Çocuklarımızın namaz, zikir, edep, itaat, tesettür gibi konularda en küçükten eğitilmeleri ve şuurlandırılmaları konusunda ne buyurursunuz?

Anasayfa » Ana Sayfa » Çocuk Terbiyesi » Çocuklarımızın namaz, zikir, edep, itaat, tesettür gibi konularda en küçükten eğitilmeleri ve şuurlandırılmaları konusunda ne buyurursunuz?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Çocuklarımızın namaz, zikir, edep, itaat, tesettür gibi konularda en küçükten eğitilmeleri ve şuurlandırılmaları konusunda ne buyurursunuz?

Çok kıymetli Efendimiz! Mübarek ellerinizden… Biz çocuklarımızın tasavvuf öğretmenleri olarak çocuklarımızın her açıdan İslâmî yaşantıya özendirilmeleri, şuurlandırılmaları için bir gayretin içindeyiz. Zaman zaman annelerimizden “Benim çocuğumun yaşı küçük. Bunun için henüz erken. (1) Daha ilerde biraz daha büyüyünce, aklı başına gelince yapar. (2) Dış dünyaya özeniyor, istiyor, beni dinlemiyor. İnşaallah ilerde düzelir. (3) Fazla zorlamayın. Elinizdekileri de kaçıracaksınız. (4)” gibi tepkiler alıyoruz. Çocuklarımızın namaz, zikir, edep, itaat, tesettür gibi konularda en küçükten eğitilmeleri ve şuurlandırılmaları konusunda ne buyurursunuz?

Şunu söylememiz lâzım: Ağaç yaşken eğilir.

Sevgili kardeşlerim! Çocuklar daha bebekliklerinden itibaren tasavvufun yaşandığı bir ortamda büyümelidirler. Çocuklarımıza mükâfatlar vererek onlara ibadetleri sevdirmeliyiz. Kız çocuklarımız daha küçük yaştan örtünmeyi bir zevk olarak onlara kabul ettirebilecek bir terbiyenin sahipleri olmalıdırlar. Dergâh ortamı, çocuklarımız için ideal bir ortamdır. Hanımlar dergâhında çocuklar, kız çocuklar annelerinin ibadet ettiğini gördükleri, bunu hayatlarının bir parçası olarak düşündükleri bir ortamda büyürler. Çocuk doğumundan itibaren bu havayı teneffüs etmelidir. Dergâh havasını teneffüs etmelidir. Allah’a yakınlığı hissetmelidir. Çocuklarımıza bunu bir zevk olarak vermenin yollarını bulmalıyız.

Şimdi buradaki işaretlere bakalım:

“Benim çocuğumun yaşı küçük. Bunun için henüz erken.” Yanlış bir ifade! Çocuğun yaşı hangi yaş olursa olsun, Allah'ın güzelliklerini yaşayabilmek için ilk yaşantıyı çevresinden görerek ve kendisine bu telkin edilerek gerçekleştirebilir.

“Daha ilerde biraz daha büyünce, aklı başına gelince yapar.” ifadesi de yanlış. Böyle söyleyen anneler, çocuklarına büyük bir kötülük etmektedirler. Daha sonra çocukların yoldan çıkacakları günler gelecektir. Böyle bu tarzda düşünen annelerin çocukları için bu mümkündür. Eğer çocuk hiç ara verilmeksizin, doğumundan itibaren bu hayatın içinde yaşarsa onun için tasavvuf, hayatının tabiî bir dizaynı olarak ortaya çıkar. Daha ötede aklı başına gelince yapma olayı, sadece annelerin bir yanlışıdır. Çocuk doğuşundan itibaren bu havayı yaşamalıdır.

“Dış dünyaya özeniyor, istiyor, beni dinlemiyor. İnşaallah ilerde düzelir.” O zaman dinlemesi için çözüm getireceksiniz. Öğretmenlerle konuşacaksınız. Siz de anneler olarak çocuğunuza telkinde bulunacaksınız.

İşte bu nokta, daha evvelki iki kademede “Benim çocuğum yaşı küçük, aklı başına gelince yapar.” sözlerini söyleyen annelerin başına mutlaka gelen olay budur. “Dış dünyaya özeniyor, istiyor, beni dinlemiyor. İnşaallah ilerde düzelir.” Mutlaka, serbest bırakılan çocuk dış dünyaya özenecektir. Ama eğer telkinlerimiz onları Allahû Tealâ’nın yolunda eğitirse, çocuk hayatının bir parçası olarak bakacaktır namazlara, zikirlere, ilâhilere, her zaman dergâhlarda okunan Mübinli Yâsin’lere, Kur'ân-ı Kerim tilâvetlerine.

“Fazla zorlamayın. Elinizdekileri de kaçıracaksınız.’ gibi tepkiler alıyoruz.” Zorlama müessesi varsa biz de onlara hak veriyoruz. Hayır, zorlamayacaksınız. Çocuklara ne yapıp edip bunu sevdireceksiniz. Allah'ın güzelliklerini sevdireceksiniz. Çocuklara oyun imkânı vereceksiniz. Onların oyunlarının Allah’a ait olan oyunlar olmasını temin etmeye çalışacaksınız.

Benzer konular