“Mü’minin çoktur cefası, ahirettedir zevki sefası.” Yunus Emre, bu sözlerle bizlere ne gibi mesaj vermek istemiştir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Yunus Emre » “Mü’minin çoktur cefası, ahirettedir zevki sefası.” Yunus Emre, bu sözlerle bizlere ne gibi mesaj vermek istemiştir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

“Mü’minin çoktur cefası, ahirettedir zevki sefası.” Yunus Emre, bu sözlerle bizlere ne gibi mesaj vermek istemiştir?

Sevgili Hocam! Yunus Emre: “Mü’minin çoktur cefası, ahirettedir zevki sefası.” diyor. Yunus Emre, bu sözlerle bizlere ne gibi mesaj vermek istemiştir?

Yunus Emre’nin, velâyeti kazanana kadar neler çektiğini biliyor musunuz? Bütün pislikleri Yunus Emre temizliyordu dergâhta. Odun toplamaya gittiği zaman sadece düzgün olan odunları seçerdi. Ömrü hiç insanlara sormadan, ne eksikse onu tamamlamakla ve dergâha hizmetle geçmiştir. Ve bu da kolay bir iş değildir. Yunus, bu itibarla çok şeye tahammül etmiştir.

“40 yıl kazanda kaynadık pişmemişsin, çiğ dediler.” diyor. 40 yıl Taptuk Emre’nin dergâhında o, her türlü çileyi çekmiştir. O noktalarda daha daimî zikirde değildi. Bu sebeple çektiği şeyi çile olarak düşünüyordu ama hidayete erdikten sonra (yani iradesini de Allah’a teslimden sonra) öyle bir Yunus çıkıyor ki; dünyadaki en mutlu insan! Ahirette biliyor ki; Allah’ın cennetine gidecek, görmüş zaten evvelden bunu. Onun için ahirette de devamlı zevki sefada olacak ama Yunus, Yunus olduktan sonra dünya onun için bir zevki sefa sofrası olmuştur.

Biliyorsunuz, iki tane dervişle beraber Yunus, seyahate çıkıyor ve de bu seyahatte birçok yerlere uğruyorlar. Birinci gece birinci derviş elini açıyor: “Yarabbi! Bir sofra gönder bize, karnımızı doyuralım.” Sofra geliyor. İkinci akşam, ikinci derviş aynı şeyi yapıyor, sofra geliyor, yiyorlar, içiyorlar. Üçüncü akşam sıra Yunus’ta ve diyorlar: “Hadi bakalım, şimdi sıra sende, ellerini açıp dua et bakalım.” Yunus diyor ki: “Bir şey sormak istiyorum size. Kimin adına müracaatta bulundunuz Allahû Teâla’ya?” Onlarda diyorlar: “Kimseye söyleme ama Yunus adında birisi varmış. Öylesine Allahû Tealâ’nın sevgilisiymiş ki, biz onun için söylüyoruz, Allahû Tealâ’ya. Allah da bize mutlaka gönderiyor sofrayı.” Yunus da açmış elini, Allah’a bir şeyler söylemiş. Ne söylemiş bilmiyoruz ama sonucu biliyoruz. Üç sofra indirmiş, Allahû Tealâ. Üçüne de ayrı ayrı sofralar. İşte böyle sevgili kardeşlerim!

Benzer konular