Kehf 110, Ankebût 5, 6 ve Furkan 70, 71'e göre Allah'a ulaşmayı diledikten ve tövbeden sonra salih amel işlenebileceğini söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Kehf 110, Ankebût 5, 6 ve Furkan 70, 71'e göre Allah'a ulaşmayı diledikten ve tövbeden sonra salih amel işlenebileceğini söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Kehf 110, Ankebût 5, 6 ve Furkan 70, 71'e göre Allah'a ulaşmayı diledikten ve tövbeden sonra salih amel işlenebileceğini söyleyebilir miyiz?

18/KEHF-110: Kul innemâ ene beşerun mislukum yûhâ ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhidun, fe men kâne yercû likâe rabbihî felya’mel amelen sâlihan ve lâ yuşrik bi ıbâdeti rabbihî ehadâ(ehaden).
De ki: “Ben sizin gibi sadece bir beşerim. Bana sizin ilâhınızın tek bir ilâh olduğu vahyolunuyor. O taktirde kim Rabbine mülâki olmayı (ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı) dilerse, o zaman salih amel (nefs tezkiyesi) yapsın ve Rabbinin ibadetine başka birini (bir şeyi) ortak koşmasın.”

29/ANKEBÛT-5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi le âtin, ve huves semîul alîm(alîmu).
Kim Allah’a mülâki olmayı (hayattayken Allah’a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah’ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah’a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.

29/ANKEBÛT-6: Ve men câhede fe innemâ yucâhidu li nefsihî, innallâhe le ganiyyun anil âlemîn(âlemîne).
Ve kim cihad ederse, o taktirde sadece kendi nefsi için cihad eder. Muhakkak ki Allah, âlemlerden müstağnidir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur).

Furkan 70:

25/FURKÂN-70: İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen).
Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur’dur (günahları sevaba çevirendir), Rahîm’dir (rahmet nuru gönderendir).


“Ama mürşidin önünde tövbe eden ve âmenû olan ve salih ameller işleyerek amel eden yani nefs tezkiyesi yaparak amel eden kişi, o takdirde, eğer öyleyse durum Allah onların seyyiatini hasenata çevirir. Ve Allah Gafûr’dur (günahları sevaba çevirendir), Rahîm’dir, rahîm esmasıyla tecelli edendir.”

25/FURKÂN-71: Ve men tâbe ve amile sâlihan fe innehu yetûbu ilâllâhi metâbâ(metâben).
Ve kim (mürşidi önünde) tövbe eder ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlerse, o taktirde muhakkak ki o, tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a ulaşır (hayattayken ruhu Allah’a ulaşır).


“Kim Allah'a tövbe eder de salih amel işlerse, nefs tezkiyesi yaparsa muhakkak ki o, Allah'a tövbesi kabul edilmiş olarak döner, Allah'a ulaşır.”

“Öyleyse bu âyet-i kerimelerle Furkan Suresinin 70 ve 71. âyet-i kerimelerine göre Allah'a ulaşmayı diledikten ve tövbeden sonra salih amel işlenebileceğini söyleyebilir miyiz?”

Salih amel ancak bu tövbeden sonra işlenebilir. “Kim tövbe ederse ve nefs tezkiyesi yaparsa” bu tövbeden sonra, mürşidin önünde yapılan tövbeden sonra salih amel işlenebilir.

Benzer konular