Elimde bulunan Süleyman Ateş’in Kur'ân mealinde; İsrâ 71’de anlatılan imamın önder mânâsına geldiği gibi Yâsîn-12 âyette olduğu üzere kayıt defteri anlamına geldiğini yazmaktadır. 1. takdirde; Allah'ın her milleti izinde gittikleri önderleriyle, 2. takdirde; eylemlerinin saptandığı defterle yüce divana çağıracağı anlatılmaktadır. Âyetin bu anlamı 2. anlamı güçlendirmektedir. "Her ümmet kendi kitabıyla çağrılır." Câsiye-28 âyeti. İsrâ-71’de: “İmamın amel defteri anlamında kullanıldığını kanıtlar.” denmektedir.

Anasayfa » Ana Sayfa » Cennet - Cehennem » Elimde bulunan Süleyman Ateş’in Kur'ân mealinde; İsrâ 71’de anlatılan imamın önder mânâsına geldiği gibi Yâsîn-12 âyette olduğu üzere kayıt defteri anlamına geldiğini yazmaktadır. 1. takdirde; Allah'ın her milleti izinde gittikleri önderleriyle, 2. takdirde; eylemlerinin saptandığı defterle yüce divana çağıracağı anlatılmaktadır. Âyetin bu anlamı 2. anlamı güçlendirmektedir. "Her ümmet kendi kitabıyla çağrılır." Câsiye-28 âyeti. İsrâ-71’de: “İmamın amel defteri anlamında kullanıldığını kanıtlar.” denmektedir.
share on facebook  tweet  share on google  print  

Elimde bulunan Süleyman Ateş’in Kur'ân mealinde; İsrâ 71’de anlatılan imamın önder mânâsına geldiği gibi Yâsîn-12 âyette olduğu üzere kayıt defteri anlamına geldiğini yazmaktadır. 1. takdirde; Allah'ın her milleti izinde gittikleri önderleriyle, 2. takdirde; eylemlerinin saptandığı defterle yüce divana çağıracağı anlatılmaktadır. Âyetin bu anlamı 2. anlamı güçlendirmektedir. "Her ümmet kendi kitabıyla çağrılır." Câsiye-28 âyeti. İsrâ-71’de: “İmamın amel defteri anlamında kullanıldığını kanıtlar.” denmektedir.

İsrâ-71:

17/İSRÂ-71: Yevme ned’û kulle unâsin bi imâmihim, fe men ûtiye kitâbehû bi yemînihî fe ulâike yakraûne kitâbehum ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen).
O gün bütün insanları, (Allah’ın tayin ettiği) imamları ile çağırırız. O zaman kitabı sağdan verilen kimseler, böylece kitaplarını okurlar. Ve (onlara) zerre kadar zulmedilmez (haksızlığa uğratılmaz).


yevme ned’û kulle unâsin bi imâmihim: İnsanları, o gün imamları ile birlikte çağırırız. diyor Allahû Tealâ.

İmamları her milletin resûlü.

fe men ûtiye kitâbehû bi yemînihî: O zaman kitabı sağdan verilen kimseler.
fe ulâike yakreûne kitâbehum: Böylece kitaplarını onlar okurlar.
ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen): Ve zerre kadar zulmedilmezler.”

Burada sadece kitabı sağdan verilen kimselerden bahsediliyor İsrâ-71’de. İmamları da bütün insanların milletlere ayrılması sözkonusu. Her kavimdeki resûl o kavmin imamıdır. Bunu ifade ediyor. Ve kitapları sağdan verilen kişiler o imamın sayesinde Allah'ın cennetine gireceklerdir. İfade çok açık. Yalnız cennetten bahsediyor Allahû Tealâ. Ve o imamla kesin bir ilişkisi var âyetin.

Yâsîn-12:

36/YÂSÎN-12: İnnâ nahnu nuhyil mevtâ ve nektubu mâ kaddemû ve âsârahum ve kulle şey’in ahsaynâhu fî imâmin mubîn(mubînin).
Muhakkak ki Biz, ölüleri diriltiriz. Ve takdim ettiklerini ve onların eserlerini yazarız. Ve herşeyi İmam-ı Mübin’de (apaçık bir rehber’de) saydık (tespit ettik).


