Kul hakkı nedir açıklar mısınız?

Anasayfa » Ana Sayfa » Kul Hakkı » Kul hakkı nedir açıklar mısınız?
share on facebook  tweet  share on google  print  

Kul hakkı nedir açıklar mısınız?

Bir kişi bir başkasına bir kötülük yaptığı zaman kul hakkı doğar. Ama bu kul hakkı aslında Allahû Tealâ tarafından derhal ödenir. Kim bir başkasına bir kötülük yapmışsa onun amel defterinden o kadar derecat düşülür. Kötülük yaptığı kişinin amel defterine o kadar derecat ilâve edilir. Amel ile amel defterindeki rakamlar birbirini dengeler. Allahû Tealâ’nın kanununda her şey merkezinde, anında adalet sağlanır. Bu noktada kul hakkı aslında bitmiştir.
 
Ama ne zaman ki; kendisine zulüm yapılan kişi gider de mahkemede kısas hükmü isterse ve mahkeme buna karar verirse aynı olayı yapmak imkânının sahibi olur. Bu onun kul hakkının varlığı olduğunu gösterir. Kul hakkı derecesi ödenmiş olan bir haktır. Eğer kişi hakkını kullanırsa (kul hakkını kullanırsa) nefsi mutlaka intikam almasını gerektiriyorsa...

Bir tokat yemiştir gidip o da ayni şekilde bir tokattı diğerine atmanın sahibi olur. Tokatı atar. Attığı zaman ne olur? Kazandığı dereceleri tokat yemesi sebebiyle kazandığı dereceler kadar derecat onun defterinin karşıt hanesine yazılır. Ve tokatı yiyen tarafın da yani baştaki birinci olaydaki zalimin amel defterine de pozitif dereceler olarak zayid dereceler olarak kaydedilir. Böylece fiiller eşitlenmiştir. Bir tokata karşılık bir tokat. Sıfıra sıfır elde var sıfır. Amel defterindeki rakamlar da eşitlenmiştir.

Evvelâ kazanmak sonra kaybetmek mazlum için evvelâ kaybetmek sonra kazanmak zalim için geçerlidir. Kul hakkı böylece ödenmiştir. Ama bu konu hep yanlış anlaşılır hep insanlar tarafından. Tokatı yiyen kişi de kul hakkı kalmıştır zannedilir. Hayır, kalmamıştır. Tokatı yediği anda onun amel defterine o tokatın şiddetine işittiği rakam mutlaka ilâve etmiştir kiramen katibîn melekleri. Ve karşı tarafın amel defterinde de aynı anda, aynı miktardaki negatif rakam (nakıs rakam) yazılmıştır aynı dereceler. Allah'ın katında her amelin bir derecatı vardır. O derecat o kişinin amel defterine yazılır.

"Kul hakkı bu dünyada iken mi ödenir?"

Evet, kul hakkı böylece olay vücut bulduğu anda ödenmiştir. Ama kişi bununla yetinmemişse kul hakkını kullanabilir. Onu kullandığı zaman kazandıklarını yani adaleti temsil ettiği noktayı yeni bir statüde yeniden tahakkuk ettirir kişi. Bu sefer ameller de eşittir. Dereceler de eşittir. Birincisinde ameller karşılığı amel ve derecat eşitliği var. İkincisinde amel ile amel derecat ile derecat eşitliği var.

"Kul hakkıyla ilgili olarak kıyâmet günü kul ile kullar arsında hesaplaşma olacak mı?"
 
Hayır, bu hesaplaşma Allah'ın amel defterinde sona ermiştir. Ve amel defteri kıyâmet günü değişmez.

"Olacaksa nasıl bir hesaplaşma olacak, açıklar mısınız?"

Bu hesaplaşma Allahû Tealâ’nın kanunlarına göre adalet açısından tahakkuk etmiştir. Bu dünya üzerinde hesaplaşmayı devam ettirmek isteyen kişi mazlum, zulmedilen kişi isterse karşı tarafa aynı fiili işleyip onun aynı sıkıntıyı çekmesine sebebiyet verebilir. Bu onun hakkıdır. O zaman kazandığı dereceyi kaybetmesi söz konusudur. Kıyâmet günü böyle bir olay bir daha teşekkül etmeyecektir.

Benzer konular