Bizler, insanları cehennemden kurtarmak için neler yapmalıyız?

Onlara, sizlere anlattığımız şeyleri anlatmalısınız. Sormalısınız onlara; “Ne kaybedersiniz ki, Allah’a ulaşmayı dilerseniz? Zikir yapmanın güzelliğini yaşadığınız zaman zaten bunun ne kadar güzel bir şey olduğunu siz de idrak edeceksiniz. 

Biz, sizlerin kurtulması için bunları söylüyoruz ki; Allahû Tealâ’nın emri bu: İnsanların Allah’a ulaşmayı dilemeleri ve bu dileğin arkasından da mürşidlerine tâbî olup ruhlarını Allah’a ulaştırmaları. Kimin ruhu Allah’a ulaşmışsa o kişi ermiş evliya adını alır. Velîlerden yani evliyadan ermiş olan birisi. 

Nesi ermiş? Ruhu ermiş. Kime ermiş? Nereye ermiş? Allah’a ermiş.

İşte Allahû Tealâ bütün insanların ermiş olmasını istiyor. E, peki bir insan Allah’a ulaşmayı dilemiş ama hedefine ulaşamadan ölmüş? O da cennete girer. Allah’a ulaşmayı dilediği için o kişi Allah’ın cennetine girer.

Sevgili kardeşlerim! Bütün insanlar için Allahû Tealâ kurtuluşu açık bir şekilde imkân dâhiline koymuş. İstiyor ki; herkes cennetine girsin. Ama öyle insanlar var ki; Allah’ın söylediklerini hiç dikkate almıyorlar. Diledikleri gibi yaşıyorlar. İnsanlara zulmediyorlar. Görevlerini yapmıyorlar. Namaz kılmıyorlar, oruç tutmuyorlar, zekât vermiyorlar, hacca gitmiyorlar, kelime-i şahadet getirmiyorlar. Her biri ayrı bir insan. Bunlardan şunu veya bunu yapmaz. Ama sevgili kardeşlerim, eğer yapmazlarsa o zaman kaybederler! Bir insan, kazandığı dereceler, kaybettiği derecelerden fazla olmadıkça Allah’ın cennetine giremez. Mutlaka kazandığı derecelerin kaybettiği derecelerden fazla olması lâzım. Hepiniz için duamız bu. Hepiniz öyle olmalısınız sevgili kardeşlerim! Zaten şu anda çoğunuz öylesiniz.

Allah razı olsun.