Sevgili kardeşlerim! Sırat köprüsü diye bir köprü yok aslında. Bir isim  var: “Sırat köprüsü.” Herkes de bir sırat köprüsü deyince: “Bir köprüden  geçecek. O köprüyü geçemeyenler denize düşecekler, boğulacaklar.  Geçebilenler de cennete gidecekler.” filan gibi laflar edilir. 
Sevgili  kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ bir hedef tayin etmiş. Bu  değişmez bir kanun: “Kimin kazandığı dereceler, kaybettiği derecelerden  fazlaysa sadece onlar cennete girebilirler.”
Sevgili  kardeşlerim! Allahû Tealâ’nın bu koyduğu bir kanun hepimiz için. Onun  için kazandığımız derecelerin, kaybettiklerimizden fazla olması gerekir.  Allahû Tealâ’ya herkes dua etsin ki; olay bu olsun. 
İnsan  mürşidine ulaştığı taktirde onun günahları sevaba çevrilecektir. Ama bu  mürşidin hak mürşid olması lâzım. Onun için de onun Allah’tan sorulması  lâzım. Tâbiiyet günahların sevaba çevrilmesi için geçerli ve yeterli bir  sebeptir. Kim Allah’tan mürşidini sormuşsa, Allah ona mürşidini  göstermişse, kişi o mürşide ulaşmışsa, onun mürşidine tâbî olması  halinde günahları sevaba çevrilir. 
Sevgili kardeşlerim! Böyle  bir dizayn bütün insanlar için geçerlidir. Allahû Tealâ’nın istediği  şey, bütün insanların cennete girmesidir. Şeytanın istediği şeyse bütün  insanların cehenneme girmesidir. Ve Allahû Tealâ sözünü mutlaka yerine  getirir. Bunun için kişinin hacet namazını kılması ve Allah’tan  mürşidini istemesi yeterli bir muhtevadır. Boy abdesti alınır. Hacet  namazı kılınır. Allahû Tealâ mutlaka o kişiye mürşidini gösterir. Ve  kişi mürşidine ulaşıp tâbî olduğu zaman ruhu mutlaka vücudundan ayrılır.  Bu noktadan itibaren 7-8 aylık bir devre içinde, o kişinin ruhu normal  standartlarda mutlaka Allahû Tealâ’ya, 7 tane gök katını aşıp Allah’ın  Zat’ına ulaşacaktır. Ve o kişi ermiş evliya olacaktır. 
Allah razı olsun.
