Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in kutlu doğum günü haftası nedeniyle Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve sahâbeyi, bizlere örnek olmak üzere o güzel, engin bakışınız ile bizlere anlatır mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Sahabe » Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in kutlu doğum günü haftası nedeniyle Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve sahâbeyi, bizlere örnek olmak üzere o güzel, engin bakışınız ile bizlere anlatır mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in kutlu doğum günü haftası nedeniyle Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve sahâbeyi, bizlere örnek olmak üzere o güzel, engin bakışınız ile bizlere anlatır mısınız?

Bu anlatım, zamanımızın bu en dar noktasında pek gerçekleşemez ama birkaç kelime ile şunu söyleyebiliriz: Sahâbe, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i öylesine severlerdi ki;  O’nun için her an ölmeye hazırdılar ve etrafındaki birçok kişi savaşlarda şehit olmuştur. Şehit olurken hepsi büyük bir mutluluk içindeydiler.

Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile sahâbe arasında her zaman çok yakın bir ilişki söz konusuydu. Allahû Tealâ’dan, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e -sadece kendisine has bir namaz olan- teheccüd namazı emri geldiği zaman, “Gecenin en az üçte birini, en fazla üçte ikisini bu teheccüd nanmazını kılarak geçirin.” dediği zaman Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’le bütün sahâbe o namazı kılmıştır.

17/İSRÂ-79: Ve minel leyli fe tehecced bihî nâfileten lek(leke), asâ en yeb’aseke rabbuke makâmen mahmûdâ(mahmûden).
Gecenin bir kısmında uyan ve sana özel nafile (ilâve) olarak O’nunla (Kur’ân’la) teheccüd namazı kıl! Rabbinin seni Makam-ı Mahmut’a beas etmesi (ulaştırması) yakındır.


Öyle ki; Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in evinin, onların hepsini alması mümkün değildi. Onlar lambadan pencereye vuran gölgesine bakarak, O’nunla birlikte o namazı kılarlardı.

Peygamber Efendimiz (S.A.V) için yapmayacakları fedakârlık yoktu. Onlar sahâbeydiler. Düşmanlarına hep dost idiler ama bir tek şartla! Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e kötü davranan kişilerin asla dostu olmadılar.

Allahû Tealâ diyor ki Âli İmrân Suresinin 119. âyet-i kerimesinde:

3/ÂLİ İMRÂN-119: Hâ entum ulâi tuhıbbûnehum ve lâ yuhıbbûnekum ve tu’minûne bil kitâbi kullihi, ve izâ lekûkum kâlû âmennâ, ve izâ halev addû aleykumul enâmile minel gayz(gayzi), kul mûtû bi gayzikum, innallâhe alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).
İşte siz (mü'minler) böylesiniz, siz onları seversiniz ve onlar sizi sevmezler ve siz kitabın tamamına îmân edersiniz. Ve sizinle karşılaşınca “Biz îmân ettik.” dediler, yalnız kaldıkları zaman, size karşı öfkelerinden parmak uçlarını ısırdılar. De ki: “Öfkenizden ölün.” Muhakkak ki Allah, sinelerde olanı en iyi bilendir.


“Onlar size buğzettikleri halde, siz onlara muhabbet beslersiniz. Çünkü siz kitabın bütününe îmân edersiniz.” diyor.

Bütün Kur’ân-ı Kerim’i tatbik etmiş sahâbe. 

Benzer konular