Tasavvufla dîn arasında nasıl bir bağ vardır? Mürşidin tasavvuftaki yeri nedir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Tasavvufla dîn arasında nasıl bir bağ vardır? Mürşidin tasavvuftaki yeri nedir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Tasavvufla dîn arasında nasıl bir bağ vardır? Mürşidin tasavvuftaki yeri nedir?

Mürşidin tasavvuftaki yeri; Allahû Tealâ’nın böyle bir görevi vermek şerefine ulaşabilen insanların huzurunu ve mutluluğunu ifade eder.

Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ herkese bu yetkiyi vermez. Bu yetki, Allahû Tealâ’nın ispat vasıtalarını kullananlar için geçerlidir. Allahû Tealâ’nın en çok sevdiği insanlar, bu görevi en çok verdikleri, ruhunu da fizik bedenini de nefsini de iradesini de Allah’a teslim edenlerdir.
 
İslâm dîni, teslim dînidir. Herkesin ruhunu fizik bedenini nefsini iradesini teslim edilmesi, Allahû Tealâ tarafından Kur’an-ı Kerim’de emredilmiştir. “E, ne yani ben ruhumu da fizik bedenimi de nefsimi de irademi de hepsini Allah’a teslim etmedikçe cehennemden kurtulamaz mıyım?” Hayır. Hiç de öyle değil!

* Allah’a ulaşmayı dileyen bir insan Allah’a ulaşmayı dileyip de ölse, hiçbir şey yapamadan ölse gene 1.kat cennetin sahibidir.
* Mürşidine tâbî olan bir insan 2.kat cennetin sahibidir.
* Mürşidine tâbî olunca ne olur? O kişinin ruhu vücudundan ayrılarak 7-8 aylık bir devrenin sonunda Allah’a ulaşır. O zaman bu kişi ermiş evliya olur; 3.kat cennet.
* Sonra fizik vücudunu teslim eder; 4.kat cennet.
* Daimî zikre ulaşır, nefsini teslim eder; 5.kat cennet.
* Muhlis olur; 6.kat cennet.
* İradesini Allah’a teslim eder; 7.kat cennet.

Bütün insanlar için Allahû Tealâ 7 kat cenneti hazır bulunduruyor. Herkes o cennetlerden birine gitmek imkânının sahibidir.

Sevgili kardeşlerim! Başka bir alternatif yok; ya cennet ya da cehennem. Bütün insanlar ölümden sonra ya cennete girerler ya da cehenneme girerler. Mutlaka ikisinden biri gerçekleşir. Onun için şu dünyada yaşarken sevgili kardeşlerim, kendinizi kurtarın. Allah’a ulaşmayı mutlaka dileyin. Dilemeyenlere bunları anlatın. Allah’a ulaşmayı diledikleri takdirde cehennemden kurtulacaklarını Allah’ın garanti ettiğini; “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben, onu Kendime ulaştırırım.” diyor Allahû Tealâ Kur’an-ı Kerim’de.

“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” buyuruyor.

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


Allah’ın sözünü tutmaması mümkün olabilir mi sevgili kardeşlerim? Asla olamaz. Mutlaka sözünü yerine getirir. Çünkü hâkim olan O’ dur. O, Allah’tır, her şeyin Sahibi, emrini mutlaka yerine getirir.

Benzer konular