Bugün, Kur’ân-ı Kerim’deki Allah’ın temel farzlarını kabul etmeyen, bunları örten ve insanlardan gizleyen ilim adamlarıyla, kibir sebebiyle karşı çıkan ve cehenneme mahkûm olan iblisin tutumu arasında fonksiyon olarak bir benzerlik ve paralellik var mıdır

Anasayfa » Ana Sayfa » İslâm'ın 5 Şartıyla Âmel Etmek » Bugün, Kur’ân-ı Kerim’deki Allah’ın temel farzlarını kabul etmeyen, bunları örten ve insanlardan gizleyen ilim adamlarıyla, kibir sebebiyle karşı çıkan ve cehenneme mahkûm olan iblisin tutumu arasında fonksiyon olarak bir benzerlik ve paralellik var mıdır
share on facebook  tweet  share on google  print  

Bugün, Kur’ân-ı Kerim’deki Allah’ın temel farzlarını kabul etmeyen, bunları örten ve insanlardan gizleyen ilim adamlarıyla, kibir sebebiyle karşı çıkan ve cehenneme mahkûm olan iblisin tutumu arasında fonksiyon olarak bir benzerlik ve paralellik var mıdır

Bugün, Kur’ân-ı Kerim’deki Allah’ın temel farzlarını kabul etmeyen, bunları örten ve insanlardan gizleyen ilim adamları yani Diyanet ve ilâhiyat fakülteleri üyeleriyle Allahû Tealâ’nın ilk emrine kibirlenerek, kibir sebebiyle karşı çıkan ve cehenneme mahkûm olan iblis (şeytan), bu tutumu arasında fonksiyon olarak bir benzerlik ve paralellik var mıdır?

Vardır, sevgili kardeşlerim! Diyanet İşlerine yaptığımız açıklamalar, ilâhiyat fakültelerine gönderdiğimiz tebliğler ve özellikle ihtarlar; bunlara sessiz kalmaları ve hatta bazılarının kibirleri sebebiyle yalanlamaları, şeytanla aynı paralelde olduklarının kesin bir göstergesidir. Allahû Tealâ diyor ki A’râf-146’da:

7/A'RÂF-146: Se asrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîlâ(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).
Yeryüzünde haksız yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceğim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eğer rüşd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve ondan gâfil olmaları sebebiyledir.


“Onları âyetlerimden çevireceğim ki; onlar yeryüzünde haksız yere kibirlenirler. Allah’ın bütün âyetlerini görseler inanmazlar. İrşad yolunu gördükleri zaman (rüşd yolunu) o yolu, yol kabul etmezler. Gayy yolunu gördükleri zaman, o yolu yol kabul ederler.” diyor Allahû Tealâ.

Buradakiler böyle olmakla da kalmıyorlar. Başkalarını da Allah’ın yolundan meneder durumdalar. Allahû Tealâ: “Bunun sebebi; onların, Allah’ın âyetlerinden gâfil olmaları ve Allah’ın âyetlerini bu sebeple yalanlamalarıdır.” diyor.

İşte şu anda Diyanet İşleri Başkanlığı da ilâhiyat fakülteleri de Allah’ın hakikatlerini yalanlar durumdalar. Sevgili kardeşlerim! Türkiye’deki dîn öğretim kadrosunun omuzlarında çok ağır bir vebal var. Allahû Tealâ bu konuda diyor ki Ahzâb-67 ve 68’de:

33/AHZÂB-67: Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnâs sebîl(sebîlâ).
Ve cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîmi’nden) saptırdılar.”

33/AHZÂB-68: Rabbenâ âtihim dı’feyni minel azâbi vel’anhum la’nen kebîrâ( kebîran).
“Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle lânetle.”


“Cehennemdekiler derler ki: ‘Yarabbi! Biz devrimizin küberasına ve sâdatlarına itaat ettik, bu yüzden cehennemdeyiz. Yarabbi! Onlara iki kat azap ver. Onları en büyük lânetinle lânetle.”

Kim sâdatlar? Her konunun ileri gelenleri.
Dînde sâdatlar; dînin ileri gelenleri.

İşte ülkemizde ilâhiyat fakülteleri, imam hatip liseleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı ve şu anda şeytana hizmet eder bir hüviyet içindeler!

Açık bir şekilde bize cephe almış durumdalar, sevgili kardeşlerim! Bizi düşman ilân etmiş durumdalar. Biz Allah’ın âyetlerini açıkladığımız için, onların kurtuluşuna medar olacağımız halde; bizi düşman ilân etmiş durumdalar. Allah’ın hakikatlerini bütün güçleriyle gizlemeye çalışıyorlar. Bakınız ne diyor Allahû Tealâ Bakara-159’da:

2/BAKARA-159: İnnellezîne yektumûne mâ enzelnâ minel beyyinâti vel hudâ min ba’di mâ beyyennâhu lin nâsi fîl kitâbi, ulâike yel’anuhumullâhu ve yel’anuhumul lâinûn(lâinûne).
Muhakkak ki, beyyinelerden indirdiğimiz şeyleri ve hidayeti (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaştırılmasını) Kitap'ta insanlara açıklamamızdan sonra gizleyenlere, işte onlara, Allah lânet eder ve lânet ediciler de onlara lânet eder.


“Biz, insanlara indirdiğimiz kitaplarla (ispat vasıtalarıyla) herşeyi ispat etmemize rağmen; bizim âyetlerimizi ve hidayeti insanlardan gizleyenler var ya; Allah da onlara lânet eder, lânet edenlerin hepsi de lânet eder.” diyor Allahû Tealâ.

Şu anda bu insanlar Allah’ın lânetine muhataptır. Sevgili kardeşlerim! Bu nasıl bir vicdan? Bu nasıl bir anlayışsızlık? 70 milyon insan cehenneme doğru gidiyor ve bu insanlar, ilim kibri yüzünden onlara mâni olmuyorlar.

Gerçekten yazık oluyor sevgili kardeşlerim! Bu millete yazık oluyor, dîn öğretenlere de yazık oluyor. Diğerleri bilmeyerek cehenneme gidecekler ama bunlar bilerek gidecekler! Allah’ın hakikatlerini saklayarak gidecekler. Başka insanların cehenneme gitmesinden sorumlu olarak gidecekler. Diyanet İşleri Teşkilatı ve dîn öğreten kurumlar kendilerine yazık ediyorlar.

Benzer konular