Hûd Suresinin 52. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimenin Allah’a ulaşmayı dileyerek mürşidine tâbî olanları içerdiğini söyleyebilir miyiz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Hûd Suresinin 52. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimenin Allah’a ulaşmayı dileyerek mürşidine tâbî olanları içerdiğini söyleyebilir miyiz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hûd Suresinin 52. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimenin Allah’a ulaşmayı dileyerek mürşidine tâbî olanları içerdiğini söyleyebilir miyiz?

Hud Suresinin 52. âyet-i kerimesi:

11/HÛD-52: Ve yâ kavmistagfirû rabbekum summe tûbû ileyhi yursilis semâe aleykum midrâran ve yezidkum kuvveten ilâ kuvvetikum ve lâ tetevellev mucrimîn(mucrimîne).
Ya kavmim! Rabbinizin mağfiretini isteyin. Sonra O’na tövbe edin (mürşidin önünde tövbe edip, zikre başlayın). Üzerinize sema(dan) bol yağmur (bol rahmet) göndersin. Ve sizin kuvvetinizi, kuvvet ile arttırsın. Ve mücrimler (suçlular) olarak yüz çevirmeyin.


“Ya kavmim (Ey kavmim)! Rabbinizin mağfiretini isteyin. Sonra O'na tövbe edin. Üzerinize sema bol yağmur göndersin. Ve sizin kuvvetinizi, kuvvet ile arttırsın. Ve mücrimler olarak yüz çevirmeyin.” diyor Allahû Tealâ.

Öyleyse bu “Rabbinizin mağfiretini isteyin.” ifadesi çok açık bir şekilde ifade ediyor ki; kişinin Allah'a ulaşma talebi söz konusu. Mağfiretini isteyen kişi mürşidine ulaşıp da tâbî olduğu anda mağfirete kavuşur.

Ve Allahû Tealâ diyor ki: “Sizin kuvvetinizi kuvvet ile arttırır.” Yani kalbiniz daha evvel küfür kelimesi alınarak mü'min olmuştu. Mürşidinize ulaşıp tâbî olduğunuz anda (Allah’a ulaşmayı dileyerek, 12 tane ihsan alarak mürşidinize ulaşıp tâbî olduğunuz anda) Allahû Tealâ kalbinizin içine Mücâdele Suresinin 22. âyet-i kerimesine göre îmânı yazar.

58/MUCÂDELE-22: Lâ tecidu kavmen yu’minûne billâhi vel yevmil âhiri yuvâddûne men hâddallâhe ve resûlehu ve lev kânû âbâehum ve ebnâehum ve ihvânehum ev aşîratehum, ulâike ketebe fî kulûbihimul îmâne ve eyyedehum bi rûhin minhu, ve yudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ, radıyallâhu anhum ve radû anhu, ulâike hizbullâh(hizbullâhi), e lâ inne hizballâhi humul muflihûn(muflihûne).
Allah’a ve ahiret gününe (ölmeden önce Allah’a ulaşmaya) îmân eden bir kavmi, Allah’a ve O’nun Resûl’üne karşı gelenlere muhabbet duyar bulamazsın. Ve onların babaları, oğulları, kardeşleri veya kendi aşiretleri olsa bile. İşte onlar ki, (Allah) onların kalplerinin içine îmânı yazdı. Ve onları, Kendinden bir ruh ile destekledi (orada eğitilmiş olan, devrin imamının ruhu onların başlarının üzerine yerleşir). Ve onları, altından nehirler akan cennetlere dahil edecek. Onlar orada ebediyyen kalacak olanlardır. Allah, onlardan razı oldu. Ve onlar da O’ndan (Allah’tan) razı oldular. İşte onlar, Allah’ın taraftarlarıdır. Gerçekten Allah’ın taraftarları, onlar, felâha erenler değil mi?


Bu ise kalbinizin îmân kuvvetini, kalbinize Allah'ın yeniden yazdığı (şimdi yazdığı) îmân kelimesiyle daha kuvvetli kılar. Ve bu noktadan itibaren zikir yaptığınız zaman, Allah'ın katından rahmet gelir. Bilirsiniz İslâm’da yağmurun adı aynı zamanda rahmettir. Burada “midrâr” kelimesini koymuş Allahû Tealâ. Yağmur.

Ve eğer kişi böyle yapmazsa ne olur? Allah’a ulaşmayı dilemezse, o zaman o kişi mücrimdir. Mücrimler kimdir? Başkalarını Allah'ın yolundan çevirenler. Başkalarının günahını üstlendikleri için suçludurlar. Mücrim; cürüm işlemiş, suç işlemiş demektir.

Suç işleyen kişi sadece kendisi Allah’a ulaşmayı dilememiş olsa, başka birine zarar vermediği için suç işlemiş sayılmaz. Kendisiyle Allah arasında olan bir işlemdir o. Ama ne zaman başka birinin hidayetine mani olmak sebebiyle dalâletine sebebiyet verirse, o zaman o kişinin günahını da omuzlar. Ve suçlular cezaya muhatap olurlar. Bu onların cezasıdır. Diğer kişinin günahlarından da bir kısmı mutlaka o kişiye (dalâlete düşürene) verilir. Bu, suçun cezasıdır.

“Hud Suresi 52. âyet-i kerimesini açıklar mısınız? Bu âyet-i kerimenin, Allah’a ulaşmayı dileyenlerin mürşidine tâbî olanları içerdiğini söyleyebilir miyiz?”  

Evet. Bu âyet Allah’a ulaşmayı dileyerek mürşide tâbî olanları içeren bir ayettir.

Benzer konular