Nefse zulmetmek ne demektir? Nefsin istediği şeyleri vermemek nefse zulmetmek midir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Nefs » Nefse zulmetmek ne demektir? Nefsin istediği şeyleri vermemek nefse zulmetmek midir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Nefse zulmetmek ne demektir? Nefsin istediği şeyleri vermemek nefse zulmetmek midir?

Aslında nefse zulmetmek afetlerle doluysa o nefs; onun istediği şeyleri ona vermektir. Çünkü o hep Allah’ın emirlerinin dışındaki şeyleri isteyecektir. Ama kimin ruhu Allah’a ulaşmışsa veya daha ötelere de geçmişse, fizik vücudunu da teslim etmişse, nefsini de teslim etmişse, iradesini de teslim etmişse ki; bu saydığım kademelerin her birisi bir evvelkinden daha üstün kademelerdir. O zaman bu kişinin davranış biçimlerinde başkalarından çok farklı şeyler görürüz. Onlar kolay kolay kızmazlar, öfkelenmezler. Onlar bütün insanları severler. Daima başkalarını mutlu etmek, aslî hedeflerini teşkil eder. Ve ömürleri boyunca bunu hep devam ettirirler. Çünkü onlara verdikleri güzel nasihatler sebebiyle o insanların adım adım hedeflerine doğru yürüdüklerini yaşamışlardır ve bunu hayatları boyunca devam ettirmeye kararlıdırlar.

Sevgili kardeşlerim! Düşünün ki; böyle yaparsınız eğer, her kurtardığınız insan sizin gayretinizle cehennemden kurtulacak ve cennete girecektir. Bir insanın hayatını kurtarmanızdan çok daha ötede bir olay bu. Bir insanın hayatını kurtarır insan; onu ölümden kurtarmıştır. Ama siz onu ölümden kurtarmıyorsunuz; siz onu cehennemden kurtarıyorsunuz.

İnsanlar aslî unsurları bilmedikleri için büyük bir tuzağa düşerler. Nedir o tuzak? O tuzak İslâm’ın 5 şartıdır. Namaz kılmak farzdır. Oruç tutmak farzdır. Zekât vermek farzdır. Kelime-i şahadet getirmek farzdır ve insanın Allah ile olan ilişkilerinde bu muhtevada, bu 5 tane şart aslî unsurdur! Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek… Bunlar yeterli midir sevgili kardeşlerim? Hepsi de farz. Namaz kılmak farz, oruç tutmak zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek…

Gerçekten bu İslâm’ın 5 şartını yerine getirenler cennete girer mi? Sevgili kardeşlerim! Bir defa daha söylüyoruz. “7 kat cennetten” bahsediyor Allahû Tealâ, Tevrat’ta da İncil’de de Kur’ân-ı Kerim’de de:

• Allah’a ulaşmayı dileyen ve ölen bir insan 1. kat cennete girebilir.
• Mürşidine tâbî olan bir kişi ölse, 2. kat cennete girer.
• Ruhunu Allah’a ulaştıracaktır bu kişi. Eğer ulaştırdıktan sonra ölürse, 3. kat cennetin sahibidir.
• Fizik vücudunu Allah’a teslim ettikten sonra ölürse, 4. kat cennetin sahibidir.
• Nefsini Allah’a teslim ettikten sonra ölürse, 5. kat cennetin sahibidir.
• Muhlis olursa 6. kat cennetin sahibidir.
• İradesini de Allahû Tealâ’ya teslim ederse 7. kat cennetin sahibidir.

Teslimler açısından ne yapmıştır? Ruhunu, fizik bedenini, nefsini ve en sonunda da iradesini Allah’a teslim etmiştir. İşte bu kişi o hedeflerin hepsine ulaşmış olan birisidir.

Sevgili kardeşlerim! Hepinizin bir görevi var: Allah’ın güzelliklerinden haberi olmayan, İslâm’ın 5 tane şartını kendisi için yeterli gören insanlara mutlaka Allah’ın Kur’ân hakikatlerini anlatmalısınız.

İslâm’ın şartı 5 değildir! Muhlis olmak ve iradeyi Allah’a teslim etmek de 6 ve 7. şartlar olarak devreye giriyor.

Sevgili kardeşlerim! İslâm dîni teslim dîni olduğuna göre: “İslâm’ın 5 tane şartı var. Bu şartlara göre ben görevimi yapmışım. Namaz kılıyorum, oruç tutuyorum,  zekât veriyorum, hacca gidiyorum, Kelime-i Şahadet getiriyorum. Tam 5 şart, 5’ini de yapıyorum. Öyleyse ben mutlaka Allah’ın cennetine girerim.” Ona deyin ki sevgili kardeşlerim: “Bu 5 tane şart seni kurtaramaz. Cennetlere bakalım beraber: 1. cennet, Allah’a ulaşmayı dileyenlerin gidebileceği bir cennet. Sen Allah’a ulaşmayı diledin mi? Yok. 2. cennet mürşidine tâbî olanların cennetidir. Senin mürşidin var mı? 3. kat cennet mürşidine tâbî olduğu için ruhu vücudundan ayrılıp Allah’a ulaşan kişinin cennetidir. Fizik vücudunu teslim edenlerin cenneti 4.’dür.  Nefsini teslim edenin 5.’dir. Muhlis olanın 6.’dır, iradesini de Allah’a teslim edenin 7. cennet hakkıdır.”

