlar. Ama öldükten sonra sonsuza kadar yaşayacaklar ve yaşadıkları yer ya cennet olacak ya cehennem olacak. Cennetlerin standardına baktığınız zaman:

- Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insan 1. kat cennete giremez.
- Mürşidine tâbî olmayan 2. kat cennete giremez.
- Ruhunu Allah'a ulaştırmayan 3. kat cennete giremez. Demek ki tamamlayalım;
- 4. kat cennete fizik vücudunu teslim etmeyen giremez.
- 5. kat cennete nefsini teslim etmeyen giremez.
- 6. kat cennete muhlis olmayan giremez.
- 7. kat cennete iradesini teslim etmeyen kişi giremez.

Sevgili kardeşlerim! Hikâye anlatmıyoruz. Son derece önemli bir konuyu sizlere sunuyoruz ve İslâm âleminin şu anda başında olanlar, İslâm âlemini idare edenler, resmi hüviyet taşıyanlar, onların hepsi İslâm’ın 5 şartını anlatıyor insanlara. Farz mı? Evet, namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de hepsi farz. Ama cennetlere baktığımız zaman:

- Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insan 1. kat cennete giremiyor.
- Mürşidine tâbî olmayan 2. kat cennete giremiyor.
- Ruhunu Allah'a ulaştırmayan 3. kat cennete giremiyor.
- Fizik vücudunu teslim etmeyen 4. kat cennete giremiyor.
- Nefsini teslim etmeyen 5. kat cennete giremiyor.
- Muhlis olmayan 6. kat cennete giremiyor.
- İradesini Allah'a teslim etmeyen 7. kat cennete giremiyor sevgili kardeşlerim!  
 
Kur’ân’ı öğrenmesi lâzım dîn adamlarımızın. Kendilerine hocaları tarafından öğretilenlerin eksik olduğunu mutlaka öğrenmeleri lâzım dîn adamlarımızın. İslâm’ın şartı 5 değildir. Kur’ân’daki İslâm 7’li sistemdir.

Öyleyse bütün dîn adamlarımıza ibretle söylüyoruz: Öğrettiğiniz dînle insanların cennete girmesi mümkün değildir. Çünkü siz “Namaz.” diyorsunuz. “Namaz kılın, oruç tutun, zekât verin hacca gidin, kelime-i şahadet getirin.” Hani Allah’a ulaşmayı dilemek? Hani Allah’a teslim etmek, teslim olmak? 4 tane teslim geçiyor Kur’ân’ı Kerim’de:

1- Ruhun teslimi.
2- Fizik bedenin teslimi.
3- Nefsin teslimi.
4- İradenin teslimi.

Siz hiçbirisini insanlara öğretmiyorsunuz. Çünkü bilmiyorsunuz. Bunda da haksız değilsiniz. Çünkü size öğretmiyorlar. Sevgili kardeşlerim! Eğer biz bu dîni Allah’tan alarak öğrenmeseydik biz de size bunları söylemeyecektik, söyleyemeyecektik. Ama öyle olmadı. Allah bize dînimizi öğretti. Bizim de görevimiz bu:  Sizlere dîninizi öğretmek.

Öyleyse inceleyin bakalım, Kur’ân’ı Kerim’i; Allah’a ulaşmayı dilemek farz mıymış?

- Ruhun
- Fizik bedenin
- Nefsin
- İradenin Allah’a teslimi farz mıymış?  

Neden dînimize acaba Allahû Tealâ İslâm dîni adını veriyor da teslim dîni adını veriyor da siz hiçbiriniz, hiçbir şeyinizi Allah’a teslim etmiyorsunuz. Bu söylediklerimi dikkatle yerli yerine oturtun. Bu hepinize bir ihtardır.

- Dîninizi öğrenmekle mükellefsiniz; madde-1.
- Öğretmekle mükellefsiniz; madde-2.

Gelin, sorun bize, sizlere cevaplarını verelim. Her zaman Allah’ın öğretileriyle öğretmekle mükellefsiniz. Ve Allah’ın öğretisi İslâm’ın 5 şartı değildir. İslâm’ın şartı 5 değildir; 7’dir. Ve İslâm “teslim olan” demektir. Sizler İslâm’ın 5 şartıyla yaşayanlar! Hepinize sesleniyorum, sizler! “Neyinizi Allah’a teslim ettiniz? Size öğretilen dînle neyinizi Allah’a teslim edebilirsiniz?” Namaz kılıyorsunuz, oruç tutuyorsunuz, zekât veriyorsunuz, hacca gidiyorsunuz, kelime-i şahadet getiriyorsunuz. Nerede teslim? Eğer sizin dîniniz İslâm dîniyse Kur’ân-ı Kerim ruhunuzu Allah’a teslim etmenizi emrediyorsa, fizik vücudunuzu tesliminizi, nefsinizi tesliminizi, iradenizi tesliminizi emrediyorsa ve size dîn öğretenler bunun nasıl gerçekleşeceğini öğretemiyorsa, olacak iş mi sevgili kardeşlerim bu?

Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insan 1. kat cennete giremez, namazlarını kılsın istediği kadar. Mürşidine tâbî olmazsa 2. kat cennete giremez. Ancak bunu yapacak ki; ruhu vücudundan ayrılsın da Allah’a doğru yola çıksın ve 7-8 aylık bir devrede o kişi ruhunu Allah’a ulaştırsın ve 3. kat cennetin sahibi olsun. Sonra fizik vücudunu teslim edecek; 4. kat cennetin sahibi olacak. Sonra nefsini teslim edecek; 5. kat cennetin sahibi olacak. Sonra muhlis olacak; 6. kat cennetin sahibi olacak. En sonra iradesini Allah’a teslim edecek; 7. kat cennetin sahibi olacak.

Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Dîninizi Allah’tan öğrenen birinden öğrendiğiniz için mutlu olmalısınız. Çünkü biz size İslâm’ın 5 şartını değil, dîninizin bütününü anlatıyoruz ve Kur'ân-ı Kerim 7’li bir sistem üzerine kurulmuştur. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek İslâm’ın 5 şartıdır ama yeterli değildir. İslâm, teslim olan demektir. Bu 5 şartın içinde teslim olmak yok. Ve teslim Kur'ân-ı Kerim’de farzdır. Hem ruhunuzu Allah’a teslim etmeniz farzdır, hem fizik bedeninizi hem nefsinizi hem iradenizi Allah’a teslim etmekle mükellefsiniz.

Sevgili kardeşlerim! Hepinizi çok ama çok seviyoruz.
 
Allah hepinizden razı olsun.
 

Benzer konular