Cinn Suresinin 14. âyet-i kerimesindeki teslim olmayı dilemeyi açıklar mısınız? Bu Allah’a ulaşmayı dilemeyi de içermekte midir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Cinn Suresinin 14. âyet-i kerimesindeki teslim olmayı dilemeyi açıklar mısınız? Bu Allah’a ulaşmayı dilemeyi de içermekte midir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Cinn Suresinin 14. âyet-i kerimesindeki teslim olmayı dilemeyi açıklar mısınız? Bu Allah’a ulaşmayı dilemeyi de içermekte midir?

Cinn Suresinin 14. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki:

72/CİNN-14: Ve ennâ minnâl muslimûne ve minnâl kâsitûn(kâsitûne), fe men esleme fe ulâike teharrav raşedâ(raşeden).
Ve gerçekten bizden, (Allah’a) teslim olanlar da var ve bizden kasitun (kalpleri kasiyet bağlamış) olanlar da var. Artık kim (Allah’a) teslim olmuşsa işte onlar, irşad olmayı (nefsin ve iradenin teslimini) arayanlardır (dileyenlerdir).


“Muhakkak ki bizden Allah’a teslim olanlar da var, kasitun olanlar da var. Kim Allah’a teslim olmayı dilerse mürşidini arar (o zaman o kişi mürşidini arar. Kim Allah’a teslim olmayı dilerse mürşidini arar).”

İnşaallah bu âyet-i kerimedeki teslim olmayı dilemeyi açıklar mısınız? Bu Allah’a ulaşmayı dilemeyi de içermekte midir?

Evet, bu Allahû Tealâ’ya ulaşmayı dilemeyi de içermektedir. Çünkü kalbi kâsitun olan kişiler var. Kalbin kâsitun olması, teslim olmanın, Allah’a teslim olmanın zıddı bir husus. “İrşad makamını arar” müessesesi aslında “irşadı arar” anlamına da geliyor. Taharri etmek, aramak demek.

Öyleyse kalbi kâsitun olan insanlar kimlerdir? Kalpleri kasiyet bağlamış kişiler. Kim bunlar? Bunlar henüz Allah'ı dilememişler. Kalpleri de normal standartlarda, nefslerinin kalplerinden bahsediyoruz, kapkaranlık. Bu kalp kâsitun olmuş bir kalptir. Ne zaman kâsitun olmaktan çıkacaktır da kalbe nur girecektir? Kişi Allahû Tealâ’ya ulaşmayı dileyecektir. Allah ona furkanlar verecektir. Günahlarını örtecektir. Ve ulaşacağı yerde, onuncu basamakta göğsünden kalbine nur yolu açılacaktır. Ondan sonra zikir yapan bu kişinin kalbine rahmet nurları sızacaktır. Kişinin kâsitun olmaktan kurtulduğu nokta burasıdır. Kurtulmanın başladığı nokta burasıdır, 11. basamak. 12.basamakta bu nurlar yüzde 2’yi bulur. Kişi huşûya ulaşır. Sonra mürşidi ister Allahû Tealâ’dan. Ve gerçek anlamda nefs tezkiyesi, o kişinin kalbine îmânın yazılmasından sonra başlar.

Kalbine îmân yazıldığı nokta ise 14. basamaktır. Kişinin mürşidine ulaşıp da tâbiiyetini gerçekleştirdiği gün devrin imamının ruhu başının üzerine gelir kişinin, kalbine de îmân yazılır. Bu, mü’min olmanın 2. kademesidir. Allah’a ulaşmayı dileyen kişi küfür bataklığından kurtulmuş, mü’minler arasına girmiştir. Âmenû adını alır, 3. basamak. Birkaç dakika içinde kişi 7. basamağa ulaşmıştır. O zaman böyle bir dizaynda Allahû Tealâ’nın muhtevasında o kişinin kalbinde henüz hiç nur yoktur. 10.basamağa gelmiştir kişi. Kalbinde henüz hiç nur yoktur. Göğsünden kalbine nur yolu açılmıştır. 11. basamakta kalbine nur girmeye başlar. Bu nur %2’yi bulur. Kişi huşû sahibi olur. Öyleyse bu noktadan evvel kişinin kalbi gerçek anlamda kasiyet bağlamıştır. Kapkaradır. Kasiyet, o kalpteki karanlık birikiminin adıdır. Bütün insanların kalbi kasiyet bağlamış durumdadır, Allah'ın yoluna girdikleri zaman. Kalbi kasiyet bağlamış olan insanlar Allah’a teslim olmamış olanlardır. Allah’a ulaşmayı dilememiş olanlardır. Allah’a teslim olmak; ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmektir. Ama teslim, bir dilekle başlar. Allah’a teslim olmayı dilemek; kişinin küfürden kurtulduğu, mü’min olduğu noktadır. Ama teslim olduğu nokta değildir. 14. basamağa ulaştırır Allahû Tealâ kişiyi. Ruhu vücudundan ayrılıp Allah’a doğru yola çıkar. 21. basamakta Allah’a ruh ulaşır ve Allah'ın Zat’ında yok olur. Burası da 22. basamaktır. Teslim, 1. teslim burada tamamlanmıştır. Allah’a teslim olmaksa 4 tane teslim içerir. Birincisi bu. 22. basamakta ki teslim, ruhun teslimi. Hidayetin başlangıcı ve en önemlisi budur. Bu kişinin daha ötedeki rüşd hayatında ilk teslimini ifade edecektir. Sonra 25. basamakta fizik vücudunu kişi Allah’a teslim eder. Fizik vücut Allah’a ulaşıp teslim olmaz. Fizik vücut, Allah'ın bütün emirlerini yerine getirerek teslim olur. 27. basamakta nefsini teslim eder. Nefs Allah’a ulaşıp da teslim olmaz. Nefs, Allah'ın bütün emirlerini yerine getirmeye başlar. 28. basamağın 5. kademesinde ise irade de Allah’a teslim olur ve kişinin nefsinde afetler kalmadığı için iradî yapı artık onun için gerekli değildir. O, Allah'ın emrinde en güzele ulaşmıştır. Fevz-ül azîmin sahibi olmuştur. Ruhunu da vechini de nefsini de iradesini de Allah’a teslim etmiştir. Öyleyse bu âyetlerdeki teslim olmayı dilemek, Allah’a ulaşmayı dilemeyi de içermekte midir sualinin cevabı, evet! Her şey oradan başlar.

Benzer konular