Yunus Emre Hazretleri; "Bir kâmil mürşide varmazsan olmaz." diyor. Ama biz mürşid kelimesini yeni yeni duyuyoruz. Yunus Emre zamanındaki dîn ile şimdi yaşanan dîn arasında nasıl farklar vardır?

Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Yunus Emre Hazretleri; "Bir kâmil mürşide varmazsan olmaz." diyor. Ama biz mürşid kelimesini yeni yeni duyuyoruz. Yunus Emre zamanındaki dîn ile şimdi yaşanan dîn arasında nasıl farklar vardır?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Yunus Emre Hazretleri; "Bir kâmil mürşide varmazsan olmaz." diyor. Ama biz mürşid kelimesini yeni yeni duyuyoruz. Yunus Emre zamanındaki dîn ile şimdi yaşanan dîn arasında nasıl farklar vardır?

Yaşanan dîn arasındaki farklar, kişilerin yaşantısına bağlıdır evlâdım. Aynı dînin mensuplarıyız. Dînimizin adı İslâm yani “teslim olma dîni”. İslâm kelimesi ve teslim kelimesi “silm” kökünden geliyor. Öyleyse dînimizin adı teslim dîni. Allah’a:

• Ruhumuzu,
• Fizik bedenimizi,
• Nefsimizi ve
• İrademizi teslimle mükellefiz.

Teslim etmeyenler cennete giremez mi? Yok, öyle bir kaide yok. Çünkü cennet daha evvel başlıyor.

Bir insan Allah'a ulaşmayı dilediği an 1. kat cennetin sahibidir. Bu onu mürşid sevgisine götürecektir. Hacet namazını kılacaktır. Mürşidini Allah’tan soracaktır. Mürşidine tâbî olduğu an ruhu vücudundan ayrılacaktır. Bu kişi 2. kat cennetin sahibi olacaktır. Ruhu 7-8 ayık bir devrede Allah’ın Zatı’na ulaşacaktır ve bu kişi ermiş evliya olacaktır; 3. kat cennet. Sonra zikrini daha çok arttıracak ve bunun sonunda 4. kat cennetin sahibi olacaktır.

Allah'a ulaşmayı dilemek 1. kat cennetin sahibi yapar bu kişiyi. Mürşide tâbiiyet 2. kat cennetin sahibi yapar. Ruhu Allah’a ulaştırmak 3. kat cennetin sahibi yapar. Sonra fizik bedenin teslimi gelir; 4. kat cennet. Sonra daimî zikir ve nefsin teslimi; 5. kat cennet. Sonra muhlis olmak, ihlâsa ulaşmak; 6. kat cennet. Sonra da iradeyi Allah’a teslim etmek; 7. kat cennet. Daimî zikrin sahibi kişi ve ruhunu da vechini de nefsini de iradesini de Allah’a teslim etmiş bir insan…

İşte Allah’ın istediği son mertebe budur: Ruhunuzun da fizik bedeninizin de nefsinizin de iradenizin de Allah’a teslim edilmiş olması… Dünyadaki en mutlu insanlar bu teslimleri gerçekleştirebilenlerdir. Kapılar herkese açıktır. Zikriniz arttıkça daha çok zikir sevgisi Allahû Tealâ tarafından size verilecektir ve zikrinizi daha çok arttırmaya çalışacaksınız. Bunu da Allahû Tealâ yardım edeceği için başarabileceğinizi inşaallah göreceksiniz.

Allah razı olsun.

Benzer konular