Allahû Tealâ’nın tesettür hakkındaki emirleri nelerdir? Bir hanım başını örtmeden okuması doğru mu?

Anasayfa » Ana Sayfa » Tesettür » Allahû Tealâ’nın tesettür hakkındaki emirleri nelerdir? Bir hanım başını örtmeden okuması doğru mu?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allahû Tealâ’nın tesettür hakkındaki emirleri nelerdir? Bir hanım başını örtmeden okuması doğru mu?

Canımız Efendimiz! Ellerinizden sonsuz hürmet ve hasretle öperim. Allahû Tealâ’nın tesettür hakkındaki emirleri nelerdir? Bir hanım başını örtmeden okuması doğru mu?

Allahû Tealâ’nın emri; yüzün, ellerin ve ayakların açık kalması, onun ötesindeki yerlerin kapanmasını emrediyor.

24/NÛR-31: Ve kul lil mu’minâti yagdudne min ebsârihinne ve yahfazne furûcehunne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ mâ zahera minhâ, velyadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ li buûletihinne ev âbâihinne ev âbâi buûletihinne ev ebnâihinne ev ebnâi buûletihinne ev ıhvânihinne ev benî ıhvânihinne ev benî ehavâtihinne ev nisâihinne ev mâ meleket eymânuhunne evit tâbiîne gayri ulîl irbeti miner ricâli evit tıflillezîne lem yazharû alâ avrâtin nisâi, ve lâ yadribne bi erculihinne li yu’leme mâ yuhfîne min zînetihinn(zînetihinne), ve tûbû ilâllâhi cemîan eyyuhâl mu’minûne leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ve mü’min kadınlara söyle, bakışlarını indirsinler (haramdan sakınsınlar) ve ırzlarını korusunlar. Zahir olan kısımlar (görünen el, yüz ve ayaklar) hariç, ziynetlerini açmasınlar. Ve başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar (örtsünler). Ve ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınlar veya ellerinin altında sahip oldukları (cariyeler) veya erkeklerden, kadına ihtiyaç duymayan hizmetliler veya kadının avret yerlerinin farkına varmayan çocuklar hariç, açmasınlar. Ve gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını vurmasınlar. Ey mü’minler, hepiniz Allah’a tövbe edin! Umulur ki, böylece felâha eresiniz.


Sevgili kardeşlerim! Bu, Allah'ın emridir. İnsanları serbest bırakmış. İsteyen kişi, isteyen hanım başını örter. Yalnız yüzü, yalnız elleri, yalnız ayakları açık kalır. İsteyen hanım örtmez. Bizim, insanların bu konuda başkalarının dizaynına engel olmamız doğru bir şey değildir. Allahû Tealâ insanları birbirine bekçi koymadı. Allah'ın emrini insanlar ya yerine getirirler ya da getirmezler. Sorumlulukları başka insanlara karşı değildir. Sorumlulukları, Allah'a karşıdır.

İşte ülkemizdeki en büyük eksiklik, buradan kaynaklanır. Allahû Tealâ’nın kanunlarına göre insan serbest bir varlık olarak yaratılmıştır. Dilediğini yapmaya ehildir ve yapabilmelidir. Karar verme yetkisi kendisinde ait olmalıdır. Hanım kardeşlerimiz var; üniversiteye gidiyor ve de onlara başlarını örttürmüyorlar. Kanunları koyanlar, Allah'ın kanunlarına ters kanunlar çıkartıyorlar.
 
Sevgili kardeşlerim! Burada büyük bir hata görüyoruz biz. Kanunlar konulmalı ve tatbik edilmelidir. Ama bir hanımın başını örtmesi veya açık tutması konusunda o kadını serbest bırakmak mecburiyetindeyiz. Bu serbestlik asıldır. Kur'ân-ı Kerim’de: “Başka insanlara tahakküm etmeyiniz.” diyor Allahû Tealâ. Allahû Tealâ bunu söylemesine rağmen Allah'ın yasaklarını veya emirlerini insanlar dilerlerse yaparlar, dilemezlerse yapmazlar. Bu konuda kanun koyamazsınız. Hiç kimseyi zorla camiye sokamazsınız. Hiç kimseye zorla namaz kıldıramazsınız. Zorla zikir yaptıramazsınız. Yaptırırsanız siz günaha girersiniz. İnsanlara tesir etmeye çalışın. Onların güzel şeyler yapmalarına medar olmaya çalışın. Ama zorlamak; Allahû Tealâ kesinlikle bunu yasaklamış.

