"Kişinin ebediyyen kalacağı cennet ve cehenneme gitmesi, niyeti sebebiyledir." ifadesindeki niyet nedir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Niyet » "Kişinin ebediyyen kalacağı cennet ve cehenneme gitmesi, niyeti sebebiyledir." ifadesindeki niyet nedir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

"Kişinin ebediyyen kalacağı cennet ve cehenneme gitmesi, niyeti sebebiyledir." ifadesindeki niyet nedir?

Es selâmu aleykum ve rahmetullahi ve berekâtuhu! Muhterem Efendimiz! Hasret ve hürmetle mübarek ellerinizden öperiz. Sizi canımızdan çok sevdiğimizi ifade etmek istiyorum. Muhterem Efendimiz! Biz de İzmir’den bir grup öğrenciniz Milas’ta akan rahmet pınarından testimizi himmetinizle doldurmaya geldik. Muhterem Efendimiz! Müsaadenizle iki sualim olacak inşaallah.

Muhterem Efendimiz! Gökteki yıldızlardan biri olan Hasan Basri Hz: “Kişinin ebediyyen kalacağı cennet ve cehenneme gitmesi, niyeti sebebiyledir.” buyuruyor. Bu niyet nedir? Çok kıymetli açıklamalarınızı diliyoruz inşaallah.

Bu niyet, Allah’a ulaşmayı dilemektir. Tamam, Hasan Basri Hz. bunu söylüyor: Niyet.

Sevgili kardeşlerim! “Niyet amelden üstündür.” Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hadîs-i şerifi değil mi bu? Peygamber Efendimiz (S.A.V): “İslâm’da niyet amelden üstündür.” diyor. Biz de buradaki dîn adamlarına soruyoruz: “Ey azîz kardeşim! Bak, Peygamber Efendimiz (S.A.V) diyor ki: ‘Niyet amelden üstündür.’ Neden üstünmüş? İnsanı niyet cennete götürebilir mi?” Kimse cevap veremedi bugüne kadar bu suale. Ama o cevap bizde var. Evet, “Niyet amelden üstündür.” Şimdi size bunu kesinlikle ispat edelim.

Allahû Tealâ’nın iki tane kulunu düşünün. Birisi 80 sene yaşamış. 15 yaşında sorumluluğunu idrak etmiş. Biliyorsunuz, ondan evvel sâbîdir insanlar. Sorumluluk 15 yaşında başlar. 80 yaşına kadar 65 yıl, İslâm’ın 5 tane şartını yerine getirmiş:

1- Namaz da kılmış.
2- Oruç da tutmuş.
3- Zekât da vermiş.
4- Hacca da gitmiş.
5- Kelime-i şahadet de getirmiş.

65 yıl, sonra da ölmüş. Hadi söyleyin bakalım şimdi! Bu adam: “Acaba Allahû Tealâ beni cennetlerden hangi kata alır?” diye düşünen bu adam, cennete girer mi? Giremez, sevgili kardeşlerim! Hadi gelin beraberce bakalım. Neden giremez? Bakın bakalım, Allahû Tealâ ne diyor? Kehf Suresinin 103, 104, 105. âyetlerinde Allahû Tealâ birtakım insanlardan bahsediyor.

18/KEHF-103: Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen).
De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?”

18/KEHF-104: Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an).
Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.

18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).
İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.


“Onlar, Allah’a mülâki olmayı yani ruhun ölmeden evvel mülâki olmasını, Allah’a ulaşmasını inkâr ederler.” diyor. Burada bizi, Allah’a ulaşmayı bu adamın dileyip dilemediği alâkadar ediyor. Yani Allah’a mülâki olmayı, insan ruhunun ölmeden evvel Allah’a ulaşmasını zaten yok sayan, inkâr eden bir kişi için Allah’a ulaşmayı dilemek hiçbir zaman söz konusu olmaz. Peki, ne olur? Böyle bir insanın Allah katındaki cezası nedir? Allahû Tealâ onu söylüyor: “Onların amelleri heba olur. Biz onların amellerini heba ederiz. Amelleri boşa gider.” diyor.

Ne oldu? Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in hadîs-i şerifini beraberce gözden geçirelim. Ne diyor? Allahû Tealâ, bu amellerin boşa gitmesi konusunda bir şeyler söylüyor. “Hiç kimseyi amelleri cennete götüremez.” diyor Peygamber Efendimiz (S.A.V). “Hiç kimse amelleriyle cennete giremez. Niyet amelden üstündür.” diyor Peygamber Efendimiz (S.A.V). Şimdi biz, size niyetin neden amelden üstün olduğunu ispat edeceğiz burada. 1. kişi bu; 65 yıl süreyle İslâm’ın 5 şartını yerine getirmiş ama gideceği yer cehennem bu insanın. Sadece amelleri var. Bu amellerin hepsini niyetle yapmış. Niyetlenmiş, namaz kılmış. Niyetlenmiş, oruç tutmuş. Ama o niyetleri Allahû Tealâ, cennete ulaştıracak niyet saymıyor. Acaba hangi niyeti Allahû Tealâ “cennete ulaştıracak niyet” sayıyor?

