Sahâbede ve Osmanlı’da çok önemli bir yeri olmasına rağmen, mürşide tâbiiyetin günümüzde unutulmasının sebebi nedir?
Anasayfa » Ana Sayfa » Mürşid » Sahâbede ve Osmanlı’da çok önemli bir yeri olmasına rağmen, mürşide tâbiiyetin günümüzde unutulmasının sebebi nedir?
Sahâbede ve Osmanlı’da çok önemli bir yeri olmasına rağmen, mürşide tâbiiyetin günümüzde unutulmasının sebebi nedir?
Sevgili kardeşlerim! Bir süre dîn adamlarının İslâm’ın 5 şartını yeter görmeleri söz konusu oldu. Yani onlara göre namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, kelime-i şahadet getirmek yani İslâm’ın 5 şartı yeterli. Ama sevgili kardeşlerim, Allahû Tealâ öyle demiyor:
- “Allah’a ulaşmayı dileyin.” diyor.
- “Mürşidinize tâbî olun.” diyor.
- “Ruhunuzu Bana teslim edin.” diyor.
- “Fizik bedeninizi teslim edin.” diyor.
- “Nefsinizi teslim edin.” diyor.
- “İradenizi teslim edin.” diyor.
Peki, bir insanın cennete girmesi için gerçekten bunların hepsini yapması mı gerekiyor? Hayır. Daha bir insan; “Yarabbi, ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur, benim de ruhumu Sana ulaştır.” diye kalpten bir dilekle dilese boy abdesti alıp, Allahû Tealâ onu mutlaka Kendisine ulaştırır. Çünkü sözü var.
Bir defa daha söylüyorum: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” buyuruyor Allahû Tealâ.
Allah razı olsun.
- “Allah’a ulaşmayı dileyin.” diyor.
- “Mürşidinize tâbî olun.” diyor.
- “Ruhunuzu Bana teslim edin.” diyor.
- “Fizik bedeninizi teslim edin.” diyor.
- “Nefsinizi teslim edin.” diyor.
- “İradenizi teslim edin.” diyor.
Peki, bir insanın cennete girmesi için gerçekten bunların hepsini yapması mı gerekiyor? Hayır. Daha bir insan; “Yarabbi, ben de ruhumu Sana ulaştırmak istiyorum. Ne olur, benim de ruhumu Sana ulaştır.” diye kalpten bir dilekle dilese boy abdesti alıp, Allahû Tealâ onu mutlaka Kendisine ulaştırır. Çünkü sözü var.
Bir defa daha söylüyorum: “Kim Bana ulaşmayı dilerse Ben onu Kendime ulaştırırım.” buyuruyor Allahû Tealâ.
42/ŞÛRÂ-13: Şeraa lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).Allah razı olsun.
