Allah’a ulaşmayı dileyip de mürşide tâbî olma süresi uzarsa ne olur?

Bir şey olmaz. Kişi Allah’a ulaşmayı dilemeye devam eder. Allah’a ulaşmayı dileyen bir kişiyi de Allahû Tealâ açık bir şekilde ‘Kendisine ulaştıracağını’ söylüyor. Yani bu konuyu uzatan bir kişi gerçek anlamda Allah’a ulaşmayı dilememiş hüviyetine girer. Gerçekte budur. Allahû Tealâ açık bir şekilde diyor ki Kur’ân-ı Kerim’de:

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).

(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).

“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.”

Bu kadar basit, bu kadar kesin! Bu Allah’ın Kur’ân-ı Kerim’de verdiği söz. Hiçbir zaman tabiatıyla sözünü yerine getirmemesi mümkün değil. İnsanlar hatalarını başkalarına yükletmek konusunda bir sürü düşüncenin sahibi olabilirler. Ama Allah’ın kanunları değişmez.

Allah razı olsun.