İnsanlara Allah'ın gerçeklerini anlatıyoruz. Onlar bu güzellikleri anlamıyorlar. Veya bizler mi anlatamıyoruz? En etkili tebliğ yöntemi nasıl olmalı?

Sevgili kardeşlerim! Herkesin anlatma kabiliyeti birbirinden farklıdır. Ama sizler dışarıdan birisiyle konuşurken bunları anlattığınızda hep onlara sualler sorarak hedeflere gidin. Allah'a ulaşmayı dilemek, mürşide tâbiiyet, ruhun Allah'a ulaşması, fizik bedenin teslimi, nefsin teslimi, muhlis olmak ve iradeyi teslim etmek her biri ayrı ayrı safhaları içerir. Ve İslâm'ı namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek ve kelime-i şahadet getirmekten ibaret zanneden insanlara şunu söylemelisiniz: “Senin dîninin adı ne?” İslâm demek mecburiyetinde. Alternatif yok. “Benim dînimin adı İslâm dîni.” “İslâm ne demek?” Onu da söylemek mecburiyetinde; “İslâm, teslim olan demek.” Hay Allah razı olsun. Peki, sen bugüne kadar Allah'a neyini teslim ettin? Ruhunu mu? Fizik bedenini mi? Nefsini mi? İradeni mi? Neyini teslim ettin? Bir başka sual daha; Sen bir mürşide tâbî oldun mu ki bunlar gerçekleşebilsin. Hiç kimse mürşidine tâbî olmadan onun ruhu vücudundan ayrılıp Allah'a ulaşamaz. Allah'a ulaşamazsa o kişi için teslim diye bir olay asla tahakkuk etmez.
 
Sevgili kardeşlerim! Allahû Tealâ hepinizden mutlu olmanızı istiyor. Hepiniz insan olarak dünyaya geldiniz. Ve Allahû Tealâ bütün insanların ruhunlarını da fizik bedenlerini de nefslerini de iradelerini de Allah'a teslim etmesini farz kılmış. Sevgili kardeşlerim! Bizim hepimize düşen görev açık ve kesin olarak ortadadır. Hepimiz insanlara Allah'ın güzelliklerini Kur'ân âyetleriyle ifade etmeliyiz.

Allah razı olsun.