Mürşidi vefat etmiş birçok grup var ama yeniden mürşide tâbî olmayı, eski mürşidlerine ihanet zannediyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Mürşidi vefat etmiş birçok grup var ama yeniden mürşide tâbî olmayı, eski mürşidlerine ihanet zannediyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Mürşidi vefat etmiş birçok grup var ama yeniden mürşide tâbî olmayı, eski mürşidlerine ihanet zannediyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz?

Efendimiz! Sizi Bolu’da görmenin büyük sevinç ve mutluluğu içerisindeyiz. Hoş geldiniz, sefa geldiniz! Bizleri nurlandırdınız ve onurlandırdınız. İnşaallah sizi Düzce’mizde de görmenin hasreti içindeyiz.

(İnşaallah. İnşaallah orada da bir konferans vermeyi Allahû Tealâ nasip eder. Belki de oraya geldiğimizde canlı bir konferans olur inşaallah. Biz de orada bulunduğumuz bir konferans olur.)

Efendimiz! Mürşidi vefat etmiş birçok grup var ama yeniden mürşide tâbî olmayı, eski mürşidlerine ihanet zannediyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz?

Atalarımız, tasavvufu yaşayanlar diyorlar ki: “Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır.”

Sevgili kardeşlerim! Mürşide tâbiiyet farzdır. Bir mürşid ölürse yerine vekil bırakır, ona tâbî olunur. Vekil yoksa Allah’tan, hacet namazı kılınarak sorulur.

Hacet namazı, 4 rekâtlık bir namazdır. 1. rekâtta, Fâtiha’dan sonra 3 tane Âyet’el-Kursî okunur. Boy abdesti alınarak kılınan bir namazdır.

1. rekâtta: Fâtiha’dan sonra 3 tane Âyet’el-Kursî,
2. rekâtta: Fâtiha’dan sonra İhlâs+Felâk+Nâs.
Oturduktan sonra 3. rekâta kalkılır. (Teşehhüd miktarı oturduktan sonra)
3. rekâtta: Fâtiha+ İhlâs+ Felâk+ Nâs.
4. rekâtta yine Fâtiha+ İhlâs+ Felâk+ Nâs.

Demek ki 1. rekât hariç (1. rekâtta Fâtiha’dan sonra 3 Âyet’el-Kursî) 2., 3. ve 4. rekâtlar birbirinin aynı, İhlâs, Felâk, Nâs okunuyor Fâtiha’dan sonra. Ve kişi, bu namazı boy abdesti alıp, yatmadan evvel kılacak, ondan sonra da yatacak. Umulur ki o kişiye Allahû Tealâ mürşidini gösterir. Allahû Tealâ’nın bu konuda sözü var. “Allah’tan isteyin. Mürşidinizi Allah’tan isteyin.” diyor. Allahû Tealâ bunun üzerine, Kendi üzerine vazife olduğunu da ifade buyuruyor. Diyor ki:

2/BAKARA-45: Vesteînû bis sabri ves salât(salâti), ve innehâ le kebîratun illâ alâl hâşiîn(hâşiîne).
(Allah’tan) sabırla ve namazla istiane (özel yardım) isteyin. Ve muhakkak ki o (hacet namazı ile Allah’a ulaştıracak mürşidini sormak), huşû sahibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir.

2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum mulâkû rabbihim ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne).
Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.


Burada Allahû Tealâ, açık bir şekilde şunu söylüyor: (Bakara-45 ve 46. âyetler bunlar.)

“Sabırla ve namazla (hacet namazıyla) Allah’tan sizi Allah’a ulaştıracak olan vesileyi isteyin. Bu zor bir iştir. Ama huşû sahipleri için zor değildir. O huşû sahipleri, Allah’a mülâki olacaklarına, ruhlarını hayattayken Allah’a ulaştıracaklarına kesin şekilde inananlardır.”

Kişi Allah’a inanacak, Allah’ın tekliğine inanacak, Allah’a inanacak, Allah’a ruhunu ulaştırmayı dilerse Allah’ın, ruhunu mutlaka Kendisine ulaştıracağına da inanacak. Böyle bir kişi (kesin şekilde Allah’a mülâki olacağına inanan kişi) eğer Allah’a ulaşmayı dilerse mutlaka Allah onu Kendisine ulaştırır.

İşte Allah’a ulaşmayı dilemenin arkasından, ruhun Allah’a ulaşması; mutlaka gerçekleşen bir hüviyettir. Her hâlükârda bir kişi, mürşidi öldükten sonra, rahmetli olduktan sonra yeni bir mürşidi hacet namazı kılıp mutlaka Allah’tan sormalıdır. Bakara Suresinin 45 ve 46. âyet-i kerimesi, bunu farz hüküm olarak koymuş karşımıza. Böyle bir husus, eski mürşidlerine ihanet değildir. Allah’ın bir emrini yerine getirmektir. Hiç kimse boşlukta kalmamalıdır.

Benzer konular