Allah’a teslim olmak mutlaka mürşidle mi olmalıdır?

Allah’a teslim olmak, mürşidsiz olmaz evlâdım!  Allahû Tealâ,  bütün insanların hedeflerine ulaşmalarını istiyor.  Ama bütün insanlar Allah ile konuşamaz. Allah ile konuşabilenler, Allah’ın en çok sevdikleridir. Öyleyse o konuşanları aracı olarak düşünüp, onlarla temasa geçmek en güzelidir.  Onlardan biri de biziz.

Sevgili kardeşlerim Allahû Tealâ istiyor ki; herkes suallerini sorsun, cevaplarını alsın ve her geçen gün, düşman zannettiği insanların aslında bir kısmının Allah’ın dostları olduğunu tespit etmesi realitesiyle karşılaşacaklardır. Öyleyse sevgili kardeşlerim, hakikat budur.  Musevilerde de hristiyanlarda da Allah ile konuşabilen insanların varlığını biliyoruz.

Öyleyse sevgili kardeşlerim, dünya sulhu için yeni bir devre başlamıştır. Eğer hepimiz kendimize düşeni yapabilirsek bu dostluğun yükselen çevresi içinde, hristiyanlığın, museviliğin ve İslâm’ın aslında ayrı ayrı peygamberler tarafından ortaya konduğunu herkes kabul edecektir. Kabul ettiği zaman ne olacaktır? O zaman dünya sulhu oluşacaktır sevgili kardeşlerim! Çünkü “Herkes kabul edecektir.” dediğimiz zaman, bu insanların başlangıç noktasına bakıyoruz. Başlangıç noktasında olanlar, Allah ile konuşabilen museviler, Allah ile konuşabilen hristiyanlar, Allah ile konuşabilen İslâm (sıraya göre konuştuk)…
 
Öyleyse Allah ile konuştuğumuz zaman, Allahû Tealâ her an onlarla da konuşur. Kâinatta kimler ne söylüyorsa Allahû Tealâ aynı anda hepsini bilir.  Hepsinden haberdardır.  Allahû Tealâ’nın istediği ne? İstediği; dünya slhudur.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın istediği şey; bütün insanların bu hedeflere ulaşmalarıdır. İstiyor ki; museviler de hristiyanlar da İslâm da hepsi bir araya gelsinler ve kalın çizgilerle bakıldığı zaman 3 kitaplı dînin de aslî unsurlarının aynı olduğunu görmek söz konusu olacaktır.
 
Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ ne istiyor?  Bütün insanların kurtulmasını istiyor. Herkesin cennete girmesini istiyor ve dünya sulhu bu istikametteki gayretlerin sonucu olarak mutlaka bizlere ulaşacaktır.  Hepimiz bu istikamette gerekli olan faaliyeti gösterirsek, bunun çok da uzaklarda olmadığını anlayacaktır. Hepimize düşen şey odur ki sevgili kardeşlerim; Hz. Musa da bir peygamberdir, Hz. İsa da bir peygamberdir (sırasıyla konuşuyoruz, tarih sırasıyla), Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) de bir peygamberdir.

Hristiyanlar, musevilerle İslâm’ın peygamberlerini sordukları zaman aynı cevabı alacaklarıdır.    Museviler, hristiyanlarla İslâm’ın suallerini sordukları zaman aynı cevabı alacaklardır. İslâm, hristiyanlarla musevilerin o istikametteki suallerini sordukları zaman aynı cevabı alacaklardır. Her biri o devrin peygamberidir.
 
Öyleyse sevgili kardeşlerim, dünya sulhu çok uzaklarda değilmiş gibi görünüyor.  Yeter ki bu konuda çalışan insanlar, bir araya gelsinler de kendi kitaplarında da aynı hakikatlerin mevcut olduğunu tespit etsinler.

Allah razı olsun.