Allah’a ulaşmayı diledim. Hacet namazı kılıyorum fakat mürşidimi göremiyorum. Ne yapmalıyım?

Allah’a ulaşmayı diledim. Zikir yapıyorum fakat mürşidimi göremiyorum. Yalnız 1 sene kadar önce uyurla uyanık arasıyken sabaha karşı bir şey duydum ama “Ben geliyorum, korkma!” diye bir ses. Uzun boylu, yeşil giysili, yüzü kapalı birisi.  3 defa salâvât getirdim. Sabah ezanı okunuyordu. Kayboldu. Hepsi o. Hacet namazı kılıp ne zaman mürşidimi görmek istesem, bundan 11 sene önce ölen eşimi görüyorum. Eşimin tâbiiyeti yoktu.

Sevgili kardeşim! Bugün dünya üzerinde Allah’ın risalete tayin ettiği kişi; o biziz.

Öyleyse bugün dünya üzerinde hangi mürşid olursa olsun, o mürşidin yakın bir gelecekte bize bağlandığını göreceksiniz. Artık insanların palavralarla dîn konusunda ahkâm kesmesi olayı bitmiştir.

Ne demek istiyoruz “palavra” kelimesi ile? Şunu demek istiyoruz: “Dînin esası Kur’ân’dır.” Diyor ki Allahû Tealâ:

Ve yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa (4 ayaklı) hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; sizin gibi ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra Rab’lerine haşrolunacaklar (olunurlar).


“Biz bu kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Herşeyi bu kitabın içine yerleştirdik.” Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in devrinde Kur’ân’dan başka hiçbir kitap yoktu. Sadece “O” vardı. Bugün de “O” var, aynen var.

Biline ki; Kur’ân’a uymayan herşey değiştirilecektir. Yani evvelâ mezhepler değiştirilecektir. Mezhepler yok olacaktır. Hangi açıdan? Kur’ân’a göre hangi mezhepte fazlalık varsa onlar çıkartılacaktır. Eksikler de Kur’ân’dan tamamlanacaktır. O zaman 4 mezhebin 4’ü de bir olacaktır. Allahû Tealâ bize birlik ve beraberliği emretti. Bir olmak, beraber olmak sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Hem dünya İslâm birliği hem de kendi aramızda birlik ve beraberlik.

Öyleyse bu görev, Allahû Tealâ tarafından bize verildiği cihetle şu anda dünya üzerinde İslâm âleminde ne kadar irşad makamının sahibi varsa, hepsi bize tâbî olacaktır, yakın gelecekte bunların gerçekleştiğini göreceksiniz.

Öyleyse siz de bu konferansa geldiğinize göre mürşid aramaktan bir medet ummayın! Tâbî olacağınız mürşidin bize tâbiiyeti farz olduğu cihetle, aslında orada kardeşlerimiz var. O kardeşlerimiz sizlere tövbe vermek üzere oradalar.

Öyleyse hacet namazını kılıp da mürşid aramanız artık gerekmiyor. Artık ufuklar aydınlanmıştır. Mademki hepsi bize tâbî olacaktır; siz bize tâbî olduğunuz zaman onların hepsinin arasından birini seçmek gibi bir görevinizin artık söz konusu olmadığını göreceksiniz.

İşte onun için Allahû Tealâ size o olayda da aslında mürşid olduğunu söylemiyor. Ama siz bugün orada tâbî olabilirsiniz.