Tövbe almak ne mânâya geliyor? Tövbe Allah’tan mı alınır? Açıklar mısınız?
Anasayfa » Ana Sayfa » Tövbe » Tövbe almak ne mânâya geliyor? Tövbe Allah’tan mı alınır? Açıklar mısınız?
Tövbe almak ne mânâya geliyor? Tövbe Allah’tan mı alınır? Açıklar mısınız?
Tövbe almak Allahû Tealâ’nın bir mürşidine ulaşmakla mümkündür. Bunun için kişinin hacet namazını kılıp, Allah’tan mürşidini sorması gerekir. Herkesin kabiliyetine, sahip olduğu vasıflara uygun bir mürşid mutlaka vardır, dünya üzerinde her zaman.
İşte böyle bir durumda kişinin hacet namazını kılarak boy abdestini alıp, hacet namazını kılıp, Allah’tan mürşidini sorması bunun için önemlidir. Çünkü onun standartlarına ve yapısını uygun bir insanın mürşid olması asıldır. Bunun için bir tek mürşid yok. Allahû Tealâ çok sayıda mürşid oluşturuyor, her kademedeki, her değişik standarttaki insanın, mürşidine ulaşabilmesini temin sadedinde.
İşte Allahû Tealâ istiyor ki; herkes ölümden sonra değil, dünya hayatını yaşarken ruhunu Allah’a ulaştırsın da bu dünyada yaşarken ermiş evliya olsun. Allahû Tealâ bunu garanti ediyor. Ne diyor? Aynen şöyle ifade:
“Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor Allahû Tealâ.
Gerçekten Allahû Tealâ aynı anda yüzlerce binlerce kişiyle konuşur ve her birine emrini açık bir şekilde ifade eder.
Sevgili kardeşlerim! Her şey çok mu güzel, yoksa bana mı öyle geliyor? Ne diyorsunuz?
İşte böyle bir durumda kişinin hacet namazını kılarak boy abdestini alıp, hacet namazını kılıp, Allah’tan mürşidini sorması bunun için önemlidir. Çünkü onun standartlarına ve yapısını uygun bir insanın mürşid olması asıldır. Bunun için bir tek mürşid yok. Allahû Tealâ çok sayıda mürşid oluşturuyor, her kademedeki, her değişik standarttaki insanın, mürşidine ulaşabilmesini temin sadedinde.
İşte Allahû Tealâ istiyor ki; herkes ölümden sonra değil, dünya hayatını yaşarken ruhunu Allah’a ulaştırsın da bu dünyada yaşarken ermiş evliya olsun. Allahû Tealâ bunu garanti ediyor. Ne diyor? Aynen şöyle ifade:
“Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” diyor Allahû Tealâ.
42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).Gerçekten Allahû Tealâ aynı anda yüzlerce binlerce kişiyle konuşur ve her birine emrini açık bir şekilde ifade eder.
Sevgili kardeşlerim! Her şey çok mu güzel, yoksa bana mı öyle geliyor? Ne diyorsunuz?
Allah razı olsun.
