Bizim derece kazanmamız ya da kaybetmemizde diğer insanların sorumluluğu var mıdır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Derece Kazanmak » Bizim derece kazanmamız ya da kaybetmemizde diğer insanların sorumluluğu var mıdır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bizim derece kazanmamız ya da kaybetmemizde diğer insanların sorumluluğu var mıdır?

Bazı olaylarda vardır, bazılarında yoktur. Bir insan, başkası kendisine hiçbir zarar vermediği halde, ona bir zarar veriyor da derecat kaybediyorsa karşı tarafın bunda bir mesuliyeti yoktur. Ama onu, buna mecbur edecek olan bir davranış biçimi sergilemişse o zaman vardır.

Sevgili kardeşlerim! Bir insanın kendisine verilen cezayı hak etmesi olayı o kişinin derecat kaybetmesini oluşturur:

1. Allah’ın emirleri var.
2. Allah’ın yasakları var.

Emirleri yerine getirenler derecat kazanırken, getirmeyenler o kişinin kazandığı derecatı kaybederler. Öyle bir derecat kazanmaları söz konusu olmaz. Bu istikamette insanların İslâm’ın 5 şartının ötesinde bir şeyleri kabul etmesi bazılarına zor gelmektedir. “E biz İslâm’ın 5 şartını biliriz.” diyorlar. Diyorlar ki; “Namaz kılarız, oruç tutarız, zekât veririz, hacca gideriz, kelime-i şahadet getiririz, İslâm’ın şartı 5’tir.” Hayır! Kurân-ı Kerim’deki şartlar dizisi 5 olmaz; 7’dir:

1. Allah’a ulaşmayı dilemek var,
2. Mürşide tâbiiyet var,
3. Ruhun ulaşması,
4. Fizik bedenin teslimi,
5. Nefsin teslimi,
6. Muhlis olmak,
7. İradeyi Allah’a teslim etmek var.

Bir defa daha sayıyorum:

1. Allah’a ulaşmayı dilemek,
2. Mürşide tâbiiyet,
3. Ruhun Allah’a ulaşması,
4. Fizik bedenin teslimi,
5. Nefsin teslimi,
6. Muhlis olmak,
7. İradeyi Allah’a teslim etmek, 7 tane safhayı içeriyor.

İslâm, bu sebeple 7 ayrı basamakla çıkılabilecek olan bir hedefler dizisidir. Hiç kimse bedavadan ruhunu Allah’a ulaştıramaz. Bir mürşide; Allah’tan bir mürşidi sorarak, Allah’tan sorduğu mürşide ulaşıp da ona tâbî olmadıkça, o kişinin ruhu vücudundan ayrılmaz.

Sevgili kardeşlerim! Ayrılırsa ne olur? Ayrılırsa ruh, Allah’a ulaşır; o kişi o zaman ermiş evliya olur.  Allah’a ulaşmayı dileyip de ölmüşse kişi 1. kat cennete girerken, mürşidine tâbî olur da ölse 2. kat cennete giriyor. Ruhunu Allah’a ulaştırdıktan sonra ölürse 3. kat cennete giriyor, fizik bedenini teslim eder de ölürse 4. kat cennete giriyor, nefsini teslim ederde ölürse 5. kat cennete girer, muhlis olup da ölürse 6. kat cennete giriyor, iradesini de Allah’a teslim ederse 7. kat cennete giriyor.

Öyleyse sevgili kardeşlerim, hiçbir şey tesadüflere bağlanmamalıdır. Hepsi sizlerin gayretleriyle oluşacak olan çiçekler gibidir. Hepiniz Allah’ın emirlerine, Allah’ın emrettiği biçim ve boyutta uymak mecburiyetindesiniz. Kim size “İslâm’ın şartı 5’tir.” derse, “Hayır.” diyeceksiniz, “İslâm’ın şartı 5 değildir. Senin söylediğin 5 şart zaten vardır, tamam. Namaz kılmak da oruç tutmak da zekât vermek de hacca gitmek de kelime-i şahadet getirmek de farzdır. Ama Allah’a ulaşmayı dilemedikçe, sen 1. kat cennete giremezsin ve ruhunu, vechini, nefsini ve iradeni Allah’a teslim etmedikçe, 7. kat cennete giremezsin.

Öyleyse ortada açık ve kesin farklılıklar var. Bu farklılıklar, Kurân-ı Kerim’e boşuna konulmuş değil. Herkes bir gayretin, açık bir şekilde Allah’ın emrettiği standartlarda gerçekleşmesiyle hedeflere ulaşabilirler. Allahû Tealâ bütün insanlara imkân veriyor, Allah’a ulaşmayı dilesinler, sonrada ruhlarını, fizik bedenlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim etsinler diye.

Sevgili kardeşlerim! Böyle bir dizaynda 7 tane safha görüyoruz. Bu 7 safhanın her birisi, 7 kat cennetin bir tanesini oluşturuyor:

1. Allah’a ulaşmayı dilemek,
2. Mürşide tâbiiyet,
3. Ruhun Allah’a ulaşması,
4. Fizik bedenin teslimi,
5. Nefsin teslimi,
6. Muhlis olmak,
7. İradeyi Allah’a teslim etmek.

7 tane kademe, 7 tane safha… Her birisi, bir üst kat cenneti o kişiye sağlıyor. Allah razı olsun.

Benzer konular