Zikir nafile bir ibadet midir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Zikir » Zikir nafile bir ibadet midir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Zikir nafile bir ibadet midir?

Zikir nafile bir ibadet değildir. Zikir ibadetlerin en önemlisidir. Çünkü insanı ermiş evliya yapabilecek olan başka bir fonksiyonel çizgi mevcut değildir. Sadece bir tek şey: Zikir. Hiç kimse zikir yapmadan, Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişi olmaktan kurtulamaz. Hep Allah'a ulaşmayı diler. Ama zikrini yapmıyorsa İslâm’ın 5 şartını yerine getiriyorsa bu kişi hedeflere ulaşamaz.
 
Sevgili kardeşlerim! Bu ise normal standartlarda pek mümkün görünmüyor. Çünkü Allahû Tealâ diyor ki:
 
42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


“Kim Bana ulaşmayı dilersen, Ben onu Kendime ulaştırırım.” Yani; “Ona mürşid sevgisi veririm.” diyor Allahû Tealâ. Yani; “Ona zikir sevgisi veririm.” diyor. “Ona insanları sevmeyi öğretirim.” diyor. “O kişi namaz kılmaktan zevk duymaya başlar.” diyor. “O kişi zekât vermekten zevk duymaya başlar.” diyor.


O kişi Allah’ın bütün emirlerini yerine getirirken sadece zevk duyarak getirir. Ve Allah’ın kanunları var. Kim bu kanunları, Allah’ın kendisine verdiği o zevkle gerçekleştiriyorsa o Allah’ın dediklerini zaten yapmıştır.

Hiç kimsenin ruhu, o kişi Allah'a ulaşmayı dilemeden Allah’a ulaşmaz, sevgili kardeşlerim! Mutlaka o kişinin ruhunun Allah’a ulaşması o kişinin talebine bağlıdır. Bütün insanlar talep mukabilinde ulaştıkları yere kadar gidebilirler. Ve herkes Allah'a ulaşmayı dilemek mecburiyetindedir. Allahû Tealâ emanetini yani başlangıçta Kendisinde olan, sonra da o kişiye üfürmüş olduğu ruhunu Allahû Tealâ geri ister.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ, onların ermiş evliya olmasını ister ki; en az 3. kat cennetin sahibi olsunlar. Daha ötesi de elbette Allahû Tealâ tarafından istenir. Ama bu 3 katın farklılığı nedir? Allah'a ulaşmayı dilemek, mürşide tâbiiyet, ruhun Allah’a ulaşması… Bunun farklılığı şurada sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın sözü var: “Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor. Yani bir kişinin ermiş evliya olması onun Allah'a ulaşmayı dilemesiyle Allahû Tealâ tarafından garanti ediliyor. O kişinin bu noktadan itibaren 7-8 aylık bir ömrü varsa, o kişinin ruhunu Allah mutlaka Kendisine ulaştırır. O kişiyi mutlaka ermiş evliya hüviyetine ulaştırır.
 
Öyleyse bütün insanlar için kapılar ardına kadar açık. Yeter ki o kişi Allahû Tealâ’dan talepte bulunsun: “Yarabbi! Ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur, benim de ruhunu Sana ulaştır. Allah’ım hacet namazını kılacağım bana mürşidimi göster.” Ve hacet namazını kılıp da Allahû Tealâ’dan mürşidini istediği zaman kişi, eğer Allah'a ulaşmayı dilemişse Allah ona mutlaka mürşidini gösterdiğini görecektir.

Allah razı olsun.

Benzer konular