Hûd 114 ve Nisâ 102’ye göre ortaya günde ikişer rekâtlık üç namaz çıkmıyor mu? Bu konuyu açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Namaz » Hûd 114 ve Nisâ 102’ye göre ortaya günde ikişer rekâtlık üç namaz çıkmıyor mu? Bu konuyu açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hûd 114 ve Nisâ 102’ye göre ortaya günde ikişer rekâtlık üç namaz çıkmıyor mu? Bu konuyu açıklar mısınız?

Hûd Suresi âyet 114 ve Nisâ Suresi âyet 102 kombine edip ele alırsak ve incelersek, ortaya günde ikişer rekâtlık üç vakit namaz çıkmıyor mu? Ben açıkçası sadece ve sadece Kur'ân’a sımsıkı sarılan biri olarak günde beş vaktin var olduğu konusunda rivayet edilen hadislerin Kur'ân’la çeliştiğini düşünüyorum ve yanıtınızı sabırla bekliyorum.

Hûd 114:

11/HÛD-114: Ve ekımis salâte tarafeyin nehâri ve zulefen minel leyl(leyli), innel hasenâti yuzhibnes seyyiât(seyyiâti), zâlike zikrâ liz zâkirîn(zâkirîne).
Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın kısmında namazı ikame et. Muhakkak ki haseneler (kazanılan dereceler), seyyiati (kaybedilen dereceleri) giderir. İşte bu, zikredenler için bir öğüttür.


ve ekımis salâte: Ve namaz kıl.
tarafeyin nehâri: Gündüzün iki tarafında.  
ve zulefen minel leyl: Ve gecenin gündüze yakın kısmında namazı ikame et.
innel hasenâti yuzhibnes seyyiât: Muhakkak ki haseneler seyyiati giderir. Yani kazanılan  dereceler kaybedilen dereceleri giderir.
zâlike zikrâ liz zâkirîn: İşte bu, zikredenler için bir öğüttür.  
    
Gündüzün iki tarafında. Yani “Öğlenden evvelde öğlenden sonra da.” diyor Allahû Tealâ.  

ve zulefen minel leyl: Ve gecenin gündüze yakın kısmında namazı ikame et.

Gündüzün iki tarafında, gecenin gündüze yakın kısmında. Yüce Allahû Tealâ burada Üç vakit namazdan bahsediyor.

Nisâ 102:

4/NİSÂ-102: Ve izâ kunte fîhim fe ekamte lehumus salâte fel tekum tâifetun minhum meake vel ye’huzû eslihatehum fe izâ secedû fel yekûnû min varâikum, vel te’ti tâifetun uhrâ lem yusallû fel yusallû meake vel ye’huzû hızrahum ve eslihatehum, veddellezîne keferû lev tagfulûne an eslihatikum ve emtiatikum fe yemîlûne aleykum meyleten vâhıdeh(vâhıdeten). Ve lâ cunâha aleykum in kâne bikum ezen min matarin ev kuntum mardâ en tedaû eslihatekum, ve huzû hızrakum. İnnallâhe eadde lil kâfirîne azâben muhînâ(muhînen).
Ve sen onların arasında olduğun zaman, onlara namazı ikame ettiğin (kıldırdığın) taktirde, öyle ki onların bir kısmı seninle beraber ayakta (namaza) dursun ve silâhlarını da alsınlar, böylece diğerleri secde ettikleri zaman, sizin arkanızda olsunlar. Ve namaz kılmamış olan grup da gelsin, bu şekilde seninle beraber namazlarını kılsınlar, koruma tedbirlerini ve silâhlarını da alsınlar. Kâfirler silâhlarınızdan ve mühimmatınızdan (savaş techizatınızdan) gaflette olmanızı ve böylece sizin üzerinize “tek bir hamle ile baskın yapmayı ” isterler. Ve yağmur sebebiyle size bir güçlük oldu ise veya hasta olduysanız , silâhlarınızı çıkarmanızda size bir günah yoktur. Ve korunma tedbirlerinizi de alın. Muhakkak ki Allah kâfirler için “alçaltıcı azap” hazırlamıştır.


“Onların içlerinde onlara namaz kıldıracağın zaman, onlardan bir grup silâhlarını alarak seninle beraber olsun. Secde ettiklerinde arkanızda olsunlar ve namaz kılmayan grup, silâhlarını ve koruma tedbirlerini alıp gelsin Seninle namazlarını kılsın”.

Yani bir gurup namaz  kılarken, ikinci gurup silahlarıyla  bekleyecekler. Onlar namaz kılmayacaklar. Düşmanın saldırısına karşı hazır vaziyette nöbette bekleyecekler. Sonra ikinci grup o silahları alıp, yani namazını kılanlar silahlarını alıp nöbet beklemeye onlar başlayacaklar, demin diğerleri namaz kılarken silahla bekleyenlerde ikinci grup olarak aynı namazı kılacaklar. Kâfirler mühimmatınızdan, eşyalarınızdan, silâhlarınızdan gâflette olmanızı ve böylece üzerinize bir hamleyle baskın yapmak isterler. Ve yağmur sebebiyle bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız silâhlarınızı bırakmanızda size bir günah yoktur. Allah kâfirler için aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.

Burada Allahû Tealâ harp zamanında ki namazdan bahsediyor.  

Kur'ân’da sadece namaz kılmanın rükunları konusunda bu iki âyet yok. Daha bir çok âyet var. Hepsini incelerseniz konunun 7 vakte kadar ulaştığını göreceksiniz. Ama bunun 5 vaktinin farz hüviyet kazandığını da göreceksiniz. Peygamber Efendimiz (S.A.V) 5 vakit farzı kıldırmıştır, Kur'ân’a paralel olarak. Yetmez! İlk gün Cebrail (A.S) 5 vakit namazı aslında 7 namazı başlangıç dakikalarında kıldırmıştır. Ertesi günde bitiş dakikalarında kıldırmıştır. Ve o zaman anlaşılmıştır ki ikindinin son yarım saatinde farz, sünnet kılınmaz.

Böyle bir muhtevaya iki tane âyeti, namazın günde beş vakit üç vakit kılınacağı konusunda yeterli addetmek eksik diye düşünüyoruz. İsterseniz Kur'ân’ı namazlar konusunda bir defa daha inceleyin, sonra tekrar konuşalım. Biz bunu incelediğimiz zaman 7 vakit tespit etmiştik. Bunun anladık ki beşi farz, kuşluk sünneti ile teheccüd sünneti sünnetler. Ve biz bu sebeple her gün yedi vakit namaz kılarız. 5 vakit farz kılarız, 2 vakitte kuşluk sünneti ve teheccüd sünneti kılarız. Bu arada bizim kardeşlerimiz genellikle sonradan dîni öğrendikleri için her gün iki günlükte borç öderler.

Bu konuda esas Kur'ân olduğuna göre aramızda bir aykırılık olması bize mümkün görülmüyor. Sözü Kur'ân söyler bize itaat etmek düşer. Tekrar inceleyelim tekrar konuşalım inşallah.

Allah razı olsun. 

Benzer konular