İşte açık ve kesin âyet-i kerime:

2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lânfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).
Dînde zorlama yoktur. irşad yolu (hidayet yolu, Allah’a ulaştıran yol), gayy yolundan (dalâlet yolundan, şeytana, cehenneme ulaştıran yoldan) açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. Artık kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olur, Allah’a ulaştıran yolu tercih ederse), böylece o, (Allah’tan) kopması mümkün olmayan urvetul vuskaya (sağlam bir kulba, mürşidin eline) tutunmuştur. Allah Sem’î’dir, Alîm’dir.


lâ ikrâhe fîd dîni: dînde zorlama yoktur
kad tebeyyener ruşdu minel gayy: rüşt yoluyla gay yolu (irşad yoluyla dalâlet yolu) birbirinden ayrılmıştır.
Birisi rüşte (irşada) götürür. O kişiyi cennetin katlarından birer birer yükselterek, en üst cennete kadar götürür. Birisi de (gay yolu) cehenneme götürür.
fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi: kim tagutu (insan ve cin şeytanları) devre dışı bırakırsa ve Allah'a âmenû olursa (Allah'a ulaşmayı dilerse)  
fe kadistemseke bil urvetil vuskâ: o sımsıkı bir kulpa yapışır
vallâhu semîun alîm: Allah işitir ve bilir

Sevgili kardeşlerim! Bu, Allah’tan kopması mümkün olmayan bir kulptur. Allah’tan kopması mümkün olmayan bir kulpa sarılmak!. Öyleyse âyetteki muhtevaya dikkatle bakalım.

“Bir hanımın başını örtmeden okuması, doğru mudur değil midir?” konusu: Bir hanım her zaman başını örtmelidir. Okusa da örtmelidir, okumasa da örtmelidir. Bu, Allahû Tealâ’nın emri. Ama bir kadın bunu yerine getirmek istemiyorsa, kanunlarla onu zorlayamazsınız. Öbür taraftan başını örtmek isteyen bir kadını da “Sen başını örtemezsin.” diyemezsiniz. Böyle bir şey yaptığımız zaman biz demokratik bir ülke olamayız. Burada bütün boyutlarıyla bir yanlış işleniyor ve daha kötüsü demokratik ülkeler arasında geçen Almanya, İngiltere, Fransa bunlarda da başlarını kapattırmamak istikametin de Müslüman kadınlara karşı bir savaş açılmış durumda.

Sevgili kardeşlerim! Dünya bir zulüm dünyası oldu. Bizim ülkemizde de yapılması lâzımgelen nedir? İnsanları dîn hürriyeti içinde bırakmak. Başını kapatmak isteyen kişi, kapata bilmeli, açmak isteyen kadın kapatmamak isteyen kadın da kapatmayabilmeli.
 
Sevgili kardeşlerim! Plajlarda (Türkiye’deki plajlarda) üstsüz kadınlar dolaşıyor. Öbür tarafta başını kapatmak isteyen kadınların, başını kapatmalarına müsaade edilmiyor. Bu adaletsizliğin ta kendisidir. Bunun hesabını Allahû Tealâ mutlaka sorar. Onlar bekli de cennet-cehenneme inanmıyor. Bir gün görecekler. Gördükleri zaman, bundan büyük ızdırap duyacaklar. Kur'ân-ı Kerim’de onların durumu var. Ölüp de Allah’ı gördükleri zaman, hep aynı şeyi söylüyorlar: “Yarabbi! Bizi dünyaya gönder. Sana ne kadar laik kullar olduğumuzu ispat edelim.” Ama ancak öldükleri zaman görecekler. Ne kadar büyük günah işlediklerini görecekler.

Sevgili kardeşlerim! Yakın gelecekte, adaletsizliklerin hepsi düzelecektir. Başını örtmek isteyen hanım, başını örtebilecektir. Örtme yetkisi mutlaka ona kazandırılacaktır ve ötmek istemeyen de örtmeyecektir. Hiç kimse ona karşı çıkmak yetkisi sahibi değildir. “Lâ ikrâhe fîd dîni: Dînde zorlama yoktur.” Bu kadar sevgili kardeşlerim!

“Bir hanım başını örtmeden okuması doğru mudur?”
 
Örtmediğinden okuması doğru mudur? Bundan bir mânâ çıkaramadık ama örtmeden okuması diye değerlendiriyoruz. Başını örtmeden okuması, eğer öyle okumak istiyorsa ona göre doğrudur. Allahû Tealâ kadınların başını örtülmesini istiyor. Doğru olan başının örtülmesidir hanımlar için. Ama örtmek istemiyorsa hesap bizimle değil. Ne siz, ne biz, bu konunun hesabını sormak yetkisinin sahibi değiliz. Bu konuda hesap soranlar, bir gün bunun hesabını Allah’a vereceklerdir. İnsanlar, bir Avrupa ülkesinden daha çok bizim ülkemizde hür olmak mecburiyetindedir. İslâm’ın kanunu budur. Kimseye zulmedilmez.

Benzer konular