İslâm’ın 5 şartı kurtuluş için yeterli değilse yaptığımız ibadetler boşa mı gidiyor?
Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » İslâm’ın 5 şartı kurtuluş için yeterli değilse yaptığımız ibadetler boşa mı gidiyor?
İslâm’ın 5 şartı kurtuluş için yeterli değilse yaptığımız ibadetler boşa mı gidiyor?
Yaptığınız ibadetler boşa gitmiyor. Herkes yaptığı ibadet ona ne kadar derecat kazandırırsa o kadar derecat kazanır. Bu bir engel değildir. Ama Allahû Tealâ’nın bir cennetlere koyma statüsü var. Cennetlere insanlar hangi şartlarda ulaşıyor? İşte şeytanın İslâm âlemine oynadığı en büyük oyun budur. Her şeyi unutturmuş. Şu anda İslâm dînine baktığımız zaman namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek var.
Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ diyor ki:
Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ diyor ki:
29/ANKEBÛT-45: Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salâte, innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).
Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salâtı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salât (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah’ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir.“ve: ve
le: mutlaka.
zikrullâhi: Allah’ın ismini “Allah, Allah, Allah, Allah…” diye zikretmek.
ekber(ekberu): daha büyüktür.” diyor. “Mutlaka” diyor, “ Mutlaka.”
Kur'ân-ı Kerim’de Allahû Tealâ böyle söylüyor:
“ve le zikrullâhi ekber: Ve mutlaka zikir daha büyüktür.” diyor
“Bütün ibadetlerden daha büyüktür.” diyor.
“En büyük ibadet zikirdir.” diyor.
Ve bizim sevgili dîn adamlarımız zikri devre dışı bırakıyorlar:
-“Namaz kılacaksın diyorlar, oruç tutacaksın, zekât vereceksin, hacca gideceksin, kelime-i şahadet getireceksin.”
-“Bunları yapan bir insan İslâm olabilir mi?” diye sorduğumuz zaman:
-“Elbette.” diyorlar. “İslâm’ın şartı 5’tir. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek.”
Peki, Allahû Tealâ; “ve le zikrullâhi ekber” diyor. “Ama” diyor, “zikir ötekilerin hepsinden daha büyük bir ibadettir. Sizinkinde yok. Namaz kılmak var, zekât vermek var, hacca gitmek var, kelime-i şahadet getirmek var ama zikir yok. Siz zikirsiz hiçbir şeyinizi Allah’a teslim edemedikçe nasıl İslâm olabilirsiniz ki? İslâm, teslim olan demek. Acaba bu konuda bana cevap verebilecek olan bir kahraman var mı içlerinde bu evlâtlarımızın? Biz artık onlara evlât demeye alıştık, çünkü 80 yaşındayız ve dînimizi Allah’tan öğrendik.
Sevgili kardeşlerim! Hepinizi, bu hedefe yönelten insanlar olarak görmek istediğimizi söylemek istiyorum. Onlar bilmiyorlar, bilmedikleri için onları kabahatli tutamam. Çünkü onlara dînlerini öğretenler, dînlerini kendileri de bilmiyorlar. İşte İslâm âleminin adamlarıyla konuştukça, bakıyoruz hepsi İslâm’ın 5 şartından bahsediyor: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek. Hepsi farz mı? Farz. Ama biz başka bir sual daha soruyoruz: Yeter mi? Hayır yetmez sevgili kardeşlerim. Evet, namaz kılmak da farz, oruç tutmak da farz, zekât vermek de farz, hacca gitmek de farz, kelime-i şahadet getirmek de farz ama bu 5 tane farz hiç kimseyi İslâm yapamaz.