Sevgili kardeşlerim! Allah’ın kanunları var. Bu kanunları ait olduğu yere oturtmak mecburiyetindeyiz. Ve herkese bunları anlatmak mecburiyetindesiniz. Neden bunu söylüyoruz her seferinde? Sizlere bunu söylüyoruz, ikaz ediyoruz. Anlatın, söyleyin onlara. Neden böyle söylüyoruz? Çünkü dîn adamlarımız insanlara hâlâ İslâm’ın 5 şartını öğretiyorlar ve bunun yeterli olduğunu zannediyorlar.

Sevgili kardeşlerim! Söylediklerimizi dikkatle dinleseler, söylediğimiz âyetlere baksalar görecekler ki; söyledikleri kadar basit değil olay. Bir insanın namaz kılması, oruç tutması, zekât vermesi,  hacca gitmesi, kelime-i şşahadet getirmesi farzdır. Ama ‘bunları yapıyor’ diye o kişi cennete girebilir mi? İşte burada şüpheliyiz. Girmesi mümkün değildir.

• 1. kat cennete ruhunu Allah’a ulaştırmayı dileyen insanlar girebilirler.
• 2. kat cennete bu dileğin sahibi olup da mürşidine ulaşmış olanlar girebilirler.
• 3. kat cennete tâbiiyetle beraber vücutlarından ayrılan ruhları Allah’a ulaşanlar girebilirler.
• 4.’süne Fizik bedenlerine teslim edenler.
• 5.’sine nefslerini teslim edenler.
• 6.’sına muhlis olanlar.
• 7.’sine de iradelerini de Allah'a teslim edebilenler girebilirler.

Allah’ın kanunları var sevgili kardeşlerim! Bedavadan hiç kimse cennete giremez. Hele “Önce insanlar cehenneme girerler. Orada hafif tertip kavrulurlar. Sonra oradan çıkıp cennete girerler.” safsatasına hiç kapı açmayın sevgili kardeşlerim! Kim bunu size söylerse onlara deyin ki: “Ben bunun âyetini istiyorum senden kardeşim. Lütfen hangi âyetler bunu söylüyorsa Kur’ân’ı Kerim’de, sen bana onu söyle, bakalım da ben senin dîn bilgini göreyim.” Size hiçbir delil vermesi mümkün değildir.

Sevgili kardeşlerim! Allah’ın kanunları var. Tevrat’ta da İncil’de de Kur’ân-ı Kerim’de de aynı kanunlar geçerli. Ve hiç kimse Allah’a ulaşmayı dilemeden 1. kat cennetin sahibi olamaz. Böyle bir şey mümkün değildir. Allah’a ulaşmayı dilemekse mutlaka bir mürşide bağlılığı gerektirir. Ancak mürşidine tâbî olanlar 2. kat cennetin sahibi olurlar ki; bunların ruhları mutlaka vücutlarından ayrılacaklardır, Allah’a doğru yola çıkacaklardır ve neticede Allah’a ulaşacaklardır. Tâbiiyet bu açıdan son derece önemlidir. Çünkü tâbiiyet olmaksızın bir insanın ruhunun vücudundan ayrılması söz konusu değildir normal standartlarda.

Öyleyse sevgili kardeşlerim! Bütün insanların kurtuluşu sizlerin açıklamalarında. İnsanlar hem dînlerini bilmiyorlar, hem de ahkâm kesiyorlar. Bu istikamette size bir şeyler söyleyenlere lütfen sorun; “Hangi âyete dayalı olarak bunları söylüyorsunuz?” diye.

Sevgili kardeşlerim! Hepinizin görevi kendinizin kurtulması değildir. Başkalarını da kurtarmakla hepiniz vazifelisiniz. Çünkü korkunç bir devreyi yaşıyoruz. İslâm’ın 5 şartıyla insanların cennete gireceğini zanneden bir büyük kitle mevcut sevgili kardeşlerim!

