Hayır. Mutluluk yalnız ahirette yaşanmaz. Dünyada da yaşanır. Sevgili kardeşlerim! Ne zaman bir insanı mutlu edecek bir davranışta bulunursanız kendinizin de mutlu olduğu gerçeğine ulaşırsınız. “Demek ki” dersiniz, “Ben başkalarına mutluluk verdiğim sürece Allah da beni mutlu edecek.” İşte Allah'ın en çok insanlara ulaştırmak istediği gerçek budur. Onların başka insanları mutlu ettiği takdirde aynı mutluluğu kendilerinin de yaşayacağını onlara kesin olarak belli etmek. Onları onun sahibi kılmak. Bunu eğer hedef teşkil ederse kişi, o zaman görevinin hep başka insanları mutlu etmek olduğunu, her mutlulukta bunu yaşadığı takdirde bir bütün haline getirmeye elinden gelen bütün gayretiyle çalışacaktır. Görevi hep başkalarını mutlu etmek olacaktır. Her mutlu edişte de kendisi mutluluğu yaşayacaktır. Ne kadar güzel bir kanun değil mi sevgili kardeşlerim? “Mutlu et, mutlu ol.”
Aynı kişi başkasını mutlu etmek yerine eğer başkasına sadece zarar veriyorsa konuşmalarıyla, sıkıntı veriyorsa, başka insanları davranışlarıyla huzursuz ediyorsa sadece onu bir hüzün yakalar. Bir üzüntülü durumla karşı karşıyadır ve böyle davranmaya devam ettiği sürece yani davranışları başka insanları sıkıntıya soktuğu sürece, huzursuz kıldığı sürece bu kişi hep mutsuzluğu, sıkıntıyı yaşayacaktır bir ömür boyu. Öbür taraftan başka insanları mutlu etmek için çabalayan insanlar bu çabalamada başarı kazansalar da derecat kazanırlar. Gayretlerine rağmen başarı kazanamasalar da gene derecet kazanırlar sevgili kardeşlerim! Yeter ki hedefleri kalpten olsun. Gerçek anlamda başkalarına mutluluk vermek iç dünyalarındaki hedef olsun.
Ne kaybederler sevgili kardeşlerim? Hiç bir şey kaybetmezler. Hep kazanırlar. Allahû Tealâ onları mutlu kılar. Huzur içinde kılar. Bütün insanlar için Allahû Tealâ'nın istediği şey insanların mutluluğudur. Kim başka insanlara mutluluk verirse hem derecat kazanır hem de başkalarına ne kadar mutluluk verdiyse kendisi de o kadar mutlu olur. 2 ayrı cepheden de kazanç söz konusudur. Kim başka insanlara huzursuzluk vermişse, onları sıkıntıya sokmuşsa, onlara zarar vermişse o kişi derecat kaybeder. Aynı zamanda o kişi başkalarını hangi ölçüde rahatsız etmişse Allahû Tealâ da onu o ölçüde rahatsız eder, huzursuz eder, sıkıntı verir içine.
Sevgili kardeşlerim! Ne zaman iç dünyanızda bir sevinç hissederseniz bir düşünün, başka birilerine mutlaka güzel bir şey yapmışsınızdır. Onu mutlu edecek olan bir şey. Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ sadece orada değil, siz Allah ile beraberken Allah'ın emri üzerine hangi güzel davranışlarda bulunduysanız, Allah'a hangi güzel sözleri söylemişseniz hepsi size derecat kazandırır. Kim Allah'a müracaat edip de başka insanlara Allah'ın huzursuzluk vermesini, sıkıntı vermesini talep ederse o kişi bundan derecat kazanamaz. Hele haksızsa mutlaka derecat kaybeder.
Sevgili kardeşlerim! Hepiniz için kapılar ardına kadar açık. Allahû Tealâ sizlerden sadece mutlu olmanızı ister. Bu mutluluğu hak ettiğiniz takdirde Allahû Tealâ bunu mutlaka size yaşatacaktır. Allah'ın istediği şey bu istikamette sizlerin bu mutluluğa layık olmanızdır.
Allah razı olsun.