Pişmanlık ve tövbe kavramlarını açıklar mısınız?
Pişmanlık ve tövbe kavramlarını açıklar mısınız?
Pişmanlık tövbenin başlangıcıdır. Pişmanlık duyan kişi sadece tövbe eder. Tövbe ettiğiniz zaman Allahû Tealâ’nın günahlarınızı affedip etmeyeceği konusunda hiçbir garantinin sahibi değilsiniz. Ama kim ne kadar büyük günahlar işlerse işlesin, o kişi Allah’a ulaşmayı dilediği zaman, Allahû Tealâ onun bütün kaybettiği derecelerini örttüğünü Kur’ân-ı Kerim söylüyor. Enfal Suresi 29 bunu kesin olarak söylüyor:
“Kim Allah’a ulaşmayı dilerse ona furkanlar veririz ve onun günahlarını örteriz”. diyor Allahû Tealâ. İster 1 furkan versin (kişi Allah’a ulaşmayı dilemesi kendisine tebliğ edildiği anda kabul etsin), o zaman sadece kalbine Allahû Tealâ ihbat koyacaktır. O bir tek furkanla bütün günahlarını örtecektir. O kişinin 7 tane furkan alması söz konusu olabilir. O zamanda 7 furkanla Allahû Tealâ örter günahları. Ama mutlaka örter. Örterse ne olur? Bu kişinin sevapları günahlarını aşar, kişinin gideceği yer de Allah’ın cennetidir. Allah razı olsun.
Öyleyse daha Allah’a ulaşmayı dileyen kişi, dilediği anda bütün günahları örtülür. Ama o kişi bir günah işler, Allahû Tealâ devamlı Allah’a yalvarır, yakarır “Yarabbim, bu günahımı affet, bu günahımı affet” diye. Allah’ın örtüp örtmeyeceği belli olmaz. Allahû Tealâ, “Sakın şeytan sizi bizim affımıza güvendirmesin.” diyor. Öbür taraftan da “Büyük günahların sahipleri bile affımızdan ümitlerini kesmesinler.” diyor Allahû Tealâ. İki söz de Kur’ân-ı Kerim’den. Öyleyse bunun bir garantisi olması lâzım. Garantisi var. Kim Allah’a ulaşmayı dilerse, dilediği anda bütün günahları Allahû Tealâ tarafından örtülür. İşte bu garantilidir. Buradaki müessese pişmanlığın tamamen yok olması için kişinin mutlaka ulaşabileceği zemini gösterir. Böyle bir noktada sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım, kişinin günahlarını Allahû Tealâ tamamen örtüyor. Bu 3. basamakla 7. basamak arasında bir olaydır (bütün günahların örtülmesi). Yani kişinin sevaplarının günahlarının ötesine geçmesi. Bütün günahlarının affedilmesi mânâsına gelir bu. Garantisi altındadır Allahû Tealâ’nın. Her Allah’a ulaşmayı dileyen kişi bu garantiden mutlaka istifade eder.
8/ENFÂL-29: Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.“Kim Allah’a ulaşmayı dilerse ona furkanlar veririz ve onun günahlarını örteriz”. diyor Allahû Tealâ. İster 1 furkan versin (kişi Allah’a ulaşmayı dilemesi kendisine tebliğ edildiği anda kabul etsin), o zaman sadece kalbine Allahû Tealâ ihbat koyacaktır. O bir tek furkanla bütün günahlarını örtecektir. O kişinin 7 tane furkan alması söz konusu olabilir. O zamanda 7 furkanla Allahû Tealâ örter günahları. Ama mutlaka örter. Örterse ne olur? Bu kişinin sevapları günahlarını aşar, kişinin gideceği yer de Allah’ın cennetidir. Allah razı olsun.
Öyleyse daha Allah’a ulaşmayı dileyen kişi, dilediği anda bütün günahları örtülür. Ama o kişi bir günah işler, Allahû Tealâ devamlı Allah’a yalvarır, yakarır “Yarabbim, bu günahımı affet, bu günahımı affet” diye. Allah’ın örtüp örtmeyeceği belli olmaz. Allahû Tealâ, “Sakın şeytan sizi bizim affımıza güvendirmesin.” diyor. Öbür taraftan da “Büyük günahların sahipleri bile affımızdan ümitlerini kesmesinler.” diyor Allahû Tealâ. İki söz de Kur’ân-ı Kerim’den. Öyleyse bunun bir garantisi olması lâzım. Garantisi var. Kim Allah’a ulaşmayı dilerse, dilediği anda bütün günahları Allahû Tealâ tarafından örtülür. İşte bu garantilidir. Buradaki müessese pişmanlığın tamamen yok olması için kişinin mutlaka ulaşabileceği zemini gösterir. Böyle bir noktada sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım, kişinin günahlarını Allahû Tealâ tamamen örtüyor. Bu 3. basamakla 7. basamak arasında bir olaydır (bütün günahların örtülmesi). Yani kişinin sevaplarının günahlarının ötesine geçmesi. Bütün günahlarının affedilmesi mânâsına gelir bu. Garantisi altındadır Allahû Tealâ’nın. Her Allah’a ulaşmayı dileyen kişi bu garantiden mutlaka istifade eder.
Daimî zikre ulaştığı zaman o kişinin günahları bir defa daha örtülür, bir defa daha günahları sevaba çevrilir. Onun için insanın günahlarını örten tövbe, mürşidin önünde yapılan tövbedir. Bu tövbe yapılmadan evvel de Allahû Tealâ insanın günahlarını zaten örtmüştür. Bu noktadan itibaren kişinin nefsinin kalbinin temizliği başlayacaktır. Daimî zikre ulaştığı zaman da o kişinin bütün günahları bir defa daha örtülecektir. Ve bir kişinin 2. kat cennete gidebilmesi için mutlaka mürşidine ulaşıp önünde tövbe etmesi lâzımdır. Bu, mürşidin önünde yapılan tövbedir. 27. basamaktaki tövbe ise Allah’ın huzurunda yapılan Tövbe-i Nasuh’tur. Allah’ın söyledikleri tekrar edilerek yapılır. Birinci tövbe (mürşidin önünde yapılan tövbe), o kişinin günahlarının örtülmesi değil, sevaba çevrilmesi anlamını taşır. Tövbe-i Nasuh da kişinin günahlarının örtülerek bir defa daha sevaba çevrilmesini ifade eder.
