Allah’a ruhunu ulaşması günümüzde neden unutulmuştur?

Anasayfa » Ana Sayfa » Ruhun Allah'a Ulaşması » Allah’a ruhunu ulaşması günümüzde neden unutulmuştur?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Allah’a ruhunu ulaşması günümüzde neden unutulmuştur?

Yavaş yavaş dînimizden ayrıldığımız için…

Sevgili kardeşlerim! Dîn, bütün insanların mutluluğu için mutlak olarak var olması gereken bir müessesedir. Arkasında Allah var. Bütün insanlar dünya hayatını yaşarken ruhlarını Allah’a ulaştırmakla Allahû Tealâ tarafından vazifeli kılınmışlardır. Bu dizaynın arkasında yani ruhunu Allah’a ulaştırmanın arkasında, daha sonra fizik vücudun teslimi var, nefsin teslimi var, muhlis olmak var, iradeyi Allah’a teslim etmek var. Her birisi daha üstün kat cennetlere insanı ulaştırır.
 
* Allah'a ulaşmayı dileyip de ölen bir kişi 1. kat cennete girerken,
* Mürşidine tâbî olup da ölen bir kişi 2. kat cennete giriyor.
* Ruhunu Allah’a ulaştıran kişi 3. kat cennete giriyor.
* Fizik vücudunu teslim eden 4. kat cennete,
* Nefsini teslim eden 5. kat cennete,
* Muhlis olan 6. kat cennete,
* İradesini de Allah’a teslim eden 7. kat cennete giriyor sevgili kardeşlerim.

Bütün insanlar için bu imkânları Allahû Tealâ vermiş. Kim ne kadar çok Allah’a yaklaşmak istiyorsa o kadar çok yaklaşma imkânını, Allahû Tealâ insanlara adım adım tespit etmiş. Ve onların davranış biçimlerine bağlı olarak hedeflerine ulaştırıyor. Allahû Tealâ her zaman hazır. Ve kim Allah'a ulaşmayı dilerse boy abdesti alacak, hacet namazını kılacak ve mürşidini Allah’tan soracak. Allah’ın o kendisine gösterdiği mürşide veya onun bulunduğu yerde bulunan bir vekiline ulaşarak, tâbiiyetini gerçekleştirecek el öperek. Cereyan geçmiş olacak kendisine, el öpmek işlemini tamamladığı an ve o kişi de ermiş evliya olmak için ilk adımı atmış olacak. 7-8 aylık bir devrenin sonunda da o kişinin de ruhu mutlaka Allah tarafından Allah’ın Zat’ına ulaştırılır. Çünkü Allahû Tealâ buyuruyor ki:
 
“Kim Bana ulaşmayı dilerse, Ben onu Kendime ulaştırırım.”

42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


Allahû Tealâ bunu açık bir şekilde koymuş Kur'ân-ı Kerim’e ve hazır. Kim Allah’a ulaşmayı dilerse bu dileğin kalpten olup olmadığını en iyi Allah bilir. Kalpten bir dilekle Allah'a ulaşmayı dileyen herkese Allahû Tealâ mutlaka bu imkânı verir. Onun ruhunu mutlaka dünya hayatını yaşarken Kendisine ulaştırır.

Allah razı olsun.

Benzer konular