Sevgili kardeşlerim! “Allah’a ulaşmayı dilemek!” bir dilektir, bir niyettir. Ama kişi dilerse ne olur? Hadi gelin! Sizinle beraber Enfâl Suresinin 29. âyet-i kerimesine bakalım. Ne diyor Allahû Tealâ orada?

8/ENFÂL-29: Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.


“Ey îmân edenler!” Aslında buradaki îmân etmenin kişiyi kurtaramayacağını söylüyor Allahû Tealâ. “Îmân etmeniz yetmez.” mânâsına geliyor, âyet-i kerimenin burası. “Allah’a karşı takva sahibi olun ki; Allah sizin günahlarınızı örtsün.”

Bu 1. takvadır. Çünkü kişi eğer bu takvanın sahibi olamazsa günahları örtülmeyecek ve cehenneme gidecek. Cennete sadece takva sahipleri girer:

50/KAF-31: Ve uzlifetil cennetu lil muttakîne gayra baîdin.
Ve cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaştırıldı.


Allah’a ulaşmayı dilemek, kişiyi mutlaka cennete götürür. Allah’a ulaşmayı dilememekse mutlaka cehenneme. Şimdi burada Allahû Tealâ: “Takva sahibi olun! Allah’a ulaşmayı dileyin ki, Allah günahlarınızı örtsün.” diyor.

Sevgili kardeşlerim! Böyle bir dizaynda Allahû Tealâ’nın söylediği şey açık ve kesin: “Takva sahibi olun ki; Allah sizin günahlarınızı örtsün.” Gördük ki, takva sahibi olabilmek, Allah’a ulaşmayı dilemekle mümkün. Bir defa daha söyleyelim âyet-i kerimeyi: Rûm Suresinin 31. âyet-i kerimesi:

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.


“munîbîne ileyhi vettekûhu: Allah’a yönel ki, takva sahibi ol.” Allah’a yönelmeyen, Allah’a ulaşmayı dilemeyen kişi takva sahibi olamaz ve şirkte kalır. “Böylece takva sahibi ol. Namaz kıl ve müşriklerden olmaktan da böylece Allah’a ulaşmayı dileyerek kurtul. O müşrikler ki; onlar dînlerinde fırkalara ayrılmışlardır. Herbiri kendi elindekiyle ferahlanırlar.”

30/RÛM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyean, kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne).
(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.


Yani gizli şirkte olanlar; Allah’a ulaşmayı dilemeyenler. Gidecekleri yer cehennem. Takva sahibi değiller. İşte burada da Allahû Tealâ takva sahibi olmayan bir mü’minden bahsediyor, Allah’a inanan bir kişiden bahsediyor. “Ancak takva sahibi olursan, Allah’a ulaşmayı dilersen senin günahlarını örterim.” diyor. Ve kim Allah’a yönelirse, Allah’a ulaşmayı dilerse Allah onun günahlarını örter.

İki tane aşırı uç: Allah’a ulaşmayı dilememiş kişi; onun amelleri boşa gidiyor. 65 yıllık ameli! Özellikle bu kadar ekstrem bir misal verdik. 65 yılda adamın kazandığı bütün ameller boşa gidiyor, sadece niyeti olmadığı için.

“Allah’a ulaşmak.” hedeftir. “Allah’a ulaşmayı dilemek.” bir dilektir, niyettir sadece. Hiçbir şey yok ortalıkta. Sadece bir niyet var: “Yarabbi! Nasıl Senin Sana ermiş, ruhlarını Sana ulaştırmış evliyaların olmuşsa şimdiye kadar ben de onlardan biri olmak istiyorum. Beni de ermişlerden kıl.” Ya da: “Yarabbi! Ben ruhumu ölmeden evvel Sana ulaştırmak istiyorum.” İkisi de tıpatıp aynı şeydir. Bunlardan herhangi birini söyleyen kişi mutlaka niyetin sahibidir. Söylediği anda eğer kalbinden bir talep, gerçek bir talepse bu, mutlaka Allahû Tealâ onu cennetine, 1. kat cennete mutlaka kabul eder. Bu kişi Allah’a ulaşmayı dilesin, 2 saat sonra ölsün, hiç de ameli olmasın; bu kişinin gideceği yer mutlak olarak cennettir. Niyet bu sebeple, çok kesin bir sebeple amelden üstündür!

İşte sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Böylece görüyoruz ki; Allah ile olan ilişkilerimizde, Allah’a ulaşmayı dilemeyen bir kişinin gideceği yer, amelleri boşa gittiği için mutlaka cehennemdir. Ama Allah’a ulaşmayı dileyen bir kişinin de gideceği yer, niyeti Allah’a ulaşmayı dilemek olduğu için Allah mutlaka sözünü yerine getirecek ve onu cennetine alacaktır. Çünkü kişi takva sahibi, Allah’a ulaşmayı dilediği anda takva sahibi olmuştur. Birinci sualin cevabı tamam.

Benzer konular