İnsanlara tebliğ yaptığımız zaman anlattıklarımıza inanmıyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » İnsanlara tebliğ yaptığımız zaman anlattıklarımıza inanmıyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

İnsanlara tebliğ yaptığımız zaman anlattıklarımıza inanmıyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz?

Efendimiz insanlara tebliğ yaptığımız zaman diyorlar ki: “Bugüne kadar bunca âlim geldi, kimse bilmiyordu da o mu biliyor?

Diyeceksiniz “Evet, o biliyor. Çünkü o bu ilmi sizin âlim dediğiniz o kişilerden öğrenmedi. Ona bu ilmi öğreten Allah. Zaten herkesin unuttuğu bir Kur’ân-ı Kerim’i hatırlatması, bunu ispat etmez mi?” diyeceksiniz. Eğer şimdiki âlimler bilselerdi, onlar zaten söyleyeceklerdi. Ama hiçbirisi bilmiyordu. Biz öğrettikten sonra öğrenenler onların etrafındakilere söylemeye cesaret sahibi değil. Yani aramızda olmayanlar öğreniyorlar doğruyu ama diğerleri tarafından aforoz edilecekler diye onlara söylemekten kaçınıyorlar doğruları. Öyleyse “evet” diyeceksiniz, “Onlar bilmiyorlardı. O biliyor. Çünkü o öğrenmedi, o öğretildi. Allahû Tealâ tarafından ona Peygamber Efendimiz (SAV)’e öğretilen Kur’ân öğretildi. Ve ispat etmiyor mu size, bundan 14 asır evvel bütün sahâbenin şimdiki resûl ne söylüyorsa onların hepsini yaşadıklarını ispat etmiyor mu size âyetlerle? Bütün sahâbe Allah’a ulaşmayı dilemişler, hepsi mürşidlerine ulaşıp tâbî olmuş. Hepsi ruhlarını, vechlerini, nefislerini Allah’a teslim etmişler,  İhlâsa ulaşmışlar. Ondan sonra iradelerini Allah’a teslim etmişler. Kur’ân-ı Kerim açık ve kesin olarak bunu yazıyor. Ama bugünün dîn adamlarından hiçbirisi bunları bilmiyordu O öğretene kadar.” diyeceksiniz. Öyleyse “Onlar bilmiyor, o biliyor." diyeceksiniz. Çünkü o Allahû Tealâ tarafından öğretildi.

Efendimiz yine insanlardan bazıları “Öldükten sonra şefaat yoktur. Bu dünyada vardır. Cehennemde azap çektikten sonra cehennemden çıkmak yoktur. Sıratı Mustakîm bu dünyada vardır. Cehennem üzerinde sırat köprüsü yoktur.” diye anlattığımızda bize inanmıyorlar. Emaniyye bilgilere inanıyorlar." diyor kardeşimiz.

“Biz onlara anlattığımız zaman, öldükten sonra şefaat yoktur dediğimiz zaman inanmıyorlar.” diyor. Sevgili kardeşlerim siz onları inandırmak zorunda değilsiniz. Siz onlara tebliğle vazifelisiniz. Diyeceksiniz ki, Kur’ân-ı Kerim’in âyetleri açık ve kesin bir şekilde şefaatin bu dünya üzerinde olduğunu ve ihsanla tâbiiyet anında gerçekleştiğini anlatacaksınız. Anlatacaksınız ki, kişi tâbî olunca mü’min olur, îmânı artan bir mü’min olur ve Furkan Suresinin 70. âyet-i kerimesine göre günahları sevaba çevrilir. Bunun adı şefaattir. Ve o zaman yani bu işlev yapıldığı zaman (mürşidine tâbî olduğu zaman) günahları sevaba çevrilir. Bunun adı şefaattir. Bu dünyada gerçekleşir. Mürşide tâbiiyetle gerçekleşir. Ve sadece Allah’a ulaşmayı dileyen bir kişinin Allah’a mürşidini sorup da, Allah'ın kendisi için tayin ettiği mürşide ulaşıp onun önünde tâbî olması halinde geçerlidir.

25/FURKÂN-70: İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen).
Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur’dur (günahları sevaba çevirendir), Rahîm’dir (rahmet nuru gönderendir).


“Cehennemde kaldıktan sonra çıkmak yoktur, dediğimizde de inanmıyorlar” diyor.

İnanmıyorlarsa onlara âyetleri söyleyeceksiniz. 29 tane âyet cehenneme girenin cehennemden çıkmasının mümkün olmadığını ebediyyen cehennemde kalacağını, söylüyor.

“Sıratı Mustakîm bu dünya üzerinde vardır.  Cehennem üzerinde sırat köprüsü yoktur.”

Sıratı Mustakîm bu dünya üzerinde vardır sözü yanlış. Bu dünyada Sıratı Mustakîm yoktur. Bu dünyaya ait olan bir yol değil o. Sıratı Mustakîm dünya adı verilen bu gezegenden Allah’ın katlarına kadar 7 tane gök katlarını aşan 2 yatay 2 sebîlden oluşan bir bütündür. İnsan ruhunu vücudundan ayrıldıktan sonra ana dergâha ulaştırır. Mürşidinin dergâhına ulaştırır evvelâ. Oradan ana dergâha ulaştırır, bu bir sebîldir. Ana dergâhtan 7 tane gök katını aşırır. 7.gök katını ulaştırır. İkinci sebil. İkincisinin adı Tarîki Mustakîm. Sonra sağa doğru 7 tane yatay bir yol takip edilir, 7 âlem geçilir. Bu 3. sebîldir. 2 yatay oldu, 1 dikey oldu. Ve Sidretül Münteha’dan Allah'a doğru dikey bir yolculukla Allah’ın Zat’ına ulaşılır. Bu da 4. sebildir. 2 yatay 2 dikey 4 sebîlden oluşur Sıratı Mustakîm. Sırat köprüsüne benzeyen sadece bu var. Bunu aşabilen kişi Allahû Tealâ’ya ulaşır. Bu konuda bunları söyleyeceksiniz.

Allah razı olsun.

Benzer konular