Hazreti Muhammed Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in miraç olayını fizik vücuduyla mı yoksa ruhuyla mı gerçekleştirmiştir? Hangisi doğrudur?

Anasayfa » Ana Sayfa » Miraç » Hazreti Muhammed Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in miraç olayını fizik vücuduyla mı yoksa ruhuyla mı gerçekleştirmiştir? Hangisi doğrudur?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hazreti Muhammed Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in miraç olayını fizik vücuduyla mı yoksa ruhuyla mı gerçekleştirmiştir? Hangisi doğrudur?

Peygamber Efendimiz (S.A.V) hem fizik vücuduyla hem de ruhuyla Allah’ın Zat’ına ulaştı. Yani? Yani ruhu fizik vücuduna örtü oldu. Ceset tayy-i mekânı yaptı. 3 çeşit tayy-i mekân var.  

1.’si: Nefs tayy-i mekânı. Hepiniz her gece bunu gerçekleştirirsiniz ama farkına bile varmazsınız.

Öyleyse neden bahsediyoruz? Şundan bahsediyoruz sevgili kardeşlerim: Her gece rüya görürsünüz. Rüya görmeniz demek, düşünce sisteminizin fizik vücudunuzu terk edip nefsinize geçmesidir. Artık nefsiniz de şu fizik vücudunuzun %100 aynı bir hüviyete sahiptir. Her şeyiyle fizik vücudunuzun tam olarak aynıdır. Ve onun gözleriyle görmeye başlarsınız, onun kulaklarıyla işitmeye başlarsınız. Ve uçabildiğinizi göreceksiniz. Bu, nefs tayy-i mekânıdır.

Kim söylediğimiz 7 tane, demin bahsettiğimiz 7 tane kademeyi tamamlayıp Allahû Tealâ onu irşad makamına tayin ederse; o kişinin başının üzerine iradesini teslim aldığı zaman bir hediye verir. Bu, o kişinin ruhudur. Ruhun da başının üzerinde gene salâh nuru vardır. Bu, onun 3. nurudur.  

1. nur: O kişinin başının üzerindeki devrin imamının ruhudur. Onun üzerinde salâh nuru var.

2.’cisi: Bu kişinin fizik vücudunun üzerinde… Salâh makamında salâh nuru vermişti Allahû Tealâ. Şimdi de o kişinin başının üzerine kendi ruhunu gönderiyor Allahû Tealâ. 2 tane ruh oluyor kişinin başının üzerinde. Bu 2. ruh, o kişinin ruh tayy-i mekânını yapması için veriliyor.

Aklınız, normal rüyanızı görürken nefsinize kumanda eder. Nefsiniz vücudunuzdan ayrılır, yaşantısını devam ettirir, sonra da geriye döner. Sonra fizik vücudunuzla nefsiniz arasındaki ilişkiye baktığımız zaman; nefsinizin elektron devir sayısı, fizik vücudunuzun yarısı kadardır. Nefs tezkiyesi, nefs tayy-i mekânı yapabilmeniz için, rüyaya girebilmeniz için biri yükselir, nefsinizin devir sayısı yükselir, fizik vücudunuz aşağıya iner; aynı noktada olduğu zaman nefs, vücudunuzdan derhal ayrılır. Ama ruh tayy-i mekânı ta salâh makamının 5. kademesinde gerçekleşir.

Fizik vücut tayy-i mekânı ise evvelâ ruh tayy-i mekânı yapmanıza bağlıdır. Bunu yapabilen kişinin ruhu vücuduna örtü olur (fizik vücuduna.) Ve ruh, fizik vücudu kontrolü altına alır, fizik vücudunuzun devir sayısının 2 katı devir sayısı ile. Nasıl nefsiniz fizik vücudunuzun içinde bir esirse yarım devir sayısı sebebiyle, fizik vücudunuz da ruhunuzun içinde esir olur yarım devir sayısıyla. Artık vücudunuzun, fizik vücudunuzun gözleriyle değil; ruhunuzun gözleriyle görürsünüz. Fizik vücudunuz ruhunuzun içinde görünmez olmuştur ve de duvarlar fizik âlem için geçerli değildir.

Peygamber Efendimiz (S.A.V) bu standartla Allah’ın huzuruna ulaşmıştır. Yani ruhu fizik vücudun üzerine örtü olarak. Bu sebeple Allahû Tealâ diyor ki: “Kalbi gördüklerini tekzip etmedi.” diyor.

53/NECM-11: Mâ kezebel fuâdu mâ raâ.
Kalbindeki fuad (gönül gözü görmesi), gördüğü (ruhun gözlerinin gördüğü) şeyi tekzip etmedi.


Allah’ın Zat’ını gördü, Allah’ın Zat’ıyla konuştu; ruhu fizik vücuduna örtü olarak.  Başlangıçta Allahû Tealâ’yı nefsinin kalp gözüyle görmüştü nefsinin kalbi. Ruhunun baş gözüyle gördüğü Allah ile aynı Allah’tı. Nefsinin kalbinin gördüğü Allah ile Allah’ın Zat’ını ruhunun baş gözüyle gördüğü zaman aynı olduğunu gördü. Bu sebeple Allahû Tealâ diyor: “Kalbi (yani nefsinin kalbi) gördüklerini, ruhunun baş gözüyle gördüklerini tekzip etmedi (yalanlamadı).” diyor.

Öyleyse sualin cevabı: Peygamber Efendimiz (S.A.V) Allahû Tealâ’nın huzuruna ruhu fizik vücuduna örtü olarak, 2 kat devir sayısıyla örtü olarak ulaşmıştı. Ve aşağıya inerken de aynı standartlarda indi.

Benzer konular