İslâm olmak, teslim olmak demektir. Bu 5 tane şartla; namaz kılarak, oruç tutarak, zekât vererek, hacca giderek, kelime-i şahadet getirerek hiç kimse, hiçbir şeyini Allah’a teslim edemez. Bir insan Allah’tan mürşidini sormadıkça, sormuş olsaydı Allah’ın göstereceği o mürşide ulaşıp, tâbî olmadıkça hedeflere ulaşması, İslâm olması mümkün değildir. İslâm teslim olan demektir. Hiç kimse namaz kılarak, oruç tutarak, zekât vererek, hacca giderek, kelime-i şahadet getirerek İslâm olamaz. İslâm olan kişi, İslâm teslim olan demektir. Onlara sorarız: “Sen namaz kılıyorsun. Tamam. Oruç tutuyorsun, zekât veriyorsun, hacca gidiyorsun, kelime-i şahadet getiriyorsun hepsi tamam. Ama ibadetlerin eksik. Senin dîninin adı ne?” Aksine bir şey söyleyemez ki sevgili kardeşlerim, “İslâm dîni” demek mecburiyetinde. “Sorabilir miyim sevgili kardeşim: İslâm ne demek?” dediğim zaman hiç birisi başka bir cevap veremez bana. Evet, İslâm, teslim olan demek.
-“Şimdi sen İslâm mısın?”
Ve bizim sevgili dîn adamlarımız zikri devre dışı bırakıyorlar:
-“Namaz kılacaksın diyorlar, oruç tutacaksın, zekât vereceksin, hacca gideceksin, kelime-i şahadet getireceksin.”
-“Bunları yapan bir insan İslâm olabilir mi?” diye sorduğumuz zaman:
-“Elbette.” diyorlar. “İslâm’ın şartı 5’tir. Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek.”
Peki, Allahû Tealâ; “ve le zikrullâhi ekber” diyor. “Ama” diyor, “zikir ötekilerin hepsinden daha büyük bir ibadettir. Sizinkinde yok. Namaz kılmak var, zekât vermek var, hacca gitmek var, kelime-i şahadet getirmek var ama zikir yok. Siz zikirsiz hiçbir şeyinizi Allah’a teslim edemedikçe nasıl İslâm olabilirsiniz ki? İslâm, teslim olan demek. Acaba bu konuda bana cevap verebilecek olan bir kahraman var mı içlerinde bu evlâtlarımızın? Biz artık onlara evlât demeye alıştık, çünkü 80 yaşındayız ve dînimizi Allah’tan öğrendik.
Sevgili kardeşlerim! Hepinizi, bu hedefe yönelten insanlar olarak görmek istediğimizi söylemek istiyorum. Onlar bilmiyorlar, bilmedikleri için onları kabahatli tutamam. Çünkü onlara dînlerini öğretenler, dînlerini kendileri de bilmiyorlar. İşte İslâm âleminin adamlarıyla konuştukça, bakıyoruz hepsi İslâm’ın 5 şartından bahsediyor: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek. Hepsi farz mı? Farz. Ama biz başka bir sual daha soruyoruz: Yeter mi? Hayır yetmez sevgili kardeşlerim. Evet, namaz kılmak da farz, oruç tutmak da farz, zekât vermek de farz, hacca gitmek de farz, kelime-i şahadet getirmek de farz ama bu 5 tane farz hiç kimseyi İslâm yapamaz.
İslâm olmak, teslim olmak demektir. Bu 5 tane şartla; namaz kılarak, oruç tutarak, zekât vererek, hacca giderek, kelime-i şahadet getirerek hiç kimse, hiçbir şeyini Allah’a teslim edemez. Bir insan Allah’tan mürşidini sormadıkça, sormuş olsaydı Allah’ın göstereceği o mürşide ulaşıp, tâbî olmadıkça hedeflere ulaşması, İslâm olması mümkün değildir. İslâm teslim olan demektir. Hiç kimse namaz kılarak, oruç tutarak, zekât vererek, hacca giderek, kelime-i şahadet getirerek İslâm olamaz. İslâm olan kişi, İslâm teslim olan demektir. Onlara sorarız: “Sen namaz kılıyorsun. Tamam. Oruç tutuyorsun, zekât veriyorsun, hacca gidiyorsun, kelime-i şahadet getiriyorsun hepsi tamam. Ama ibadetlerin eksik. Senin dîninin adı ne?” Aksine bir şey söyleyemez ki sevgili kardeşlerim, “İslâm dîni” demek mecburiyetinde. “Sorabilir miyim sevgili kardeşim: İslâm ne demek?” dediğim zaman hiç birisi başka bir cevap veremez bana. Evet, İslâm, teslim olan demek.