“Şüphesiz Biz, ölüleri Biz diriltiriz. Onların önden takdim ettiklerini ve eserlerini Biz yazarız.” Yani kişinin yaptığı bütün işlevler (bütün fiiller) orada Allahû Tealâ tarafından (Allahû Tealâ’nın kiramen katibîn melekleri tarafından) amel defterinize 3 boyutlu olarak hem de ikili olarak, hem düşüncelerinizin hem de fiillerinizin hayat filmi hem de fiilleriniz.  “Biz her şeyi apaçık bir kitapta tespit edip  korumuşuz.” diyor. Evet, her yaptığınız. Kıyâmet günü göreceksiniz ki; orada doğumuzdan ölümünüze kadar bütün işlevleriniz mevcut olacak.

Câsiye-28:

45/CÂSİYE-28: Ve terâ kulle ummetin câsiyeten, kullu ummetin tud’â ilâ kitâbihâ, el yevme tuczevne mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
Ve bütün ümmetleri diz çökmüş olarak görürsün. Bütün ümmetler kendi kitaplarına davet edilirler. O gün yapmış olduğunuz şeylerin karşılığı (ceza ve mükâfat) verilir.


ve terâ kulle ummetin câsiyeh(câsiyeten): Ve o gün bütün ümmetleri dizüstü çökmüş olarak görürsün (toplanmış olarak görürsün).
kullu ummetin tud’â ilâ kitâbihâ: Her ümmet kendi kitabına çağrılır.
el yevme tuczevne mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne): Bu gün yaptıklarınıza karşılık vereceksiniz.

Burada “kitaba” dediği Allahû Tealâ’nın bu hayat filmi.

Mutaffifîn Suresinde 8 ve 18. âyetlerde Allahû Tealâ; ebrarın rakamlı kitapları yani hayat filimleri illiyyindedir yani 7. gök katındadır.” diyor. Füccarın rakamlı kitapları ise hayat filimleri ise siccîndedir.” diyor. 7 kat aşağıda siccînde.
 
Burada da Allahû Tealâ “toplanmış” kelimesi “casiye” daha uygun oluyor. Her ümmetin bütün fertleri her biri kendi kitabına çağrılır. Hangi ümmette yaşarsanız yaşayın, hangi zaman parçasında yaşarsanız yaşayın kıyâmet günü bu gerçekleşecek. Bir ümmet olacaksınız. Bu ümmetlerden birinde olacaksınız. O devrin bulunduğunuz ülkedeki resûlü şahit olacak. Ona da devrin imamı şahit olacak. Eğer aynı kişi devrin imamı ise o kendisinin şahididir. Ve 2. kademeden olay başlar yani mürşidler kademesinden başlar.

Öyleyse Allahû Tealâ’nın dizaynı görüyorsunuz ki; açık ve kesin bir dizayn. Yâsîn-12’de Allahû Tealâ bir kayıt defterini; “Her şeyi apaçık bir kitapta tespit ettik.” ifadesiyle anlatıyor. Yüce divan, başka bir divandan bahsediyor bu, Süleyman Ateş kardeşimizin birçok yanlışları var. Bu yanlışlardan bir tanesi de başka bir yüce divanın varlığını zannediyor. Başka bir yüce divan yok. Sadece hayat filimlerinizde kazandığınız ve kaybettiğiniz dereceleri göreceksiniz. Fiilleriniz de orada olacak. Ve mizan sizin yaptıklarınızı en geniş şekilde düşünülmeyecek kadar hatasız bir şekilde tespit edecektir. Ve hiç kimse en ufak bir zulme uğramadan haksızlığa uğramadan hayat filmindekiler ile hüküm giyecek. İşte kazandıkları dereceler fazla olanlar Mu’minûn Suresinin 102. âyet-i kerimesi göre cennete gönderilecekler. Kaybettiği dereceler fazla olanlar da gene Mu’minûn Suresinin 103. âyet-i kerime gereğince cehenneme gidecekler.

23/MU'MİNÛN-102: Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).
O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir.

23/MU'MİNÛN-103: Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne).
Ve kimin mizanı (sevap tartıları) hafif gelirse, işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir. Onlar, cehennemde ebediyyen kalacak olanlardır.


Ve her şey son derece açık ve net olarak yazılıyor. “Toplanmış olarak görürsün.”

Her ümmetin bütün fertleri kendi kitaplarına çağrılır. Hayat filimlerine çağrılır. Hayat filimleri rakamlı kitap şeklindedir.

Benzer konular