Allahû Tealâ’nın koyduğu kanunlar başka, insanların açıklamaları başka. Allah’ın Kur’ân kanunları bizim için önemli, hristiyanlar için İncil’in anlattıkları, museviler için Tevrat’ın anlattıkları. Ama bir de bakıyoruz ki; 7 safha ve 4 tane teslim Tevrat’ta da mevcut, İncil’de de mevcut, Kur’ân-ı Kerim’de de mevcut. Onun için burada biz başka dînlerin mensuplarıyla konuştuğumuzda, her zaman dostluğumuz en güzel şekilde devam eder. Çünkü onların kendi kitaplarından âyetleri biz onlara veririz. Ve görürler ki; Allah’a ulaşmayı dilemek, mürşide tâbiiyet, ruhun Allah’a teslimi, fizik bedenin teslimi, nefsin teslimi, muhlis olmak, iradeyi teslim etmek kendi kitaplarında da mevcuttur. Onlara kendi kitaplarından bunun ispat ettiğimiz zaman içimiz ferahlanır, onlara kendi kitaplarından onların kurtuluşunu tebliğ ettiğimiz için.

Nasıl İslâm âlemini korkunç bir tuzak şu anda sarmış sarmalamışsa, ne zamandan beri de bu devam ediyorsa… Ne demek istiyoruz? İşte İslâm’ın 5 şartı: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek; hepsi farz. İslâm’ın 5 tane şartı ve insanlara, onlara sorduğunuz zaman, “Tamam, hepsi de farz. Doğru. Ama şimdi sen bunlarla cennete girebilir misin?” dediğiniz zaman diyorlar ki: “Yok, giremem. Ama ben bunları yapmaya devam edersem, mutlaka Allahû Tealâ bana bir kapı açacaktır. Çünkü ben İslâm’ın 5 şartını da yerine getiren birisiyim. Önce biraz cehenneme girerim. Cehennemde hafif tertip kavrulduktan sonra, biraz bana işkence ettikten sonra onlar, oradan beni nasılsa Allahû Tealâ çıkaracaktır, cennetine alacaktır.”

Sevgili kardeşlerim! Hiç kimse cehenneme girdikten sonra cehennemden çıkıp da cennete giremez! Böyle birşey ne Tevrat’ta ne İncil’de ne Kur’ân-ı Kerim’de mevcut değildir. Kim size böyle bir iddia da bulunursa “Bana âyeti göster.” deyin. “Âyeti göster ki deyin; ben mürşidime bunu göstereyim, o da öğrensin.”

Sevgili kardeşlerim! İnsanları sevmekle hepimiz vazifeliyiz, insanları sevmeliyiz, onları mutlu olmasına temine gayret etmeliyiz. Arkasında ne var? Kimin ne kadar, hangi ölçüde mutlu olmasına sebebiyet verebilirsek; aynı mutluluğu Allah mutlaka bize de yaşatır. Yani etrafımızda 10 kişi olsa, 10 kişiye “A” kadar mutluluk verebilsek (her birine), biz “10 A” kadar… Onların her birine verdiğimiz mutluluğun 10 katı, onlar toplamda 10 katı oldukları için, 10 sayısına sahip oldukları için, 10 kişilik bir toplum oldukları için 10 katı mutluluğu biz yaşarız.

Sevgili kardeşlerim! Görülüyor mu acaba Allahû Tealâ ne kadar hayırhah, ne kadar insanların birbirini mutlu etmesini istiyor, huzur içinde yaşamaların istiyor? Ve bu öyle bir şey ki sevgili kardeşlerimiz; bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın dizaynı insanları kurtarmak üzerine. Allahû Tealâ ne kadar bu açıdan insanlara kapılar açmış. “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur, benim de ruhumu Sana ulaştır Yüce Allah’ım! Benim de ruhumu Sana ulaştır.” Böyle bir talepte bulunan kişi ölse o kişinin 1. kat cennete girmesi söz konusu sevgili kardeşlerim!

Sadece bir dilek… Ama bu kişi böyle bir dileğin sahibiyse ve yaşarsa mutlaka Allah ona mürşid sevgisi veriyor ve kişi nerede olursa olsun mürşidine ulaşıyor, tâbiiyetini, gerçekleştiriyor. Gerçekleştirdiği an ruhu vücuttan ayrılıyor ve kişi bu noktada ölse, tâbiiyetini gerçekleştirdikten sonra ölse 2. kat cennetin sahibi olarak ölür. Ama 7-8 aylık bir ömrü varsa, o kişinin ruhunu Allah Kendisine ulaştıracaktır ve bu kişi ruhu Allah’a ermiş evliya olacaktır, 3. kat cennetin sahibi olacaktır. Eğer bu kişi yaşarsa, daha üst kat cennetlere Allahû Tealâ onu mutlaka ulaştırır. İsterse kişi daha üst kat cennetlere ulaşmak, bunların gereğini gerçekleştirecektir muhakkak. Fizik vücudun teslimi, nefsin teslimi, muhlis olmak ve iradeyi Allah’a teslim etmek ondan sonraki 4 safhadır ki; toplam safhalar 7 tane ediyor.

Sevgili kardeşlerim! Bu istikamette herkes için kapılar ardına kadar açık. İnsanları mutlu etmeye çalışın ve mutlu olun.

Allah razı olsun.

Benzer konular