-“Şimdi sen İslâm mısın?”
-“Tabiî, İslâm’ım. İslâm’ı yaşıyorum ben. İslâm’ın 5 şartını tatbik ediyorum.”
-“Güzel. Eğer İslâm teslim olan demekse sen bu ibadetleri yaparak Allah’a neyini teslim ettin bana söyleyebilir misin?”
Orada bugüne kadar hepsi sustu. Hiç kimse bana bu sualimin cevabını veremedi. “Hayır.” demeye de çok fena halde utanıyorlar. Biz de fazla zorlamıyoruz onları. Ama bu hakikatleri öğrendikten sonra bizim konuşmalarımızı daha dikkatle dinlediler. Ama gördüler ki; bütün söylediklerimiz Kur’ân âyetleri. Ve gördüler ki; İslâm’ın 5 şartı değil hedef. İslâm’ın şartı 5 değil; 7’dir: “Allah'a ulaşmayı dilemek” ve 7.’si, İslâm’ı İslâm yapan 7’si; o 5 tanenin içinde “teslim” yok. Teslimler… İslâm teslim olan demek. Neyi teslim edeceksin?
- Ruhunu. Neyini?
- Fizik vücudunu, 2.
- Nefsini, 3.
- İradeni, 4.
“Ruhunu, vechini, nefsini ve iradeni Allah’a teslim etmekle vazifelisin.” diyor Allahû Tealâ sevgili kardeşlerim!
Öyleyse hepimiz için Allahû Tealâ’nın dizaynına bakmak söz konusu. Bizler Allah’a teslim olmak mecburiyetinde olanlarız. Eğer gerçekten bizim dînimiz Kur'ân-ı Kerim’se biz müslüman olduğumuza göre, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’in emrinde olduğumuza göre sevgili kardeşlerim, Kur'ân-ı Kerim’den başka hangi kitaplı dîn bizi tesiri altına alabilir ki? Ne Tevrat, ne İncil bizim kitabımız değil. Bizim kitabımız Kur'ân-ı Kerim. Orada Allahû Tealâ; “Ruhunu Allah’a teslim edeceksin.” diyor. “Fizik bedenini teslim edeceksin.” diyor. “Nefsini teslim edeceksin.” diyor. “İradeni Allah’a teslim edeceksin.” diyor.
Bu teslimler bizim İslâm olmamızın temelleri. Yani teslim olmamızın temelleri. İslâm tam olarak kelime mânâsıyla teslim olan demek. İşte sevgili kardeşlerim, İslâm dînini İslâm’ın 5 şartına indirgeyene zavallılar, bugün dîn adamları olarak faaliyetteler. Ve insanlara İslâm’ın 5 şartını öğrenmekte vazifeli sayıyorlar kendilerini. Peki, 5 şart zaten farz değil mi? Evet farz. Ama yetmez sevgili kardeşlerim. İslâm’ın 5 şartı hiç kimseyi hedefine ulaştıramaz. 7 tane Allahû Tealâ hedef tayin etmiş. Bu 7 tane hedefin hiçbirine insanlar ulaşamaz sevgili kardeşlerim.
- Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insan 1. kat cennete giremez.
- Mürşidine tâbî olmayan kişi 2. kat cennete giremez.
- Ruhunu Allah'a ulaştırmayan kişi 3. kat cennetine giremez.
- Fizik vücudunu teslim etmeyen 4. kat cennete.
- Nefsini teslim etmeyen 5. kat cennete.
- Muhlis olmayan 6. kat cennete.
- İradesini Allah’a teslim etmeyen kişi 7. kat cennete giremez.
