Biz ruhu, Azrâil (A.S) teslim alır zannediyorduk. Fakat siz, ölmeden önce ulaşacağından bahsediyorsunuz, bu nasıl oluyor?
Anasayfa » Ana Sayfa » Sabır » Biz ruhu, Azrâil (A.S) teslim alır zannediyorduk. Fakat siz, ölmeden önce ulaşacağından bahsediyorsunuz, bu nasıl oluyor?
Biz ruhu, Azrâil (A.S) teslim alır zannediyorduk. Fakat siz, ölmeden önce ulaşacağından bahsediyorsunuz, bu nasıl oluyor?
Ruh, insanların Allahû Tealâ tarafından aldığı bir ihsandır, bir ni’mettir. Ruh ölmez. Ruh, o kişi ölünce onun vücudundan ayrılarak Allah’a geri döner.
Sevgili kardeşlerim! İnsanlar için Allahû Tealâ hedef tayini yapıyor. İnsanların ilk teslim ettikleri şey ruhlarıdır, sonra fizik bedenleri gelir, sonra nefsleri gelir, en sonra iradeleri gelir. Allahû Tealâ’ya ilk teslim edilen şey ruhtur. Bütün insanlar doğar doğmaz, Allahû Tealâ onlara ruhundan üfürür. Bütün insanlar bu sebeple ruhlarıyla beraber yaşarlar, beraber büyürler ve insanlar için Allahû Tealâ hep en güzeli ister. İster ki; bütün insanlar 7. kat cennetlere gitsin. Ama insanların bunun için Allah’a ulaşmayı dilemeleri, mürşidlerine tâbiiyetleri, ruhlarını, fizik bedenlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim etmeleri gerekir. Böyle bir neticenin sonunda bir insan 7. kat cennete ulaşabilir.
Bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın istediği şey; o insanların mutlu olmasıdır. Evvelâ bu dünyada mutlu olmasıdır, sonra da Allah’ın cennetlerinden birinde sonsuza kadar mutlu olmasıdır.
Sevgili kardeşlerim! İnsanlar için Allahû Tealâ, hep en güzel hedefleri gösterir. Dikkat edin ki; Allahû Tealâ’nın ruh verdiği, insandır. Allahû Tealâ insanlara ruhundan üfürür. Öyleyse bütün insanlar için Allahû Tealâ hedef tayini yapar. O insanlar neye lâyıksa o hedeflere mutlaka Allahû Tealâ tarafından ulaştırılır. Onun için biz insanlar her şeyden evvel sevmeyi öğrenmeliyiz. Eğer seversek, başka insanlara hep en güzel davranışlarla davranırız, o zaman da devamlı derecat kazanan birisi oluruz. Önemli mi? Evet önemli sevgili kardeşlerim! En çok derecat kazanan kişi, en üst kat cennetlere girer. 7 kat cennetin 7 tane safhası var. En üst kat cennet, kişinin en çok Allah’a lâyık olması halinde gerçekleşir; Adn cennetleri.
Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ hedefler tayin etmiş ve insanların hepsine, Yüce Rabbimiz ‘onların hedefe ulaşmasını istediğini’ söylüyor. Bu istikamette Allahû Tealâ’nın mademki hepimizden istediği şey bu, o zaman hepimiz başka insanların da bu hedeflere ulaşmasını usûl haline getirmeliyiz. Şu andaki dîn hocalarının, tasavvufun dışındaki dîn hocalarının yapabildikleri şey, Allah ile konuşabilmek değil ne yazık ki sevgili kardeşlerim! Onlar sadece dîni öğrenirler ve öğretirler. Bu bir görev midir? Evet, görevdir ve mukaddes bir görevdir. Ama kim tasavvufu yaşarsa yani tâbî olursa mürşidine, onun ruhu Allah’a dünya üzerinde yaşarken ulaşırsa o kişi ermiştir. Ruhu Allah’a ermiştir. Bu kişi Allah ile her zaman konuşmak imkânının sahibi olur. Her an onunla birlikte konuşur. Allahû Tealâ’nın istediği her şeyi Allah’tan öğrenir ve mutlaka zevkle yerine getirir. Yani; “Her şey çok mu güzel, yoksa bana mı öyle geliyor?” der.
Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlara Allah’ın bu güzelliklerini ulaştırmaya çalışın. Allahû Tealâ insanları ‘üzülsünler’ diye yaratmıyor, ‘mutlu olsunlar’ diye yaratıyor. Ama insanlar kendi kendilerini mutsuz ediyorlar davranış biçimleriyle. Yapılması lâzımgelen şey; insanlara Allah’ın hedeflerini açıklamak. Allah istiyor ki; o insanlar ruhlarını da fizik bedenlerini de nefslerini de iradelerini de Allah’a ulaştırsınlar ki; en çok mutlu olanlardan olsunlar.
Sevgili kardeşlerim! İnsanlar için Allahû Tealâ hedef tayini yapıyor. İnsanların ilk teslim ettikleri şey ruhlarıdır, sonra fizik bedenleri gelir, sonra nefsleri gelir, en sonra iradeleri gelir. Allahû Tealâ’ya ilk teslim edilen şey ruhtur. Bütün insanlar doğar doğmaz, Allahû Tealâ onlara ruhundan üfürür. Bütün insanlar bu sebeple ruhlarıyla beraber yaşarlar, beraber büyürler ve insanlar için Allahû Tealâ hep en güzeli ister. İster ki; bütün insanlar 7. kat cennetlere gitsin. Ama insanların bunun için Allah’a ulaşmayı dilemeleri, mürşidlerine tâbiiyetleri, ruhlarını, fizik bedenlerini, nefslerini ve iradelerini Allah’a teslim etmeleri gerekir. Böyle bir neticenin sonunda bir insan 7. kat cennete ulaşabilir.
Bütün insanlar için Allahû Tealâ’nın istediği şey; o insanların mutlu olmasıdır. Evvelâ bu dünyada mutlu olmasıdır, sonra da Allah’ın cennetlerinden birinde sonsuza kadar mutlu olmasıdır.
Sevgili kardeşlerim! İnsanlar için Allahû Tealâ, hep en güzel hedefleri gösterir. Dikkat edin ki; Allahû Tealâ’nın ruh verdiği, insandır. Allahû Tealâ insanlara ruhundan üfürür. Öyleyse bütün insanlar için Allahû Tealâ hedef tayini yapar. O insanlar neye lâyıksa o hedeflere mutlaka Allahû Tealâ tarafından ulaştırılır. Onun için biz insanlar her şeyden evvel sevmeyi öğrenmeliyiz. Eğer seversek, başka insanlara hep en güzel davranışlarla davranırız, o zaman da devamlı derecat kazanan birisi oluruz. Önemli mi? Evet önemli sevgili kardeşlerim! En çok derecat kazanan kişi, en üst kat cennetlere girer. 7 kat cennetin 7 tane safhası var. En üst kat cennet, kişinin en çok Allah’a lâyık olması halinde gerçekleşir; Adn cennetleri.
Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ hedefler tayin etmiş ve insanların hepsine, Yüce Rabbimiz ‘onların hedefe ulaşmasını istediğini’ söylüyor. Bu istikamette Allahû Tealâ’nın mademki hepimizden istediği şey bu, o zaman hepimiz başka insanların da bu hedeflere ulaşmasını usûl haline getirmeliyiz. Şu andaki dîn hocalarının, tasavvufun dışındaki dîn hocalarının yapabildikleri şey, Allah ile konuşabilmek değil ne yazık ki sevgili kardeşlerim! Onlar sadece dîni öğrenirler ve öğretirler. Bu bir görev midir? Evet, görevdir ve mukaddes bir görevdir. Ama kim tasavvufu yaşarsa yani tâbî olursa mürşidine, onun ruhu Allah’a dünya üzerinde yaşarken ulaşırsa o kişi ermiştir. Ruhu Allah’a ermiştir. Bu kişi Allah ile her zaman konuşmak imkânının sahibi olur. Her an onunla birlikte konuşur. Allahû Tealâ’nın istediği her şeyi Allah’tan öğrenir ve mutlaka zevkle yerine getirir. Yani; “Her şey çok mu güzel, yoksa bana mı öyle geliyor?” der.
Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlara Allah’ın bu güzelliklerini ulaştırmaya çalışın. Allahû Tealâ insanları ‘üzülsünler’ diye yaratmıyor, ‘mutlu olsunlar’ diye yaratıyor. Ama insanlar kendi kendilerini mutsuz ediyorlar davranış biçimleriyle. Yapılması lâzımgelen şey; insanlara Allah’ın hedeflerini açıklamak. Allah istiyor ki; o insanlar ruhlarını da fizik bedenlerini de nefslerini de iradelerini de Allah’a ulaştırsınlar ki; en çok mutlu olanlardan olsunlar.
