Allah’a ulaşmayı dilemek nasıl bir olaydır, nasıl talep edilmelidir?

Anasayfa » Ana Sayfa » Allah'a Ulaşmayı Dilemek » Allah’a ulaşmayı dilemek nasıl bir olaydır, nasıl talep edilmelidir?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah’a ulaşmayı dilemek nasıl bir olaydır, nasıl talep edilmelidir?

Kişi boy abdesti alacak ve Allahû Tealâ’dan soracak: “Yarabbi! Ben müslümanım. Ama müslüman olmayan bir hristiyan bana gelip de benimle dost olmak istediğini, bu kavgaların bitmesi gerektiğini söylediği zaman, başlangıçta bir an duraklamıştım. Ama gereği hemen yapıldı, derhal Allah’a sordum durumu ve Allahû Tealâ’nın emrettiği şeyin onlarla düşmanlık etmek, onları rahatsız etmek istikametinde olmadığını gördük, Allahû Tealâ’nın talebinin.”

Allahû Tealâ istiyor ki müslümanlar da hristiyanlar da museviler de bir araya gelsinler de dünya sulhunu oluştursunlar. Allah’ın istediği şey bu sevgili kardeşlerim, Allah’ın bize verdiği emir bu.
 
Öyleyse düşmanlarımızı ya da bize düşman olabilecek diye düşündüklerimizi, dostlar edinmeliyiz. Ne kaybederiz sevgili kardeşlerim? Eğer bizden böyle bir teklif gelirse etrafımızdaki insanlara da bunu Allah’ın bize emrettiğini açık bir şekilde anlatabilirsek, bizim bir de garantimiz var; aranızda Allah’a sorabilecek olanlar varsa onların mutlaka bu görevi gerçekleştirmeleri lâzım.
 
Size hep söylüyoruz; hristiyanlarla karşılaştığımız zaman, onlarla o güzel konuşmaları yaptığımız zaman bunu mutlaka istiyoruz onlardan. Sorun bakalım: “Biz kimiz?” Sorun bakalım; söylediğimiz şeyle sizinkiyle nerede ters düşüyor? Hiç ters düşmüyor sevgili kardeşlerim!  Allah’a ulaşmayı dilemek, mürşide tâbiiyet, ruhun, fizik bedenin, nefsin, iradenin Allah’a teslimi 3 kitaplı dînin de kitaplarında yer almış durumda.
 
Öyleyse bir dünya birliği mutlaka gerçekleşecektir. Bu gerçekleşmede önemli bir rolün sahibi olacağımız kanısındayız. Çünkü Allahû Tealâ bu konudaki görevi bize tevdî etmiştir.

Öyleyse sevgili kardeşlerim, düşmanlığı bırakalım. Düşman zannettiğimiz insanlarla biz dost olarak devreye girersek, onların da bize aslında dost olduğunu mutlaka tespit ederiz ve incelediğimiz zaman, daha derinlere girdiğimiz zaman, bunun kök salan bir neticesine de mutlaka ulaşırız.
 
Sevgili kardeşlerim! Hiç kimse, aramızdan hiç kimse Hz. Musa’nın bir peygamber olmadığını, Hz. İsa’nın bir peygamber olmadığını iddia edemez.  Onların da yine gerçek anlamda bağlı olanları, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’in peygamber olmadığını asla iddia edemedikleri, etmeyeceklerini görüyoruz.
 
Sevgili kardeşlerim! Öyleyse bizde nasıl dünya birliği için bir araya gelenler varsa onlarda da var ve onlarla bir araya gelmeliyiz.  Gelmeliyiz ki; dünya sulhunu kurabilelim sevgili kardeşlerim!
 
Sual sormak isteyenler için kapımız açık.
 
Allah razı olsun.

Benzer konular