Öyleyse hepimiz için sevgili kardeşlerim, Allahû Tealâ’nın emri var. Bu emirleri Allah’ın emrettiği biçim ve boyutta gerçekleştirmekle vazifeliyiz.
Sevgili kardeşlerim! Sözlerimizi burada tamamlıyoruz inşaallah. Sual sormak isteyen varsa suallere cevap vermek isteriz.
Orada bugüne kadar hepsi sustu. Hiç kimse bana bu sualimin cevabını veremedi. “Hayır.” demeye de çok fena halde utanıyorlar. Biz de fazla zorlamıyoruz onları. Ama bu hakikatleri öğrendikten sonra bizim konuşmalarımızı daha dikkatle dinlediler. Ama gördüler ki; bütün söylediklerimiz Kur’ân âyetleri. Ve gördüler ki; İslâm’ın 5 şartı değil hedef. İslâm’ın şartı 5 değil; 7’dir: “Allah'a ulaşmayı dilemek” ve 7.’si, İslâm’ı İslâm yapan 7’si; o 5 tanenin içinde “teslim” yok. Teslimler… İslâm teslim olan demek. Neyi teslim edeceksin?
- Ruhunu. Neyini?
- Fizik vücudunu, 2.
- Nefsini, 3.
- İradeni, 4.
“Ruhunu, vechini, nefsini ve iradeni Allah’a teslim etmekle vazifelisin.” diyor Allahû Tealâ sevgili kardeşlerim!
Öyleyse hepimiz için Allahû Tealâ’nın dizaynına bakmak söz konusu. Bizler Allah’a teslim olmak mecburiyetinde olanlarız. Eğer gerçekten bizim dînimiz Kur'ân-ı Kerim’se biz müslüman olduğumuza göre, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’in emrinde olduğumuza göre sevgili kardeşlerim, Kur'ân-ı Kerim’den başka hangi kitaplı dîn bizi tesiri altına alabilir ki? Ne Tevrat, ne İncil bizim kitabımız değil. Bizim kitabımız Kur'ân-ı Kerim. Orada Allahû Tealâ; “Ruhunu Allah’a teslim edeceksin.” diyor. “Fizik bedenini teslim edeceksin.” diyor. “Nefsini teslim edeceksin.” diyor. “İradeni Allah’a teslim edeceksin.” diyor.
Bu teslimler bizim İslâm olmamızın temelleri. Yani teslim olmamızın temelleri. İslâm tam olarak kelime mânâsıyla teslim olan demek. İşte sevgili kardeşlerim, İslâm dînini İslâm’ın 5 şartına indirgeyene zavallılar, bugün dîn adamları olarak faaliyetteler. Ve insanlara İslâm’ın 5 şartını öğrenmekte vazifeli sayıyorlar kendilerini. Peki, 5 şart zaten farz değil mi? Evet farz. Ama yetmez sevgili kardeşlerim. İslâm’ın 5 şartı hiç kimseyi hedefine ulaştıramaz. 7 tane Allahû Tealâ hedef tayin etmiş. Bu 7 tane hedefin hiçbirine insanlar ulaşamaz sevgili kardeşlerim.
- Allah'a ulaşmayı dilemeyen bir insan 1. kat cennete giremez.
- Mürşidine tâbî olmayan kişi 2. kat cennete giremez.
- Ruhunu Allah'a ulaştırmayan kişi 3. kat cennetine giremez.
- Fizik vücudunu teslim etmeyen 4. kat cennete.
- Nefsini teslim etmeyen 5. kat cennete.
- Muhlis olmayan 6. kat cennete.
- İradesini Allah’a teslim etmeyen kişi 7. kat cennete giremez.
Öyleyse hepimiz için sevgili kardeşlerim, Allahû Tealâ’nın emri var. Bu emirleri Allah’ın emrettiği biçim ve boyutta gerçekleştirmekle vazifeliyiz.
Sevgili kardeşlerim! Sözlerimizi burada tamamlıyoruz inşaallah. Sual sormak isteyen varsa suallere cevap vermek isteriz.
Allah razı olsun.
Benzer konular
